23 - "Müzik dinlemenin zamanı geldi."

109 15 1
                                    

Bölüm şarkısı: A Little Wicke - Valerie Broussard

Kronos ve Rhea'nın oğlu tanrıların tanrısı Zeus, kimine göre her şeyi ile kusursuz olandı. Yakar, yıkar, yok eder, insancıklarıyla oynar ama asla yalan söylemezdi. Yalan, kan dolu bir kadehten yudum almaya benzemezdi. Ruhu ele geçirdiğinde yavaş yavaş emmeye başlar, tanrı bile olsanız sizi uçurumun kenarına getirebilirdi. Ve uçurumdan aşağıya sürüklenmek için adım atmaya değil, doğruları söylemeye ihtiyacınız olurdu.

"Hayır," dedim. Ellerim ve ayaklarım hastane yatağına bağlanmış bir halde, çırpınırken "Ben yalan söylemiyorum," diye avaz avaz bağırdım. "O geldi."

Yanımda duran beyaz önlüklü, uzun boylu genç adam bana şefkatle bakıp "Sakin olmazsan anlaşamayız," dedi.

Midemde yükselen su, her çırpınışımda daha da fazla yukarıya çıkıyordu. Gözlerimi açık tutmak için kendimi zorluyor, acımı ötelemeye çalışıyordum.

Murat'ı gördüm. Beyaz önlüklü adamların arkasında durmuş beni izliyordu. Ağlayacak gibi miydi yoksa zafer kazanmış gibi mi? Bana doğru ilerlemeye başladı. Yanıma geldiğinde bir elini başımın üzerine koyup "Sakinleşmen gerekiyor," dedi. "Sana sakinleştirici yapacaklar, sonra uyanacaksın. Şu an iyi değilsin. Her yerin yara içinde."

Tekrar çırpınmaya başladım. Savunmasızdım. Dudaklarımın arasından sürekli "Hayır," kelimesi çıkıyordu. Ellerimin bağlı olması beni korkutuyordu. Delirmemiştim, hayır deli değildim ama delirmek üzereydim.

İçimden bir ses sakin olmamı söylese de olamıyordum. Ne olduğunu nasıl buraya geldiğimi bile hatırlayamıyordum. Son hatırladığım o nottu. Direnecektim. Direndim de ama elinde bir şırınga olan kadın, bana doğru yaklaştıktan kısa bir süre kendimi buz gibi bir karanlığın ortasında buldum.

"Neredesin Gece?" diyen Arden'i duydum. Çığlık atıyor, boğazı yırtılacak gibi bağırıyordu. Koşarak önümde duran merdivenleri çıkmaya başladım. Nefesim, kalbim her şey durmuş gibiydi.

Merdivenleri çıktıkça merdivenler daha da uzuyor gibi geliyordu. Nerede olduğumu anlamak için kafamı kaldırdığımda o evde olduğumuzu anladım. Derin bir nefes alıp tekrar merdivenleri çıkmaya başladım. Her adımda kusacak gibi oluyordum.

Arden'in sesine yaklaştığımı anladığımda evin uzun koridorundaydım. Hafif aralık olan kapıya doğru koşmaya başladım. Ona bir şey yapıyordu. Öyle olmalıydı. Yoksa Arden benden yardım istemezdi.

Kapının önüne geldiğimde içeriden hafif loş bir ışığın geldiğini fark ettim. Sakin olmam ve yavaş hareket etmem gerekiyordu. O burada bir yerde olabilirdi. Kapıyı hafifçe ittiğimde Arden'i gördüm. Ayakları ve ellerinden yatağa bağlanmış duruyordu. Çırpınıyordu. Beni görünce kanlı gözleriyle "Lütfen," dedi. "Yardım et." Bunu söylerken ağlıyor, kendini kurtarmaya çalışıyordu.

Kendime gelip ona doğru yürümeye başladığımda, evin içinde bir müziğin sesini duymaya başladım. Dikkatimi Arden'e vermek istedim ama her adımımda müziğin sesi yükseliyor, ruhumu da bedenimi de ele geçiriyordu. Ayaklarımı sürümeye başladım. Müziğin sesi, Arden'in çığlıkları ile bir oldu. Dengemi kaybettim. Tamamen düşmeden önce yatağa tutundum.

Ona yaklaşıyordum. Onu kurtarmam gerekiyordu. Ne olduğunu onu bulduğumda anlamıştım. Ama birinin beni de kendime getirmesi gerekiyordu. Zeminde sürüklenerek ilerlemeye başladım. Onun elinin hizasına kadar sürüklendiğimde artık son nefesimi harcıyor gibiydim. Yatağın çarşafına tutunarak kendimi yukarıya çekmeye başladım. Onu kurtarmam gerekiyordu. Eline ulaştığımda onun fısıldar gibi "Kaç," dediğini duydum. "Kaç Gece!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gece'nin TutsaklığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin