🐾3🐾

422 25 0
                                    

1 Hafta sonra
_________________

"Holy Max!" neredeydi bunlar sabah koşusuna çıkmıştık ben yorulduğum için ağacın bir köşesine geçerek oturmuştum Holy ve Max bir süre sonra yanımdan ayılmışlardı. Şimdi ise onları arıyordum ormanın ortasında durmuş etrafa bakıyor belki bir şey görme veya duyma ihtimaliyle atakta bekliyordum biraz daha ilerledikten sonra hırlama ve inilti sesiyle o tarafa doğru ilerledim ileride ağacın dibine çökmüş bir kurt onun karşısında da ona doğru elindeki tüfekle gülerek kurt'a yaklaşan adamı gördüm bir hayvana zarar vermişti adam beni daha görmemişti yerden bulduğum uzun bir sopayı elime almış adama yavaşça yaklaştım ağacın dibindeki kurt beni görünce daha çok hırlamaya başlamıştı ama bu adamın dikkatini bile çekmemişti elimdeki sopayı yavaşça kaldırıp adamın kafasına  hızla geçirdim adamın elindeki tüfek düşmüştü adam elini kafasına götürmüş arkasını yavaşça dönüp bana baktı vurduğum sopa az gelmiş olmalıydı bir daha vurmak için kaldırdığıma sopayı tutarak beni yere düşürmüştü ben adamın altında kurtlumak için debelenirken ileriden hırlama sesi gelmişti ikimizde kafamızı sesin geldiği yöne çevirdiğimizde buraya doğru koşan bir adet Holy  görmüştüm beni adamın altından kurtardığında ayağa kalktım adam korkudan bayıldığında yerdeki silahı alıp ileriye doğru attım.

Aklıma ağacın dibindeki kurt geldiğinde ona doğru döndüm kendisine baktığımı görünce daha çok hırlamaya başlamıştı  ellerimi aşağı yukarı kaldırıp indirdim "Sakin ol sana zarar vermem" çömelerek sağ elimi yavaşça kurt'a doğru uzattım ilk izin vermemişti ama elimi koklayınca hırlamayı bırakmıştı başını biraz okşamış yaranın nerede olduğuna baktığımda arka ayağından yaralandığını anlamıştım . "Seni eve götürmem gerekiyor" "Hırr" "Hayır  hayır sana zarar vermem ben avcı değilim" doğru söylüyordum aslında ben bir avcı değildim hiç bir zamanda olmamıştım Kurt kafasını yan çevirip yan gözlerle bana baktığında gülmeden edemedim anlıyordu beni anlıyordu Kurt yavaşça ayağa kalkıp Holy'nin yanına doğru gitmişti yerdeki çantamı alıp eve doğru ilerlemeye başladık .

Kahverengi kurt olanlara daha fazla müsaade veremezdi küçük arkadaşını kurtarmak zorundaydı bir adım atmışken alfa kurt patisiyle engel olmuştu.

-Bırak gitsinler Jacked"

+Ama Arthur tehlikede olabilir

Kurt zihin gücüyle sürüye geri çekilme emri vermişti bazı kurtlardan itiraz nidaları yükselirken kurt sinirle hırlamış arkasını dönerek uzaklaşmıştı sürüdekiler itiraz etmeden alfalarını takip etmişti Kurt ve kız eve ulaştıklarında vakit kaybetmeden kapıyı açıp içeriye girmişlerdi masanın üstündeki eşyaları yere koyup kurt'a doğru ilerlemişti yarasına dikkat ederek kucağına alıp masa'nın üzerine yatırmıştı hızlı adımlarla odasındaki banyoya girerek ilk yardım çantasını almış aşağı inmişti daha önce Max'ı tedavi etmişti şimdi de yapabilirdi.

ilk yardım çantasından çıkardığı sargı beziyle kanı temizlemiş Klemp ile arka bacağındaki mermiyi çıkartmaya çalışmıştım kurt'un uğlamaları evin etrafını sarmıştı sonunda Klemp ile kurşunu çıkardığımda kurşunu suyun içine atmıştım kurt'un bacağını temizleyip dikiş atarak sarmıştım "Bitti iyisin" Başını okşadım "Hadi yine iyisiniz bu gün mama yok" Holy ve Max kendi etraflarında dönerek mutluluklarını dile getirmişti elimdekilerle dışarı çıktığımda çarpazımdaki kızlı erkekli grup benim olduğum yere bakıyorlardı onlara bakmayı kesmiş elimdekileri çöpe attım hızlı adımlarla eve girip kapıyı kapattım neden durmadan bana bakıyorlardı onlara bir şey mi yapmıştım da ben mi bilmiyordum  kafamdaki düşünceleri bir kenara itip elimi yıkamak için mutfağa girdim  ellerimi bir güzel yıkadıktan sonra salona geçtim yere bıraktığım eşyaları toparlayıp başka bir yere koyarak  kurt'un yanına yaklaştım az önceki halinden eser kalmamıştı bir Kurt'un toparlanabilmesi için 1/ 2 gün  sürüyorken karşımdaki kurt iyileşmiş gibi gözüküyordu bu nasıl mümkün olabiliyordu belki doğaları gereği çabuk iyileşiyorlardı  veya ben öyle sanıyordum "Nasıl bu kadar hızlı iyileşebildin ki sen" Kurt'un yanından ayrılıp tekrar mutfağa girip dolaptan tavuk çıkartıp yıkayıp parçaladım kazanın içine parçaladığım tavuğu koymuştum  soyduğum patates ve soğanı doğrayıp kazanın içine attım suyunu tuzunu ekleyerek ocağa koymuştum Yemek pişene kadar onlarla oyun oynadım sevdim aradan 20 dakika geçmiş çekmeden çatal alıp patates ve tavukdan bir parça alarak ağzıma attım pişmişti önce başka bir tencereye yemeğin yarısını koyarak kaldırdım çekmecenin alt rafından yeni iki kap alıp 2 adet tavuk budu  ve suyundan içine koyup kurt'un önüne indirdim aynı işlemi Holy ve Max'a da ya uyguladım ayırdığım yemeği ve kızın getirdiği kek tabağını elime alarak dışarıya çıktım yavaş adımlarla çarpazımdaki eve doğru ilerledim  evlerinin önüne durmuş kapının ziline basmıştı kapıyı evine haftalar önce kek getiren kız açmış karşısında elinde tencere tutan kız duruyordu bir kaç adım ileri gitmişti ben Hera'ya anlamsızca bakarken aklıma geçen hafta gelmişti yavaşça gülümseyip elimdeki tencereyi ona uzattım "Merhaba  Hera... um yemek yapmıştım ama biraz fazla yapmışım ziyan olmasın dedim getirdim"

+Hera kim gel- senin ne işin var burada!" Bana bağırdığında korkmadım değil elimde yemek olmasa düşüp bayılırdım o kesindi boğazımı temizledim

"Ben..yemek getirdim" Daha fazla burada durmak istemiyordum beni istemedikleri gözlerinden belli oluyordu zaten tencereyi ve kek tabağını Hera'nın eline tutuşturup arkamı dönüp koşar adım eve doğru gittim mutfağa giderek kendime bir tabak çıkardım yemek koydum masaya oturarak patatesinden bir kaçık alıp afiyetle yedim tabakları yıkayıp uyumak için odama gittim arkamdan Holy Max ve Kurt gelmiş odama girmişlerdi banyoda üstümü değiştirip yatağımın içine girdim Holy ve Max yerlerine kurulurken Kurt yere oturmuş onlara bakıyordu yatağımı patpatlayıp yanıma yatması için yer açmıştım yerden kalkarak yatağımın üstüne zıplamıştı  uyumak yerine bana bakıyordu yastığa kafamı koyup bende aynı şekilde ona bakmaya başladım

Aramızdaki BağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin