Aramızdaki Bağ

🐾 9 🐾

Aşağıdan kırılma sesiyle gözlerimi açmış etrafıma bakmıştım komidinin üstündeki telefonumu alarak saate baktım gecenin üçüydü hırsız mı girmişti eve adım sesleriyle nefesimi tutum kimdi bu yatağımın altındaki bıçağımı alıp kapıya doğru gittim sessizce kapının arkasında bekliyordum. Ayak sesleri kapımın önünde durduğunda elimdeki bıçağın kabzasını sıkıca sarıp içeri girmesini bekledim kalp atışlarım hızlanmıştı kapı açıldığında siyahlara bürünmüş adam içeri girdi boyu benden uzun ve iriydi o içeri girdiğinde ben bıçağı omzuna saplamıştım çoktan, adamın gıkı bile çıkmazken ben adama bakıyordum adam bana döndüğünde ateş gibi kırmızı gözlerle karşılaştım

"Kimsin sen ne işin var evimde!"

Omzuna sapladığım bıçağı çıkartmıştı hızla o benim bu halime gülümsemişti

Kırmızı gözlü adam"Oğlumun hayatını kurtaran kıza bakmaya gelmiştim"
O kurtan bahsetiyor olamazdı değil mi ondan bahsetiyorsa o zaman bu adam da kurt, adam zaten kurt olmasaydı o kırmızı gözlerin açıklaması olamazdı değil mi? bana biraz daha yaklaştı sanki bir şeyden emin olmak istermiş gibi

Kırmızı gözlü adam"Ona benziyorsun?"

Merak etmiştim açıkçası"Kime benziyorum?" Neden kekelemiştim ona korktuğumu neden göstermiştim Allah aşkına böyle bir durumda kim korkmazdı ki

Kırmızı gözlü adam "Tanıdığım birine...Adın ne güzel kızım?"

Neden şimdi tanışma faslına geçmiştik ki "Lucia Mia Adolpha"

Kırmızı gözlü adam "Hım güzel isim genç bayan"

"Teşekkür ederim efendim peki ya siz sizin adınız nedir" böyle bir tepkiyi beklememiş olacak ki şaşırmıştı ifadesini düzeltip duraklarını araladı

Kırmızı gözlü adam"Şimdilik bilmene lüzum yok ama ileriki zamanda kim olduğumu öğreneceksin küçüğüm"

Benim bir şey dememe izin dahi vermeden açık olan penceremden aşağı atlayıp gitmişti kendime gelmek için silkelenip aşağı doğru indim inleme sesleriyle mutfağa doğru gittim "Holy!...Max!" Tezgahın altında yerde uzanmış öylece duruyorlardı onlar gibi yere eğilip yanlarına uzandım oldukça korkmuşlardı bende korkmuştum onlar nasıl korkmasın biraz sevip yerimde doğrulup tezgahın altından çıktım Holy ve Max de çıkınca odama doğru gittim önce onların girmesi için kenarı çekilmiş sonrada ben girmiştim içeri sanki bir koku almışçasına hırlamaya ve havlamaya başlamışlardı ne yapacağımı şaşırırken aklıma kurtların farklı kokuları oldukları gelmişti her türün farklı bir kokusu vardı bunu benim gibi insanlar anlayamazdı fakat Holy ve Max o kurtun kokusu çoktan almışlardı masamın üstündeki kendi parfümümü alıp iki fıs odanın içine sıktım az da olsa işe yaramıştı ama yerdeki kan damlaları her şeyi kötüye götürüyordu derin bir nefes alarak odamdan çıktım mutfaktan yer bezini paspas ve kovasını almış içine gerekli malzemeleri katmıştım koku gitsin diye de Lavanta özlü yağ ve yumoş koydum temizlikten nefret etmeme rağmen bunu yapmak zorundaydım ilk kendi odamdan başlamıştım getirdiğim bezle kanları temizleyip paspas vurmuştum neredeyse odamın her yerini temizlemiştim ben odayı temizlerken Holy ve Max çoktan uyumuşlardı ses çıkartmadan odadan çıkıp salonu indim salonu da temizledikten sonra temiz bir bezle masanın üstündeki tozları aldım derken yorulmuştum temizlik işi bittiğinde kovayı lavaboya götürüp içindeki pis suyu döküp lavaboyu temizledim her yer mis gibi olmuştu bu saate uyuyamayacağıma göre kahvaltılık bir şeyler hazırladım saat 6 bucuktu odama çıkıp spor için kıyafetlerimi alarak misafir odalarından birine girdim duşumu alarak üstüme kıyafetlerimi geçirdim Kapıyı açtığımda karşımdakileri gördüğümde gülümsemeden edemedim havaya hayali bir öpücük atmış aralarından sıyrılarak mutfağa gitmiştim yıkadığım kaplarına mamalarını koyarak önlerine indirmiştim hazırladığım kahvaltı masasına oturup bir şeyler atıştırdım kahvaltım bitmişti yanıma su ve iki tane elma alarak evden çıktım