ღ( Jungkook )
"Geri dönüşümüze iki hafta kala şarkı coverı mı paylaştın?"
Taehyung Hyung, telefon ekranına sabitlediği gözlerini ayırmayarak beklediğim soruyu yönelttiğinde üçlü koltuğa yayılarak oturuyor ve bir yandan da gizli Twitter hesabımda fanların az önce aniden attığım güncellemeye verdikleri tepkileri kontrol ediyordum.
Kendini yanımdaki boşluğa atmıştı soruyu sorduktan sonra, ilk önce omuz silktim. "Evet."
"Neden?" dedi ardından. "Promosyon sırasında başka şeyleri odak noktası yapmazsın."
İlham almıştım, son zamanlarda tek yaptığım buydu. Etrafımdaki insanlar seslerden, kokulardan ya da filmlerden çabuk etkilenen bir adam olduğumu bilseler bile bunu ona söylemek istemedim, çünkü son bir haftadır durmadan şarkı sözleri yazıp hiç olmadığım kadar da bütün sosyal medya hesaplarımda aktif olmamın nedeninin tanımadığım bir kadının sesinden etkilenmem olması bana özeldi. Çocuksu bir saçmalıkla bu değişimimi kendime saklamaya karar vermiştim.
Gözlerimi pratik odamızın duvarlarında, ardından da kendi işleriyle ilgilenen üyelerde gezdirirken "Bilmem, aklıma geldi birden. Paylaşıverdim," diye cevap verdim.
Dün gece dinlediğim yabancının sahnesi bittikten hemen sonra stüdyoya gelip aptalca bir aceleyle söylediği şarkıyı coverlamamı bilmesine de gerek yoktu.
"Güzel şarkıymış, The Killers dinler miydin sen?" diye sordu Taehyung konuyu kapatmamaya kararlı gibi.
"Tabii ki!" Daha önce adını bile duymamıştım.
Pratiğe başlamamıza beş dakika kaldığını fark ettiğimde son kez Twitter hesabıma girip arama çubuğuna Rosé, yazdım fakat bulmaya çalıştığım isim dışında her türlü hesap çıkıyordu karşıma. Adını bile bilmiyordum aslında, gerçekten Rosé miydi mesela? Daha çok sahne adı gibi hissettirmişti, ancak soyadını bile bilmiyorken onun herhangi bir sosyal medya hesabını bulmaya çalışmak samanlıkta iğne aramak gibiydi.
Bulsam ne olacaktı peki?
Belki o da şarkı coverları paylaşıyordu bazen, belki kendi şarkısını bile yapmıştı. Belkiler, ben kendimi kandırmaya bir son verip onunla tanışana kadar uzayacaktı. Bu yüzden telefonu yanıma bırakıp kafamı geriye yasladım ve onu tanımak isteyen sanatçı tarafım ile idol olduğunun bilincinde olan tarafım kafamın içinde rüzgar estirirken hangisinin galip geleceğini bilmenin huzursuzluğu içinde gözlerimi kapattım.
***
Okuduğum bölümü seviyordum.
Küçükken her yıl kendine başka bir meslek seçen çocuğa çıkıp, ilk kazandığın bölümü okuyacaksın deseler durumdan hoşnut olmayabilirdi. Ancak yetişkin bir kadına evrilen Park Chaeyoung tam bir sözel öğrencisi olduğu için sınav sonuçları açıklandığında memnun kalmıştı, bunun en büyük nedeni tek yakın arkadaşı ile ailesinden uzak bir şehirde, hatta ülkede okuyacak olmasıydı tabi. Yine de mezun olduktan sonra ne halt yiyeceğim hakkında henüz hiçbir fikrim olmasa bile bölümümle iyi anlaşıyorduk ve bu sene biraz tökezlemiş olsam da bölüm birinciliği için hedef koymuştum kendime. Şimdilik zor olduğunu söyleyebilirdim fakat iş imkanı, daha doğrusu hoşuma gidecek bir iş imkanı bulmanın zor olduğunu bildiğimden ders çalışmak zorunda olduğumun da bilincindeydim.
![](https://img.wattpad.com/cover/270169931-288-k356415.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
enchanted
Fanfiction[askıda] Dünyaca ünlü BTS grubunun en küçük üyesi Jeon Jungkook'un, minik bir barda şarkıcılık yapan Park Chaeyoung'a aşık olması herkes için beklenmedik olur.