"Evet, Feris Hanım. Çok yormuyoruz değil mi kendimizi? Sinir? Stres?" Doktor Yasemin Hanım'ın sorusuna Serkan yanıt vermişti. Feris yatağa uzanırken, Serkan da elinde onun montunu ve çantasını taşıyordu. (Ay bir an çok tatlı geldi gözüme)"Hiç kendine dikkat etmiyor doktor hanım. Sürekli olaylardan olaylara koşuyor, doğru düzgün beslenmiyor." Serkan'ın sızlanmasıyla Feris ona ters bir bakış attı. Bu sırada doktor Yasemin Hanım, Feris'in karnına soğuk jeli sıktı, ve minik Tahtacı'ı izlemeye başladılar.
"Aa aynı ben. Baksana şu yakışıklılığa. Oğlum da benim gibi olacak." Serkan'ın dedikleriyle Feris, dudaklarındaki tebessümü silmeden konuştu.
"Serkan, o daha küçücük. Ayrıca nereden belli oğlumuzun olacağı? Hem nereden sana benziyormuş?" O sırada kontrole gitmek için büyük bir çaba gösterip, zorla Serkan'ın arabasına binip gelen Çınar konuştu.
"Hıh. Bak Serkan gördün mü? Feris de bana hak veriyor. Aynı Çınar Amcası. Pü...Maşallah." Feris, Çınar'ın bu sözlerine kafasını sallayarak gülerken, Serkan ufakca kıkırdadı.
"Feris Hanım. Bebeğinizin kalp atış seslerini duymak ister misiniz?" Yasemin Hanım'ın sorusuna, Feris'in cevap vermesi gerekirken, Çınar ve Serkan hemen atlayıp, aynı anda "Evet!" Dediler.
Bir anda o sesler duyuldu.
Bu ses akan gözyaşlarının belkide en mutlu haliydi.
Bu bebek, onların mutluluk kaynağıydı.
°•~{}~{}~{}~{}~{}~•°
Serkan, Feris'in belinden tutup ona destek vererek odasına getirip, büyük koltuğa oturttu. Daha sonrada sırtına yastık koymaya başladı. "Ay Serkan yeter bi' sakin ol. Otur." Feris'in söyledikleriyle, Serkan yanına oturdu ve Feris'in ellerini elleri arasına aldı.
"Aşkın en güzel meyvesi. Hafif mayhoş bir tadı olan bir meyve. Bazen ağlayarak ekşi yönlerini gösterip, bazen etrafına gülücükler saçıp tatlı hallerini gösterecek, ve biz onu çok seveceğiz."
°•~{}~{}~{}~{}~{}~•°
Raporları bitmeden işe dönmüştü Dicle ve Feris. Sevdiklerinin biraz daha dinlenmelerini söylemesine aldırmamış, yine çalışmaya başlamışlardı. Yoğun geçiyordu günleri, biriken işler de vardı. Oradan oraya koşturuyorlardı eskisi gibi. Sadece ikisi de daha mutluydu. Üzerlerindeki yükleri atmışlardı artık. Mesai saatinin sonunda danışmanın önünde dört kişi denk gelmişti. Serkan, Çınar, Dicle ve Feris.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madre Ragazza | DicFer
General FictionBu genç garsonu izlemeye başladı Feris. Önceden olsa telefonuna bakardı ancak bu kızın azmi dikkatini çekmişti. Şu anda ondan başka bir garson yoktu belli ki. Bir oraya bir buraya koşuyor, tüm siparişleri yetiştirmeye çalışıyordu. Feris'in kahvesini...