"Çimen gözlü adam ..."
Hayatım minik bir akarsu gibi gözlerimin önünden geçiyordu . Ve ben yavaş yavaş minik akarsuyumun kurumasını izliyordum . Zaman neyi değiştirir bana neler katar bilinmezdi ama hiçbir şey çektiğim acıları unutmamı sağlayamayacaktı.
Birinin başınıza on kilogramlık çekiçle vurduğunu düşünün . Ve şimdi de o acıyı ...
Gözlerimi açmayı denemiş açamayınca da bırakmıştım. Şimdi ise tek uğraşım başımı yerden kaldırmaktı . Bunda da başarısız olunca boşa cabalamanın bir faydası olmadığını kabullenerek sanki hiç uyanmamış gibi uyumaya devam ettim .Oda kapısının gürültüsü ile gözlerimi aralamıştım . Bir önceki sefere göre daha kolay açabilmiş ve zorla da olsa ayağa kalkmıştım . Banyodan çıkmadan kısık ve kulağı tırmalayan sesimle kapının gerisine doğru seslendim .
" Kim var orada ?"
Bir kaç saniye sonra yanıt gelmişti .
" Berfu hanım ben Aygül , kahvaltıya ve öğle yemeğine gelmeyince endişelendim . İyi misiniz ?"
Aygül mutfaktan sorumlu çalışandı . Şu koca evde yokluğumu fark eden tek kişi oydu . Bu istemsiz ,buruk bir tebessüme yol açmıştı bende .
" İyiyim Aygül teşekkürler . Gece biraz geç yattım da kalkamadım merak edilecek bir durum yok."
" Bunu duyduğuma sevindim Berfu hanım . Yiyecek herhangi bir şey ister miydiniz? "
Karnım gerçekten çok fazla açtı , buna ek olarak ağrıyan kemikler açlık hissini bastırmama hiç yardımcı olmuyordu.
" Bir bardak portakal suyu bir tane de sandviç yapar mısın ?"
" On beş dakikaya hepsini hazırlarım Berfu hanım ."
"Teşekürler."
Ayak sesleri gittiğinin işaretiydi . Yaslandığım kapıdan uzaklaşıp aynanın karşısına geçtim . Neredeyse kendimi tanıyamayacaktım . Morluk evresini geçip çoktan kararan göz altlarım . Başımın sağ tarafından aşağı akıp, kuruyan bir kaç damla kan ...
Kavgadan çıkmış vaziyetteki saçlarım . Ah pardon zaten kavgadan çıkmıştım öyle değil mi ?
Banyo yapmayı yemekten sonraya erteleyip sadece kan lekelerini silmeye başladım .Her dokunduğumda daha fazla canımı yakan , her dokunduğumda o anı tekrar tekrar yaşatan kan lekelerini ...
Saçımı da gevşek bir şekilde arkadan topladıktan sonra banyo için kıyafetlerimi hazırladım . O sırada yatağın üzerinde duran telefona çarpmıştı gözlerim . Yavaş ve ürkek adımlarla yatağa doğru ilerledim . Dün Kenan pisliğinin yatağımın üzerinde olduğunu düşündükçe hala midem bulanıyordu . Derin bir nefes alıp telefonu açtım . Değil Selim 'den mesaj veya arama, her gün mesaj atan operatörden bile bildirim yoktu . Gözlerimi devirmekle yetinip telefonu geri yerine bıraktım . Aygül elinde tepsiyle odaya gelirken morlukları fark etmemesi için kafamı yerde tutuyordum . Aslında herkes her şeyi anlıyordu , sadece güçlülerin haksız dahi olsa haklı konumda yaşadığı , bizlerin ise başkalarının bizi savunması için gözlerinin içine baktığımız bir Dünya'da yaşıyorduk .
Çenem açıyordu ama bir şeyler yemek zorundaydım . Hızlıca yemeği bitirip banyoya girdim . Sağ omzuma acıdan dokunamıyordum bile . Suyu ayarlayıp yavaşça oturdum yere . Sırtım soğuk duvara değmesine rağmen rahatsız etmiyordu . Vücuduma değen su sanki bedenimi temizlemek istercesine akarken, dün Kenan ' ın dedikleri aklıma gelmişti. Gerçek olamazdı değil mi ?
O benim annemdi . Beni sevmiyor olsa bile , bana bakmıyor , umursamıyor , istemiyor olsa dahi o benim annemdi . Hangi anne kızına bu kötülüğü yapardı ?
Hangi anne kızının gözleri önünde ölmesine , yok olmasına , günlerce acılar içinde kıvranmasına izin verirdi ?Göz yaşlarım suya karışırken ne zamandır banyoda olduğum hakkında bir fikrim yoktu . Parmaklarım uzun zamandır suda olduğu için buruşmaya başlamış . Gözlerim neredeyse artık yaş akamaz hale geldiğinde çıkmıştım banyodan .
Peki değişen neydi ?
İyi gelmiş miydi banyo , peki ya üzerime akan su ? Temizlemiş miydi bedenimi ?Üzerimi giydikten sonra pencerenin önüne gelerek dışarıyı izlemeye başladım . Havalar gittikçe soğumaya başlamıştı , kışın geldiğini önceden haber veriyordu gökyüzü . Küçükken en sevdiğim mevsimdi kış .
Şimdi ise hiçbiri ...
Mevsimler , aylar , günler ... Bunların hepsi bazı insanlar için umut , yeni bir fırsat olurken benim için sadece daha fazla acıdan başka hiçbir şey değildi .Hava soğuk olmasına rağmen caddenin ilerisinde bisiklet süren çocukları görebiliyordum . Artık dışarı çıkmak için bir sebebim de yoktu . Pencereyi açıp temiz havayı içime çektiğimde nedensizce burnuma deniz kokusu gelmişti .
Gözlerimin yeniden dolmaya başladığını fark ettiğimde hızlıca pencereyi kapattım .
Gitmişti bana hiçbir şey demeden gitmiş ve defalarca beni görmezden gelmişti . Acaba sevgilisi ya da sevdiği biri falan vardı ve benim yüzümden arası mı bozulmuştu ? Eğer öyleyse neden bana iyi davrandı ? Neden bana beni düşünüyormuş gibi yaptı ? Annesinin bile umursamadığı beni, neden önemsiyor gibi davrandı ? Az önce tutmaya çalıştığım göz yaşlarım bir bir kucağıma dökülürken anladım benden daha iyi yalancıymış . Evet hata yaptım ona yalan söyledim ama korktum , deli gibi , ölecek gibi korktum ... Benden gitmesini istemedim ama asla duygularım konusunda yalan söylemedim . Asla canım sıkıldığı için konuşmadım onunla , onunla konuştum çünkü ona bağlanmıştım . İlk kez kendime itiraf ediyorum ben beni sevmeyen , beni sadece canı sıkıldı için kullanan sıkıntısı geçtikten sonra da hiçbir şey söylemeden giden o çimen gözlü adama bağlanmıştım ...Kendime ne kadar kötü telkinlerde bulunup ondan kendimi soğutmaya çalışsam da içimde bir yerlerde hala bir filiz , bir umut ışığı vardı .
Yapmalı mıydım ?
Değer miydi ?
En azından bir açıklamayı hak etmemiş miydim?
Kafamdaki onlarca soruyla hızlıca çöktüğüm duvar dibinden kalktım . Üzerime dışarısı için uygun kıyafetler giydikten sonra derin bir nefes alarak evden çıktım .
Nereye gittiğimi biliyordum . Neden gittiğim ise pek umrumda değildi açıkçası . Kaç gün sürer sonu ne olur bilmiyordum ama emin olduğum bir konu vardı . Babamdan sonra ilk kez biri bana iyi gelmişti ve ben ne olursa olsun neden böyle apar topar gittiğini öğrenecektim . Sonunda canımı yakacak şeyler duymaya hazırdım . En azından öyle olmasını umuyordum .
Nereden başlamalı, ne yapmalıyım hiçbir fikrim yoktu tıpkı artık hiçbir yalanın olmayacağı gibi ...\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\🖤/////////////////////////////
Selam cancağızlarım . :))
Nasılsınız ?
Umarım hepiniz iyi ve mutlusunuzdur . İyi ve mutlu diyorum çünkü her mutlu insan iyi olmuyor . Bazılarımız da Berfu gibi iyi yalancıyız biliyorum mutluymuş gibi davranma konusunda ...Ama unutmayın şu hayata bir kez geliyoruz ve bir şansımız var bu eşsiz şansı gereksiz kişiler yüzünden üzülerek geçirmeyin .
Sizleri çokca seviyorum.
Beğenip yorum yaparsanız çok mutlu olurum. :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR TANESİ
De TodoBu bir kar tanesinin hikâyesi... Bu buluttan düşüp yok olacağını sandığı halde denize kavuşup yeniden hayat bulmanın hikâyesi. Bu Berfu ve Selim ' in değil , yok oluşun ucundayken yeniden ayağa kalkanların hikâyesi .