Bir yaralı vardı ortada herkese yardım edin diye bağıran .
Ve artık bir ölü vardı ortada ölümünde herkesin payı olan ...Kendime minik bir bahçe inşa etmeye başlamıştım . İlk başta her şey iyi gidiyordu ...
Çiçeklerim büyüyor , meyve ağaçlarım çiçek açıyordu . Zaman ilerledikçe iyiye gitmesi gereken hiçbir şey asla iyiye gitmedi . Bir çok çiçeğimi ezip geçtiler , ağaçlarımın dallarını kırdılar . Ama ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim , ta ki diğer herkesin kendi bahçelerini yetiştirmek için benim ölen çiçeklerimi kullandıklarını anlayana kadar .Gitmişti , bana hiçbir açıklama yapma gereksinimi bile duymadan hemde . Minicik bir mesaj dahi atmadan . Caddeye çıktığım zaman taksi beklemeye başladım . Aynı zamanda az önce olanların gerçekliğini sorguluyordum . Umarım telefonum bozulmuştur , dışarıdan ne arama ne de mesaj kabul etmiyordur . Taksi geldiğinde hala bunu düşünüyordum . Son bir umut ...
"Afedersiniz , telefonunuzu rica edebilir miyim ? Anneme mesaj atmam gerekiyor, benim telefonumun şarjı bitmiş de."
Tam arabayı çalıştırmak üzere olan taksici hafif bir baş selamı ile telefonunu çıkarttı pantolonunun cebinden .
" Buyur hanım kızım ."
Hızlıca kendime mesaj atmaya başladım . Bir kaç karışık harf salladıktan sonra beklemeye başladım . Yaklaşık üç saniye sonunda sesize aldığım telefonun ana ekranına düşmüştü bildirim . Bir kaç dakika öylece bekledim . Daha sonra taksicinin telefonundan numaramı ve mesaji silip geri verdim . Bile isteye mesaj yazmamış , aramamıştı. Taksiciye parasını verip ve tekrardan teşekkür edip indim arabadan . Adımlarım yavaş bir o kadar da birbirinden bağımsız haldeydi . Kapıdaki güvenlikten başka kimse görmemişti beni ya da ben kimseyi görmemiştim .
Yok olmak istiyordum tam da şu anda . Bir anda ortadan kaybolmak ...
Hiç bilmediğim bir yerde hiç bilmediğim insanlarla yaşamak . Alışmak istiyordum, beni bırakmayacağına inandığım insanlara . Sevmek istiyordum , benim kadar beni sevenleri ...Ses çıkarmamaya özen göstererek odanın kapısını açtığımda . Tüm bunların kabus olmasını ve sabah Selim ' in aramasıyla uyanmayı diliyordum .
" Ooo evin yolunu bulabilmişiz Berfu hanım ."
Gözlerim hem korkunun hem de şaşkınlığın vermiş olduğu his ile büyürken , tam karşımda yatağımın üzerine serilmiş bir vaziyette yatan Kenan ' a bakıyordum .
"Çık odamdan , lütfen ."
Yataktan kalkıp üzerime doğru gelmeye başlamıştı . Geri geri ilerlemeye başladığımda en sonunda kapının sırtıma değmesiyle durmak zorunda kaldım .
" Neden ? "
" Kenan lütfen . Tamam özür dilerim bir daha bu karar geç kalmayacağım lütfen ."
" Bu saate kadar dışarıda gezerken sorun olmuyorsa benim şu anda seninle olmam da sorun olmamalı bence . "
" Kenan lütfen dedim , çıkar mısın odamdan ?"
Pis pis sırıtıp elini yanağımın üzerine koydu . Hızlıca elini itirdiğim için kolunu duvara çarpmıştı.
" Ne o başkaları dokunurken sorun olmuyor . Bir tek bize mi asi kız tavırları?"
Neyi ima ettiğini anlamıştım aslında . Ama şu anda bununla uğraşmak sadece onun biraz daha fazla odada kalmasını sağlardı o kadar .
" Kimse bana dokunamaz ve ben sana asi kız tavırları falan yapmıyorum . İzin verirsen şimdi uyumak istiyorum ."
" Kulağa hoş geliyor aslında . Hadi uyuyalım ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR TANESİ
RandomBu bir kar tanesinin hikâyesi... Bu buluttan düşüp yok olacağını sandığı halde denize kavuşup yeniden hayat bulmanın hikâyesi. Bu Berfu ve Selim ' in değil , yok oluşun ucundayken yeniden ayağa kalkanların hikâyesi .