[4]

816 54 9
                                    

Keyifli okumalar🙉
.
.

Kalın ve bir o kadar yumuşak ses irkilmeme neden olmuştu. Ne olduğunu hala anlamış değildim ve etraftaki insanlar birşeyler söylemeye başlamışlardı.

"Min Yoora! Bekle beni geldim!" Hei'nin sesini duymamla ona döndüğümde o siyah araba ışık hızıyla gitmişti önümden.

"Kimdi o?"

Hei yanıma gelerek giden arabanın ardından elini kaşlarına koyarak öylece baktı. "Arkadaşın mı?" demişti afallayan gözlerini yoldan çekerek. Ah, ondan başka bir arkadaşım olmadığını biliyordu. Benim bile kim olduğunu bilmediğim arabanın önümde durması herkes tarafından bir arkadaşım var gibi gözüktüğünü tahmin etmiştim. Tebessümle ellerini tutarak onu gölge tarafa doğru çektim.

"Hayır tanımıyorum. Arkadaşım olsa bilmez misin Hei, gizli saklı iş yapar mıyım ben?" Gülümseyerek tuttuğum ellerini biraz daha sıkarak başını sallamıştı sessizce.

"Hadi gidelim." dedim daha fazla beklemeden. Sonunda durdurabilmeyi başardığım taksiye binerek ev adresini söyleyip kemerlerimizi bağladık.

Araba yola çıkarken o ses hala beynimin içinde ürkütücü bir şekilde yankı yapıyordu. Tanrım kimdi o? Benim kimseyle bir husumetim olmamıştı ki şu zamana kadar. Durduk yere neydi bu cidden?

Yoksa bana mı diyordu? Ah, belkide ben yanlış anlamıştım. Yoksa Hei geldiğinde bile durmaya devam ederdi.

"Neyin var iyi misin?"

Dalmış gözlerimi önümdeki sürücü koltuğunun çizgi desenli başlığından alarak ona döndüm.

"Iyiyim, sadece çok sıcak..." dedim ellerimi yüzüme sallayarak. Bir an önce eve gidip soğuk suya girmek ve mümkünse de o sesin beynimin içinden tamamen kaybolmasını istiyordum.

•••

Pembe havlumu başıma sararak duştan çıkıp yatağa doğru adımladım. İçeriden iştah açıcı leziz kokular geliyordu. Hei yine yapmıştı yapacağını anlaşılan.

Havluyu ıslak saçlarımdan alarak çekmeceden annemin bana gönderdiği mavi yumuşak havluyu aldım. Saç kurutma makinesi kullanmayı sevmiyordum bu yüzden annem bana bol bol havlu göndermişti. Çünkü evde de havlunun bitmesi benim yüzümden oluyor annem bana bir ton laf ediyordu.

Gülümseyerek havluyu iki avcumun üzerine koyup uzun ıslak saçlarımı havlunun arasına sıkıştırırarak sağ ve sol ellerimin yardımıyla hızlıca kurulamaya başladım. Tamamen kurutmazdı ama nemini alabilirdi.

"Nerde kaldın ya soğudu bunlar!"

"Geldim!"

Saçlarımı aldığım mavi havluya sarıp içeri geçtim. Masaya otururken yaptığı omletin üzerinden sıcak buhar yüzüme vurduğunda gülümsememe engel olamamıştım. 

"Nefis görünüyor, ellerine sağlık." diyerek omzuna dokundum. "Sen derse kalacağım demiştin? Ne oldu?"

"Ah..." gülümseyerek tabağını doldururken bana döndü. "Evet, fakat yarın bizim sınıfta ki Eunsoo'nun doğum günü."

Tanrım, aklımdan tamamen çıkmıştı doğum günü olacağı. "Doğru ya..." Önümdeki tabağı doldururken sıcak kahvemden iki yudum aldım. "Unuttum ben onu."

"Birde sponsor olan biri varmış ismini bilmiyorum, aslında kimse kim olduğunu bilmiyor." dedi gülerek. Nasıl sponsor? Eunsoo için ilk defa bir doğum günü kutlaması yapılacaktı. Maddi sıkıntılardan dolayı doğum günü kutlaması hiç bir zaman yapamadığını söylemişti bize hoca. Bu yüzden süpriz bir doğum günü olacaktı. Ama sponsor durumunu yeni öğreniyordum.

Sypros |kth| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin