10 | Kavuşmak & Ayrılmak

60 4 2
                                    

Warpath, Wanda'nın yanından ayrılıp Rahne'nin peşine düşecekti ki Wanda bağırdı. "Dur! Rahne'yi öldüremezsin."

"Neden?" dedi omzunun üzerinden bakan Warpath. "Seni öldüremeyeceğim, avımı tamamlayamayacağım anlamına gelmiyor."

"Evet, ama Rahne'nin içinde bir şey var, karanlık bir güç. Eğer onu öldürürsen izini kaybediliriz."

Adam cevap vermeyince ekledi Wanda. "Gösterebilirim, ne gördüğümü."

"Peki," dedi Warpath, az önce yaşadıkları diyalog uğruna durup kadını dinlemeye karar verdi.

Wanda kendi zihnini ona açtı ve Rahne'nin zihnine girmeye çalıştığı zaman karşılaştığı şeyi Warpath'e gösterdi. Kızın insan ve kurt olarak ikiye ayrılmış zihninin perde arkasında saklanan o karanlık gücü gösterdi adama. Biçimsiz, şekilsiz, hiçbir kalıba uymayan ve Wanda'nın adlandıramadığı o gücü adam da gördü.

"Eğer izini kaybedersek, tekrar bulmaya çalıştığımız sırada her şey için geç olabilir. Lütfen, sana yalvarıyorum. Eğer evrendeki dengenin korunmasını istiyorsan, avlamaktan vazgeç."

Avı bırakmak, adamın daha öncesinde hiç yapmadığı bir şeydi. O ana kadar ona avlanması için ne işaret edildiyse hepsini ölü ya da diri olarak para sahibine getirip teslim etmişti. Hayvan, insan, mutant, hiçbiri için ayrım yapmamıştı.

Şimdi ise dünyanın geleceği söz konusuydu. Tıpkı Wanda gibi Warpath de o karanlığın ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı. Anladığı tek şey, Rahne'nin içinde saklanmayı bırakıp ortaya çıktığında kaos ve düzenin sağladığı dengeyi sarsabileceğiydi. Eğer denge sarsılırsa, dünya tehlikeye girerdi ve tehlikeye giren bir dünyada avlanmanın bir önemi kalmazdı.

Avın devamı için, başka bir seçeneği olmadığını kabullendi.

Kafasını eğerek, Wanda'nın teklifini kabul ettiğini onayladı. Kadın da yanıt olarak gülümsedi. "Sevindim. Peki... seni Rahne'yi avlaman için tutan kişi kimdi?"

"Ward Foster, kasabanın başkanı."

Tahmininde yanılmamıştı kadın.

"Bana yaptığın büyüleri geri çekecek misin?" diye sordu Warpath.

"Doğru," dedi Wanda ve adama yaptığı yön şaşırtma büyüsünü geri aldı.

Duyuları eski haline döner dönmez, tıkalı burnu açılmış gibi bir rahatlık hissetti. Tekrardan etrafı görebiliyor, duyabiliyor ve arazinin üzerinde hakimiyet kurabiliyordu.

"Kurt-kızla insan bir kız kasabaya doğru gidiyor," dedi Warpath direkt. Duyuları eski haline döner dönmez iki kızın ormanda bıraktığı izler, üzerinden serili örtü çekilip alınmış gibi doğrudan ortaya çıkıvermişti.

Wanda, Rahne ve Lana ile konuştuklarını hatırladı. "Biz de orada olmalıyız."

Warpath ile beraber koşmaya başladılar. Bir avcı olarak koşmakta daha deneyimli ve tecrübeli olan Warpath hiçbir yorgunluk belirtisi göstermeden bir makine gibi koşuyordu. Kısa sürede Wanda ile arasındaki mesafeyi açınca, geride kalmamak için bir şey yapması gerektiğini düşündü kadın. İki eline de kaos enerjisini çağırdı ve koşmayı bir kenara bırakıp yerden otuz santim yukarıdan da olsa uçmaya başladı.

Ormanın başlangıcına geldiklerinde Warpath'in motora binmesiyle Wanda da uçmayı bıraktı ve adamın arkasına bindi. Kasabaya doğru uçarak gitmek kimliğini gizleyen biri için mantıklı bir hareket değildi. Warpath chopper tarzı olan motorunu olduğu yerde yüz seksen derece çevirip, ön kaldırarak çalıştırınca adamın motoruna binmiş olmanın da mantıklı bir hareket olmayabileceğini düşünmeye başladı.

Kızıla Çalan || Wanda MaximoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin