Keyifli günler💜💙
İyi okumalar🙉
.
.Saat: 13:15
☁
Tabağımdakileri olabildiğince hızlı bitirmeye çalışarak derse yetişmek için acele ediyordum.
"Boğulacaksın Tanrım! Ama sana erken kalk dedim değil mi?"
Hei bana nazaran daha sakin bir halde beni izlerken onu duymazdan gelerek tamamen tabağıma odaklandım. Aslında dün gece hiç ama hiç uyuyamamıştım ve dekan ile karşı karşıya gelmekten çekiniyordum ayrıca hala onun evine gitme fikri hiç içime sinmiyordu. Ah Tanrım! Bir de hala bitirmek için çabaladığım ama bitiremediğim şu çizimim vardı.
"Hadi on dakika kaldı bir an önce gitmemiz gerekiyor."
Son kez ağzıma bir şeyler atmayı başardıktan sonra kapının önünde duran eşyalarımı elime alarak gelince mutfağı toparlarım düşüncesiyle hızla ağzımı yüzümü silip evden çıkmıştık.
"Neden bu kadar geç kalktın?"
"Ah..." Başımı aşağı ederek adımlarımı biraz daha hızlandırdım. " Hei, uyuyamadım işte uyku tutmadı." Sonlara doğru alçalan sesimle birlikte Hei kolumdan tutarak kendine çevirmişti bedenimi.
"Nasıl uyku tutmadı? Tanrım, sakın bana onun eve gitme konusunu düşündüğünden uyumadığını söyleme." Dudaklarımı ısırmamla ağzıma vurması bir olurken kendimi geri çektim. "Dudaklarını ısırıp durma artık."
"Hei gerçekten bu iş bana hiç normal gelmiyor bence yapmayalım." dedim bir ihtimal vazgeçeceğini düşünerek. Çünkü elime yüzüme bulaştırma korkuyordum. "Sence dekan seni rahat bırakır mı? Peki o salak adam? Yemin ederim yakanı bırakmaz. Bu yüzden bunu yapmak zorundasın, özür dilerim ama..."
Oflayarak önüme dönerken koluma girerek adımlarını hızlandırıp durağa doğru ilerledik. Tanrım, bu durum canımı çok sıkıyordu. Hei benimle birlikte geleceğini söylüyor ama o almadan özür dileyecek olan bendim. Hah, hem de sadece yanlışıkla çarpıştığım için. Gerçekten kötü hissettiriyordu bu durum.
"Yine gözlerin daldı." demesiyle elini gözüme salladığını fark etmemle ona baktım. "Ah Min Yoora, bende geleceğim seninle neden böyle düşünüyorsun ki? Onu bir daha görmeyeceksin zaten."
Korkum bu değildi aslında. Dün geceden beri her şeyin yeni yeni farkına varmıştım. O adam... o siyah arabanın içindeki adam ile ayni adamdı. Kahretsin sesini öyle net hatırlıyordum ki. Hei o yüzükten herkeste olabileceğini söylüyordu ve öyle bir durum olmadığına onu inandıramıyordum. Eğer biraz daha o olduğuna ikna etmek için çabalarsam bana deliymişim gibi bakmaya başlayabilirdi.
Adım gibi emindim o adamın o olduğuna. Parmağından hiç çıkarmadığı yüzüğünü doğum günü akşamı da görmüştüm ve ondan önce o arabadan elini uzattığında. Ince uzun parmakları üzerinde duran üç ince halka yüzüklerin dışında birde o yüzük vardı. Kesinlikle huzursuz hissediyordum. Tanrım, neden bunun başka bir yolu yoktu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sypros |kth| [Tamamlandı]
Fanfiction"İstersen beni çiz, çünkü bundan sonra bu yüzü daha sık göreceksin." . . 💢 Argo sözler ve kötü davranışlar içeriyor💢 #kth1