8-Sensiz

413 46 33
                                    

Hepinize tekrardan merhaba 🤍 biliyorum son bölümü atmamdan bu yana uzun zaman geçti ama kafamda yazacaklarımı bir türlü toparlayamadım ve gerçekten zor günler geçirdim. Ancak yazma fırsatı buldum. Bundan sonra eski düzende yazmaya geri dönmeye çalışmayı deneyeceğim. Bir de artık bölümlere sinir koymaya karar verdim. Sınır aşıldığı an yeni bölüm gelecekk 🤍  iyi okumalar..

Sınır: 25 oy 30 yorum

Gözlerimi bir kez daha kırptım. Her kırpışımda daha çok sulanan ve acıyan gözlerim bir hayli yorgundu. Gece boyu 1 dakika bile uykuya dalamamıştım. Yatakta dönüp durmuş,bir süre de göz yaşı dökmüştüm.

Biliyordum, Kartalla konuşsam biraz olsun kendime gelecektim ama aramızda nedenini anlamadığım bir buz dağı oluşmuştu.

Bir umut Snapchat haritasına baktığımda tahmin ettiğim gibi izin günleri olmasına rağmen saat 6.45 ye Beşiktaş sahile gitmişti. Koşu yapıyordu muhtemelen.

Kaybedecek hiç bir şeyim yoktu nasıl olsa. Bu yüzden spor kıyafetlerimi giyip anneme haber verip evden çıktım. Güneş yavaş yavaş yükselirken hava buz gibiydi. Güneş yükselmesine rağmen tepedeki bulutlar yağmurun habercisiydi.

Sevdiğim havalardan biri olduğu için benlik bir sorun yoktu. Tek yapmam gereken adımlarımı hızlandırmaktı. Düşündüğümü yapıp dakikalar sonra sahile vardım. Sahil şeridini neredeyse boydan boya yürüdükten sonra Kartal'ı kayanın üzerinde otururken gördüm.

"Melodi senin ne işin var sabahın bu saatinde?"

Pür dikkat bana bakarken üzerimdeki spor kiyaflerini gösterdim. Bir yandan da benimle konuşmaya devam etmesini istiyordum. Artık beni anlayacak birine kendimi açmaya ihtiyacım vardı. Derdim olduğunu soylemeden anlayan biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı.

"Senin bir sıkıntın var gibi sanki."

O cümlesini tamamladığı an boynuna sarılıp ağlamaya başladım. Son günlerde belli etmesem de gerçekten çok bıkmıştım her şeyden.

"Şşşş minik kız ağlamak yok" saçlarımı okşarken ben de ona sıkı sıkı sarılmaya devam ediyordum. Çok özlemiştim.

Birlikte sahildeki banka oturduğumuzda gözyaşlarım biraz olsun durmuş gibiydi.

"Kartal ben her geçen gün biraz daha yok oluyorum. Herkesin gözünün onundeyim ama kimse fark etmiyor beni. Bitmek üzereyim. Çok yoruldum ya ben. Herkes nasılsın diyor ama kimse iyi mısın demiyor. Yalandan iyiyim dediğimde ise yüzümdeki gulumsemeye kanıyorlar. Son 1 haftadır her geçen gün biraz daha kötü oluyorum. Savaşamıyorum, yoruluyorum. Sen de uzaklaştın benden. Babamın işi sıkıntıda, annemle arası çok kotu ve benim yanımda kimse yok. Hem de hiç kimse."

Sözlerimi zar zor tamamladığımda bir kez daha göğsüne bastırdı beni.

"Özür dilerim özür dilerim. Allah beni kahretsin tamam mı? En zor zamanında çocuk tripleri yaptım. Özür dilerim."

O sayiklarken bense ona tekrardan doya doya sarılmanın mutluluğunu yaşıyorum. O bankta kaç saat oturduk hiç bir fikrim yoktu. En son yağmur deli gibi bastırınca birlikte arabaya kaçmıştık.

Kartal sürücü koltuğunda parmakları ile oynarken bense öylece oturuyordum. Göz yaşlarım biraz olsun dinmiş gibiydi.

"Minik kuş anlat bakalım nedir tam olarak seni bu kadar çok üzen ve ağlatan problem."

Son derece ciddiydi.

"Aaa kartalcım tatile gidemedim. Ojem bitti. İstediğim elbisenin bedeni kalmamış. Tanıdık mı?"

SENİN NUMARAN? |BeşiktaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin