Öylece uzanırken sizi çok özlediğimi fark edip hızlıca bir bölüm yazayım dedim. İyi okumalar
Flashback
Yemekler bitince tartışmanın da bir sonu geldiğinde, kendimi bir varil gibi hissediyordum.
Ellerimi karnıma vurdum.
"Eren hep senin yüzünden. 2 kilo aldım şuan resmen. Varil gibi oldum resmen şu halime bak."
"Oho Leyla şimdiden böyle konuşursan olmaz. Hem benim hedefim sana 4-5 kilo daha aldırmak."
"Saçmalama istersen. Yakışmıyor bana kilo."
"Hamilelik çok yakışacak ama sevgilim."
İçtiğim su boğazımda kalırken öksürmeye başlamıştım.
Masadaki herkes ise benimle dalga geçiyor ve gülüyordu.
O sırada ise hala benim rengim normale dönmemişti ve burnumdan bile sular akmıştı.
"Harbiden ciddi ciddi senin eline bebek çok yakışır. Kız mı olmasını isterdin erkek mi?"
"Eren bunu konuşmanın yeri burası mi?"
"Leyla hemen şimdi çocuk yapalım demiyorum Allah Allah. Normal bir soru bu yani. Önce Oğuzhan cevaplasın o zaman."
Oğuzhan sanki bu anı bekliyormuş gibi ellerini sevinçle cırptı.
"Ben 1 kızım birde oğlum olsun istiyorum. Kızımın sevgili olunca oğlumla birlikte dövmeye gideriz fena mı."
Hayallerinde normal hayatın kadar renkli be 150 milyon.
"Eee Leyla sen?"
"Ben kızım olmasını istiyorum."
Çekinerek söylesem de sonrada utanılacak birşey olmadığını fark ettim.
"Adını da Melodi koymak isterdim. Kız çocukları çok tatlı geliyor bana."
"Bende 1 kız 1 erkek isterdim. Kızın adını hiç düşünmedim ama oğlum olsa adını Selim koymak isterdim. Böyle sarı bir çocuk aynı benim gibi. Sol ayaklı olur bide. En kralından bir forvet yaparız fena mı olur."
"Eren daha portakalda vitamin olmayan çocuğunun futbol mevkiine bile karar vermen beni çok etkiledi."
Flashback sonu
"Tamam sakin ol Kartal. Ben sana çok güveniyorum. Boşa çıkmayacak bu güven eminim. Zaten bu daha ligin ilk maçı. Keyif almaya bak. Golden sonra yanıma bekliyorum sizi beyefendi.''
Maç toplantısı sona ermiş, birazdan stada doğru hareket edecektik. Kartal ise ilk defa 11 başlamanın heyecanı ile ne yapacağını şaşırmıştı.
Otobüste en arkanin bir önündeki ikili koltukta yerimi aldığımda içimde kötü bir his vardı. Çok kötü bir his. Takımla gittiğim ilk maç olacaktı ve kulübede olacaktım. Gerçekten farklı bir deneyimdi ama heyecanım mutluluğuma çelme takıyordu.
"Melodi"
Bana seslenen Atakan ile yönümü oraya doğru çevirdim. Otobüste neden kimse yoktu.
"Stada geldik ama sen 2 dakikadır tek başına otobüstesin. Bir sorun mu var?"
Yine dalıp gitmiştim. Biraz da stres yüzünden baş ağrım vardı. Kafamı tutup ayağa kalktım.
''Yok bir sorun ya dalıp gitmişim ben. Biraz başım ağrıyor o kadar." Bir sorun olmadığını belirtircesine gülümsemiştim ama ardından inmeye çalışırkenki topallamam ile cuvallamıştım. İnerken Atakan kolumu tutunca biraz daha başarılı olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN NUMARAN? |Beşiktaş
General FictionAnnesi ve babası Beşiktaş kulübünün efsanelerinden olan Melodi onların izinden Beşiktaş'a gönül verir ama bu kez sahada değil. Tercüman olarak çıktığı antrenmanda kafasına yediği yumrukla başlayan bu macerada bizimle misiniz? "Sende farklı bir şeyl...