[18]

580 42 10
                                    

Iyi okumalar💜💙
.
.

Iyi okumalar💜💙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neyi biliyordu?

Neyi ne kadar biliyordu?

Tanrı aşkına onu biliyor olmasının imkanı yoktu. Titreyen parmaklarımla telefonumun ışığını kapatarak çantama attım. Eunsoo'ya baktığımda ne olduğunu sorgularcasına bakıyordu yüzüme.

Sadece gülümseyerek karşılık verip kaseyi elime alarak sırf konuşmamak için ağzımı yemekle doldurdum. Pekâlâ şu an ne saçmaladığı ile ilgilenmeyecektim. Çünkü ertesi gün ilk işim önce eve çilingirci çağırarak evime girmek ardından da o yarış pistine gitmekti. Eğer söylediği düşündüğüm şeyse bu sefer kesin olarak bitmiştim. Kesinlikle ondan önce hareket etmeliydim. Sabahı bekleyemezdim o zaman. Ah... kahretsin gerçekten ne günah işlemiştim yakın zamanda? Bunu şu an çekiyor olmalıydım çünkü bütün bunların başka bir açıklaması olamazdı. Kaseyi tepsinin üzerine koyarak ağzımdakileri bitirdikten sonra Eunsoo'nun bana dönmesiyle gülümsedim.

"Eunsoo, beni evine aldığın için teşekkür ederim sayende çok iyi hissediyorum."

"Ne demek Yoora, kim olsa aynı şeyi yapardı."

"Yapmazdı." dedim aniden boş bulunarak afallamış bakışlarıyla baktığında yeniden gülümseyerek, "Yani tanımadığım biri demek istedim." diye toparladım durumu. Ardından koşmasına izin vermeden devam ettim.

"Eunsoo tanıdığın bir çilingirci var mı?"

Ağzındakileri bitirerek elindeki Kaseyi tepsiye bıraktığında. "Neden?" diye sormuştu merakla. Ah, gerçekten şu an ona nasıl anlatabilirdim ki?

"Şey... benim eve gitmem gerek acilen. Eğer tanıdığın bir çilingirci varsa-"

"Tanrı aşkına bu saatte mi? Saat sabahın altısı Yoora üstelik hava soğuk." diyerek sözümü yarıda kestiğinde derin bir nefes bırakarak ayağa kalktım.

"Eunsoo eve gitmem gerekiyor gerçekten. Çilingirci varsa tanıdığın kapımı açması için çağırabilir misin?"

Şaşkınlıkla yüzüme bakarken ne tepki vereceğini endişeyle bekliyordum. Delilikti bu yaptığım fakat daha fazla burada duramazdım. Eğer o maili öğrendiyse sabaha kalmaz canımı okumak için her yerde arardı beni. Bu yüzden erkenden gidip durumu toparlamalı bu işi daha fazla uzatmamalıydım. Elbette yüzümü göstermeden halledecektim yoksa hiç iyi şeyler olmazdı.

"Pekâlâ, pekâlâ. Neden bu kadar inatçısın anlamıyorum ama dediğin gibi olsun." Ayağa kalkarak yüzüme baktığında gözlerimi kaçırarak çantamı omzuma astım.

"Kapıyı ben açarım." dediğinde afallayışıma engel olamamış bir şekilde yüzüne bakarak, "Nasıl yani?" demiştim. Yanımdan gidip kapının girişinde bulunan vestiyerin alt dolabını açarak elinde alet çantası olduğunu tahmin ettiğim bir çanta çıkardı.

Sypros |kth| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin