4 ağustostan beri bölümün sınırı geçmesini bekliyorum :) hala geçmedi maalesef ama atayım artık dedim. İyi okumalar. Yorum yaparsanız sevinirim.
"Pizzalar neli oluyor? Karışık herkese okey mi?"
Telefonda sipariş vermeye çalışan Murat'ı başımla onaylayıp önüme geri döndüm. Ellerimle oynamaktan yara yapmak üzereydim ama gerginliğimi de bir türlü atamıyordum.
Yanımdaki koltukta bir hareket hissettiğimde yönümü hemen oraya çevirdim. Atakan koltuğun boşta kalan kısmına kendini attığında bir yandan da bana bakmakla meşguldü.
Ben de aynını yapıp ona baktığımda yüzüme öylece gülmüştü.Ortama Murat'ın sesli kahkahası hakim olunca direkt olarak ona döndüm.
"Bu Alp varya harbiden salak he."
Karnını tutup kasıla kasıla gülüyordu. Peşinden Alp sinirle salona geldiğinde kafasına yastıkla vurup susmasını istedi. Ben dahil geri kalan herkes ise ne olduğunu öğrenmek istiyordu.
Alpin geldiği yönden Kartal da yüzünde sinirle gelince ne olduğunu daha da merak etmiştim. Son olarak Nisa'da bize katıldığında ekip tamamlanmış, herkes kendine bir koltuk seçmişti. Benim yanımda Atakan karşımda ise Kartal vardı. Yan koltugumda oturan Nisa ise sık sık bana bakıp sırıtıyordu.
"Hadi beyler pes atalım biz."
Kartal oturduğu yerden bir hışım firladığında bir anlık dalgınlığım yüzünden korkmuştum.
Atakan hariç herkes kalkıp yere geçtiğinde ben ona dönmüştüm.
"Sen oynamayacak mısın?"
"Ben buradan oynarım. Hem şansım da yanımda."
Kafama sallayıp güldüğümde nihayet oyun başlamış ve herkesin odağı televizyon olmuştu.
İlk maç Murat ve Ahmet arasındaydı. Onlar bağıra bağıra oyunlarını oynarken bense su almak için yerimden kalkıp mutfağa ilerledim.
Peşimden gelen adım seslerinin kime ait olduğunu adım gibi iyi biliyordum. Kıvırcık cadı benim peşimsıra mutfağa daldığında beni köşeye sıkıştırdı.
"Ne var sizin aranızda?"
Lafı dolandırmadan direkt olarak merak ettiğini sormuştu. Böyleydi zaten Nisa.
"Hiç bir şey."
İnanmadığı gözlerinden belliydi. Ama gerçek buydu. Ben bir yandan elimdeki bardağa su doldurmaya çalışırken diğer yandan da Nisa'nın beni kınayan bakışlarını üzerimden uzaklaştırmaya çalışıyordum.
"Ne zamandır birbirimize yalan söyler olduk biz seninle? Yazıklar olsun."
Hafif sitemle söylese de ciddi olmadığını biliyordum.
"Sen bana anlat asıl kartal niye sinirlendi Alp'e. Bir hışımla çıktı."
"O salağın adı Alp'mi? Abimin önünde bana yürümeye çalıştı. Kartal'ı biliyorsun zaten korumacı tarafını. Yoksa bana okeydi. Neyse artık yapacak bir şey yok."
Ona göz devirip suyumu içtim. Dolabı açtığımda karşıma çıkan biraları görünce nisaya baktım. Onun da bana aynı bakışı attığını gördüğümde ikimize birer tane alıp salona geçtik.
Beyler pür dikkat televizyona odaklanırken murat ve Ahmet'in maçı bitmiş, yerlerini Kartal ve Alp'e bırakmıştı.
"Oooooooo"
Salona girmemiz ile Alpin başlattığı oo yüzünden gözler bize dönmüştü. Kartal onaylamazca bakarken Atakan da aynı şekildeydi. Diğerleri ise yerlerini sorup kendileri için de almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN NUMARAN? |Beşiktaş
General FictionAnnesi ve babası Beşiktaş kulübünün efsanelerinden olan Melodi onların izinden Beşiktaş'a gönül verir ama bu kez sahada değil. Tercüman olarak çıktığı antrenmanda kafasına yediği yumrukla başlayan bu macerada bizimle misiniz? "Sende farklı bir şeyl...