🐾1🐾

999 36 2
                                    

Merhaba yeni hikayemle karşınızdayım diğerlerini bitirmeden buna başladım biliyorum Ama kendimi tutamadım maalesef şimdiden uyarıyorum oy vermemezlik yapmayın emek verdim o kadar iyi okumalar şimdiden😘😘

Üniversitenin içine girmiş müdürün odasını arıyordum , neredeydi bu oda hayatım müdürün odasını aramakla geçiyordu resmen en sonunda dayanamamış yanımdan geçen birini durdurmuştum. "Müdürün odası nerede acaba?"

X:"Buradan düz git ve ardından sağa dön zaten hemen karşına çıkacaktır."

Kısaca Teşekkür etmiş kızın olduğu yerden uzaklaşmıştım dediklerinin harfi harfine yapmıştım buradan çoğu kez geçmeme rağmen nasıl olurda görmemiştim burayı çok fazla oyalanmadan kapıyı tıklatıp içeri girdim.

Müdür:"Merhaba genç bayan nasıl yardımcı olabilirim?"

"Kayıt için gelmiştim"

Müdür:"İsminiz nedir?"

"Lucia Mia Adolpha"

Müdür:"Tamam isminizi sisteme kayıt ettim seni biraz bekleteceğim"

Kafamı onaylar bir biçimde sallamıştım müdür önündeki masa üstü bilgisayarıyla ilgilenirken ben o sırada odayı inceliyordum oldukça hoş bir odaydı arkadaki alman kurdu köpek oldukça ilgimi çekmişti bir boğaz temizleme sesiyle müdüre döndüm gözleriyle elindeki kağıdı işaret etmişti.

Müdür:"BU ders proğramın ve bu da özel ders seçmen gereken liste"

Müdürün elindeki kağıdı alıp gerekli yerleri doldururken en alta ki yazıya gözlerim ilişti 'Bu Üniversite akademisindeki herkes Dövüş eğitimi alması zorunludur lütfen kurallara uyunuz!' bu ne demekti şimdi müdüre geri döndüğümde bana o sert bakışı attıktan sonra diyeceğim şeyi yutmuş elimde duran kağıdı almıştı

Müdür:"İstediğin zaman üniversiteye gelip derslerine girebilirsin"

"Teşekkür ederim... İyi günler" Odadan çıkıp üniversitenin uzun koridorlarında ilerledim oldukça güzel bir üniversiteydi bu gün için giydiğim topuklu botlarımın sesi yankılanıyor ve etrafa ürkütücü bir hava katıyordu buraya taşınalı 3 gün olmuştu hemen alışmasam da güzeldi yani en azından benim için neredeyse bütün üniversiteyi gezmştim büyük işlemeli bir kapının önünde durduğumda meraklanmıştım açıkçası kapıyı açıp açmamak arasında gidip gelmiştim üstünde hiç bir şey yazmıyordu öyle meraklanmıştım ki kapıyı yavaşça açıp içeriye girdim içerisi karanlıktı gözümün önünü göremiyordum çantamdaki telefonumu çıkartıp flaşını açtım az da olsa görebiliyordum önümü ileride masalar ve sandalyeler vardı telefonumu sola doğru çevirdim kitap raflarından başka bir şey yoktu burası bir kütüphaneydi ama neden kapalıydı burası veya açıktı ben bilmiyordum.

X:"Buraya girmek yasak bilmiyor musun?"

Sesin geldiği yere  yani arkama dönmüştüm neden yasaktı tadilat falan mı vardı "Neden yasak?" kapının önünde duran çocuk cevap verme zahmetine girmeden arkasını dönüp gitmişti arkamdan bir şey düştüğünde hemen oraya baktım yan tarafımdaki sandalye yere düşmüştü.

Kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı yerimde daha fazla durmayıp kütüphaneden çıkmıştım telefonumun flaşını kapatarak çıkışa doğru gittim bahçeye çıktığımda park ettiğim arabaya hızlı adımlarla gitmiş çantamdan çıkartmış olduğum anahtarla kapıyı açarak arabaya binip eve doğru sürmeye başladım pek zengin değildim bu araba annemden kalan son eşyaydı annem ben küçükken ölmüştü babama annem neden öldü dediğimde hiç bir cevap alamamıştım sonra ise ben 17 yaşındayken babam eve gelmemeye başladı geldiğinde ise üstü başı kan olarak geliyordu ta ki nedenini öğrenene kadar bir gün babamı takip etiğimde bir malikaneye girdiğindi arkasında bir kaç kafes köpekle karşılaşmıştım onları öldürüyorlardı o günden beri babamla olan bütün iletişimi kesmiştim her gün eve öldürdüğü köpek kanlarıyla geliyordu en sonunda dayanamamış bir plan yaparak malikaneye girmiştim akşam tek başıma o küçücük halimle malikaneye sızmış o yaralı olan köpeği oradan çıkartmıştım ama ben yakalanmıştım köpek beni tutan adama doğru koşacağı zaman ona bağırarak gitmesini söylemiştim o köpeğin beni anlayacağını hiç düşünmemiştim  ve en önemlisi onun bir köperk değilde kurt olduğunu öğrenmiştim o günden sonra babamdan azar işitmiştim o da yetmiyormuş gibi bana eğitimler vermeye başladı silah nasıl kullanılır bıçak tutma ok nasıl atılır ve kayın dövüş gibi şeyler ama ben hiç bir canlıya zarar vermemiştim hep dışlanmıştım gittiğim üniversitelerden kovulmuştum 21 yaşıma girdiğimde Kanada'nın en iyi üniversitesine girmiştim bu 4. yılımdı 18 yaşında liseyi bitirmiştim düşüncelerimden ayrılıp arabayı garaja park etmiş evin içine girmiştim benim geldiğimi hisseden Holy ve Max yanıma gelerek etrafımda dönmeye başladılar Holy sibirya kurdum Max kırmızı tüylü tilkim

Zar zor mutfağa girip dolaptan mamalarına alıp kendi kaplarına koydum kendime bir kahve yapıp masaya oturdum ilk bitiren tabii ki Holy olmuştu Max mamasını bitirip yanıma gelmişti tilkilerin gülüşlerini çok seviyordum o kadar tatlı gülüyorlardı ki ısırasım geliyordu neredeyse akşam olmuştu Holy Max'a hırlayınca gülmeden edemedim Holy kıskanç bir kurt'du elimdeki boş kupayı bulaşık makinasına koyup evin bahçesine geçtim çimlerin üstüne oturdum bir dakika bile geçmeden Holy yanıma gelerek kucağıma oturmuştu Max ise ileriden bize bakıyordu onu ilk daha böyle görüyordum normalde yanımıza gelir sırnaşırdı ama şimdi is oturmuş bize bakıyordu. Max'e elimi uzatarak  yanıma gelmesi için gel işareti yapmıştım sanki bu anı bekliyormuş gibi üstüme atladı ikisini de öpmüş oyunlar oynamıştık ta ki kapının zili çalana kadar bahçeden hızlı adımlarla çıkıp kapıya gittim önlem için çekmecedeki gümüşten yapılmış bıçağı elime aldım  kapıyı açtığımda karşımda elinde kek tabağıyla duran 20 yaşlarında genç bir kız duruyordu. Holy ve Max kapıdaki kıza dişlerini göstererek hırlıyorlardı susturmak için arkamı dönmüştüm ikisi de başlarını eğmiş acı bir şekilde sesler çıkarıyorlardı az önce hırlıyorlardı ama şimdi sakin bir şekilde kapıdaki kıza bakıyordular bu yaptıklarına bir anlam veremesem de kıza geri dönmüştüm

+"Merhaba ben Hera Kanada'ya hoş geldin.. Ah bu senin için"

"Hoş buldum" uzattığı keki almak için elimi uzattım elimdeki bıçağı gördüğünde bir kaç adım geriye doğru gitmişti "Şey kusura bakma güvenlik amaçlı sana zarar vermek gibi bir niyetim yok yani.. Şey içeri geçmek ister misin?"

Hera"Teşekkür ederim ama evde beni bekliyorlar iyi akşamlar"

Kız buradan hızlı adımlarla uzaklaşmıştı neden bırakmamıştım ki elimdekini korkutmuştum işte elimdeki tabakla kapıyı kapatmış içeri girmiştim  keki yemeyecektim içine ne kattıklarını bilmiyordum yersem ya beni zehirlerse o yüzden keki çöpe atmıştım

"Yatma zamanı Holy Max" ıslık çalarak merdivenlerden yukarı çıkmış odama girmiştim her zaman ki gibi soğuk bir düş alıp üstüme eşofmanlarımı giymiştim yatağıma girerek yorganı üstüme kadar çekmiştim Holy ve Max yatağın üstüne çıkıp bana sokularak uyumuşlardı.

Aramızdaki BağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin