Ellerim uyuşuyor, sıcaklık yanaklarima hücum ediyordu. Ne yapmam gerekliydi? Kacmali mıydım yoksa yoksa hiçbir şey olmamış gibi çantadan aynayı çıkartıp ilgilenmiyormuşum gibi mi davranmaliydim? Yoksa yüzüm, canımın sıkkınlığını belli ediyor muydu? Herkesin alaycı bakışları üzerimdeyken, sinirden dudağımı ısırdıgımı alt dudagimin sızlamasıyla farkettim.
"Yarın da sizlerle buluşmak üzere."
Karşımda duran bir kız grubundaki siyah saçlı kızın bana bakması ile ona en kendini beğenmiş gülüşümü attım ama bu kızı arkadaşlarına dönüp dedikodumun yapılmasını engellemedi. Unutulur muydu? Keşke öyle olsaydı, herkes tarafından her ne kadar üzerime titrense de, o kişiler en ufak bir toplum tarafından ezikce görülmeye başlayınca hemen gidiyor. Etrafim yılan dolu, Efe' nin de olmaması beni iyice kötü duruma dusuruyordu. Bir sürü kötü olay geliyor başıma bir sürü ..
" Kuşum öldü Azra.."
Yere dalmış olan gözlerimi bakır saçlı, tenine güzel giden fıstık yeşili elbisesi ile mavi gözlerini ve alaycı gülüşüyle karşımda duran Asude'ye çevirdim. Okulun meydanindan gruplar dağılmış, yalnız dolaşan insanlar derslerine yetişirken ben bu budalaya cevap vermek zorundaydım.
"Bende senle beraber olmaktansa ölmeyi tercih ederim. Neden yalnız olduğun ortada" çantamdan telefonumu arıyormuş gibi yapıp onunla ilgilenmedigimi hareketlerimle belli etmeye çalışıyordum. Telefonumu çıkarıp ellerini bağlamış olan Asude' ye boş gözlerle baktım, gözleriyle bir kaç adım ötemde olan Efe'ye bakıp gözlerini tekrardan üzerime dikmişti.
"Kim yalnız acaba tatlım?"
Efe'nin koluna girmiş olan Asude bir darbe daha yememe neden olmuştu. "Nicole'un partisine gelecek misin?" Gözlerimi, gözlerini benden kaçıran Efe'ye bakıyordum. Bunu bana nasıl yapabildi bana? Küsmemizi fırsat bilen rakibime nasıl izin vermişti. Hala bana bakmıyor, gözlerini kaçırıyordu.
"Ne zamandi o, yarın ki Sena'nın ev partiyse, evet katılıyorum. Yoksa iki gün sonra ki mi?"
Tamam, iki gün sonraki parti yalandı ve aslında yarınki de yalandı. "İsmini duymadığım kişilerin partisine mi katılıyorsun tatlım?" tek kaşını kaldırdığı yüzüne yumruğumu geçirmemek için zor tutuyorum. Normalde gelmeyecektim ama sırf Efe'nin bu yaptığı adilik yüzünden hayatımdan bir gecenin çalınmasına izin vermeye mecburdum. İçimi biliyordu Efe o yüzden parti yalanıma saklı bir gülüş atmıştı gözünü kaçırıp.
"Çok kişi tanımadığındandır Asudeciğim. İnsanları neden küçümsüyorsun ki?" bir saniye bunu diyen ben miydim? Etraf kalabalık, insanların mırıldanmaları gürültülü sinek sesi gibiydi. Ben ise hala dolabımın orada turuncu kafaya laf yetiştiriyordum. Dengim mi ki bu kız, niye laf yetiştiriyorsam..
"Gidelim mi Asude?" Efe sohbetten sıkılmış yine etrafa bakıyordu. Ben yokmuş gibi. Ben! Azra DOĞAN.. Beni nasıl göremezdi? Yani kör olmadığı sürece ben görülmesi imkansız bir kızdım, bu kadar önemsenmeme çabası çok cocukca geliyordu.. Efe'ya bakıp gülümseyen havuç kafa, sesini inceltip "Gidelim canım." dedi ve son sinir bozucu gülüşünü ok gibi bana fırlattı. Elini beline atan Efe ile birlikte uzaklaştılar ben ise çoktan yeni konulara dalmış olan insanların bakışlarının yokluğunu hissettim. Elbette her grup muhabbet bulamayınca benim konumu açacaklardı. Gereksiz insanların gereksiz muhabbetleri. Gerçi benimde böyle Havuç ile ilgili bir haber çıksa yayarım, hep konuşurum. Ama burada söz konusu benim.
Çantamdan kemiğini almak için toprağı eşeleyen köpek misali telefonumu arıyor, elimle diğer eşyaları geriye itiyordum. Bulduğumda, şifremi girmemle Nicole mesaj atmam bir oldu.
"Starbuck'ın orda bekle beni."
Herkes dışarda çimlere uzanmakla meşgulken ben topuklu ayakkabılarımın ayağııma verdiği sızıyı umursamayıp insanların neden gittiğini anlayamadığım kahveciye gittim. Boğucu sıcaklık herkesin üzerinde etkiliydi, el ele tutuşan sevgililerden birisi elini sevdiceğinden çekmiş, lacivert tişörtüne elindeki teri siliyordu. Bir grup elinde altın kupa taşır gibi isimlerinin yazılı olduğu kahve bardağını taşıyordu derken gözlüklü, bir yere yetişeceği belli olan hızlı adımlarla yürüyen bir kız kahvekolik sarışın bir kıza çarpıp bardağını üstüne dökmesiyle herkesin dikkatini çekti. Zaten kaşardı, şu an erimiş kaşar oldu. Sarışın kız uçları yeşil olan perçemlerini arkaya attınca zannettim kişi olmadığını gördüm. Kaşar değilde özentiymiş.
Herkes gibi bakışlarımı kahve ve para harcama meraklılarından çektim bir süre sonra, Nicole'u ayaklarımın sızlamasını hatırlayacak kadar uzun süre bekledim, her ne kadar vücudumun yükünü sırayla bir ayağıma devretsemde bu acısını hafifletmiyordu. Kimse olmasa çıkartmayı bile düşünebilirim, yerin soğukluğunu arzuluyorum, evet. Bir daha bu ayakkabıyı üç ay giyinmeyeceğime yemin ediyorum. Elimi belime koyup belimden destek alıp uzaktan gelen sarı kafayı görünce "Hele şükür" dediğini duyar gibi oldum ayaklarımın... Nicole doğru yürürken ayaklarımın sızlaması daha da arttı "Seni bir daha giyinmeyeceğim güzellik.!"
Sıradan bir Rus erkek vasıflarını taşıyan Nicole yaklaşmaya üç adım kala sinirimi fark etmiş olmalı ki "İnan silmiştim birisi tekrardan yüklemiş, Tanrı üzerine yemin ederim ki" dedi.
"Kapa çeneni, beni ilgilendirmiyor Nicole! Üniversitenin basın başkanı sensin, daha burayı yönetemiyor musun birde bana mı rakip olacaksın okul başkanlığında?" yanımda aynı hizada yürüdüğüm sarı kafa ile Starbuck'un boş bir masasına doğru yöneldik. Yanımızdan geçip gidenlerin bize baktığını hissedebiliyordum.
"Azra bunu koyan kişiyi kameradan gördük elinde telefon olan bir kişiydi." masadan kalkmakta olan bir grup kişinin çantalarını toparlamalarını bekledik, ellerinde notları olan gözleri uykuya hasret üniversitenin ikinci popüler ve tarz kişilerin oluşturduğu bir gruptu, kırmızı saçları ve mavi perçemi olan piercingli kız bizi görüp masadaki çizim kağıtlarını hızla büyük çantasına özenle koydu.
"Ah elinde güvercin mi olması gerekiyordu Nicole? Ne saçmalıyorsun? Taş ve bir kaç samanla mı dolaşsaydı 21. yüzyıldayız biliyorsun değil mi?"
Sandalyemi geriye çekti oturmam için, oturmamla ayağımdaki acının azalması üzerimdeki stressi azaltmıştı. "Azra, bu fotoğrafı yayınlayan kişinin o an ki videosu bunu izlemelisin!"
Zengin züppenin uzattığı son model telefonundan izlediğim videoda siyah maskeli bir adam bir elinde tuttuğu fare ile bilgisayara odaklandıktan sonra fareyi bırakıp kameraya baktı ve cebinden çıkardığı telefonu kamera doğru kaldırdı, havaya kaldırmasıyla bileğinde gözüken bir dövme dikkatimi çekti, diğer elini kaldırıp el salladıktan sonra elini ters çevirip orta parmak işareti yaptı, video burda son buluyordu.
"Sana son zamanlarda musallat olan bir telefon sapığı mı var?"
Alnımı tüm düşüncelerim etrafa dağılacakmış gibi şakaklarıma daireler çiziyordum. Polise şikayet ediyorum adres bulamıyorlar, dava aç diyorlar telefonunu inceleriz ses kayıtlarını dinleriz diyorlar amma ve lakin uyuşturucu aldığım kaynakta dinleneceğinden bir şey yapamıyorum. Yaşınız kaç olursa olsun aileden hep bir göt korkunuz oluyor.
"Evet..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELEFON SAPIĞIM
Teen FictionHer kızın içinde biraz Azra vardır... Telefon sapıklarından hepimiz nefret ederiz, ama bu sapığa karşı bir sempati besliyorum. @JseMre (Nisa Kaya) Biraz aşk,biraz heyecan,biraz merak ve daha birçok duygu...Aradığınız her şeyi bu kitapta bulacak, oku...