4 . Bölüm

39 10 6
                                    

Acılarımız var . Birbirimiz tarafından sarılmayı bekleyen ...

Küçük bir çocuk gibi tüm bu olanlara kullaklarımı kapatmak istiyordum .
Her gün hayatımı biraz daha mahvetmelerine izin veriyordum . Yemek yedikten sonra annem ve üvey babam sanki çok önemliymiş gibi Kenan 'ın yurt dışında neler yaptığını , işleri nasıl yürüttüğünü soruyor bir yandan da övgülere boğuyorlardı .

"Aferin oğlum sana tam da yetiştirdiğim gibi ... Soy adımıza yakışır hareketler , keşke birileri de seni örnek alsa ."

Falan filan.
Böyle imalara alışık olduğum için umursamadım . Önemsedikleri tek şey iğrenç soy isimleriydi . Demirel ...

Beni hiç övmemişti . Yaptığım şeyleri takdir etme gereği duymamıştı annem .
Hayata tutunmamda ki tek sebep, daha kötüsü de olabilirdi . Üzgün olduğum zamanlarda kendime durmadan bunu hatırlatıyordum . Daha kötüsü de olabilirdi Berfu . Ama artık bu da fayda etmiyordu . Daha kötü bir hayatı tahmin edemiyordum çünkü . Yemekten sonra biraz daha saçma muhabetlerini dinleyip odama çıktım . 20 yaşındaydım ama hâlâ odamın perdelerini kapaktan , kapıyı kilitlemekten, gecenin bir vakti kabuslarla uyanmaktan alıkoyamıyordum kendimi . Yine aynı şeyleri yaparak yatağıma girdim . Komidinin üzerinde ki telefonumu aldım elime . 4 yeni mesaj bildirimi ile şaşırmıştım . Normalde kimsenin mesaj atma gereği duymadığı biriydim ne de olsa.

Mesaj kutusuna girdiğimde içimdeki mutluluğun tarifi yoktu .

*Kimden: Selim *
Yemek yedin mi ?

Yemiştirsin diye tahmin ediyorum . Aksi bir ihtimal yok değil mi Berfu ?

Yarın tekrardan denize çıkacağım . Gelmek istersin belki .

Eğer işin yoksa yani .

Çok güzel bir duyguydu bu . Önemsediğiniz kişi tarafından önemsenmek , tarifi olmayan mükemmel bir tatlı gibi .
Hızlıca cevap yazmaya başladım .

*Kime : Selim *
Evet yemeğimi yedim. Yarın için söz veremem , şu anlık bir işim yok ama gelmeye çalışacağım . Ve tabiki yemek yiyip geleceğim . Denizi izleme fırsatını kaçırmak istemiyorum bu sefer.

Mesajı atıp beklemeye başladım . Bir anda kapının kolu sertçe büküldüğünde korkuyla yatağın içerisine gömüldüm . Gözlerim şimdiden dolmaya başlamıştı .

"Berfu aç şu kapıyı , sadece konuşmak istiyorum ."

Kenan 'ın seslenişi beyninde yankılanırken hala kapıyı zorluyordu . Neden kimse duymuyordu bunları . Bağırmam mı lazımdı avazım çıktığı kadar beni kurtarın diye . Sadece bir kat aşağıdaydılar ve tüm bu savaşı , savaşta ölen beni görmüyorlardı . Ya da daha kötüsü görmek istemiyorlardı .
Son çaremin açmak olduğunu düşünerek yataktan kalktım . Yanaklarımdan bir bir süzülen yaşlar bana ne kadar güçsüz ve zavallı olduğumu gösteriyordu . Kapının kilidini yavaşça açtığımda beklemediğim bir yüz ifadesiyle karşılaştım . Kenan ' ın olamayacağı belli olan yapmacık , üzgün ve pişman bir halde . Kendi kurduğu oyuna kendi bile inanmamıştı . Yüzü eski pislik halini almaya başlamıştı bile .

"Ooo ama öyle bakma kardeşim . Sadece konuşacağım ?"

Hiçbir şey demedim öylece karşısında ezilmiş , bitmiş bir halde bekliyordum . Beni ittirip içeri girmeye çalıştı . Engel olmaya çalıştığımda ise kendimi yerde bulmuştum . Her ne kadar yemek yemiş olsam da bedenim güçsüzdü hala .
Odanın içinde dönüp dururken sertçe kolumdan çekiştirmeye başladı . Düştüğüm yerden biraz daha öteye çektiğinde , hiçbir şey yapmadım ona ,yapamadım . Yorulmuştum çünkü , etrafi bile zar zor görüyordum yaşlardan .

KAR TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin