1. Bölüm: Kabullenmeme

2.3K 44 2
                                    

#Zeli
Sinirlerime hakim olamayarak “Ya o kim ki benden başkasıyla evlenebilir? Söyleyin bana ya, o kim?” diye öfkeyle soludum.

“Eski sevgiliniz.”

“O benim eski sevgilim falan değil. Artık bunu anlayın.”

“O zaman şu anki durumunuz ne?”

“Biz sadece ilişkimize azıcık ara verdik! Daha sonra tekrar beraber olacağız.”

“Hatırladığım kadarıyla beş yıl oldu. Çok uzun bir ara değil mi?”

Elimi alnıma götürüp sertçe ovdum. Cümlelerimi kafamda biriktirip psikiyatristime baktım.

“İlişkiler de olur böyle şeyler.”

Ferhan Bey ellerini masada birbirine kavuşturup “Zeli Hanım artık bu durumu kabullenseniz. O başkasıyla evlenecek.” dedi tane tane.

“Hayır evlenmeyecek. Ya benimdir ya benim!” dedim keskin bir sesle.

Ferhan Bey sakinliğini koruyup “Böyle ısrar edince sadece kendinize zarar verirsiniz. Biraz kendinize şans verseniz. Etrafınıza, önünüze, hayatınıza baksanız.” dedi.

Hışımla ayağa kalkıp “Hayır o benim ve sadece benim olacak. Bunun için ne gerekirse yaparım.” dedim.

Ferhan Bey bir şeyler söyleyecekken onu dinlemeden kendimi dışarıya attım. Yeter ya, herkes ağız birliği yapmış gibi 'Zeli olmaz, Zeli siz ayrıldınız diyor.' Ayrılsaydık benimde haberim olurdu ama ayrıldığımızdan haberim yok. Kulağıma gelen bildirim sesiyle telefona baktığımda “Allah kahretsin!” diye öfkeyle bağırıp arabama doğru yöneldim.

★★★★★

Kafede oturmuş Aras ve evlenmeyi düşündüğü kadını kesiyordum. Ay bir de bir şeye benzese. Aslında benziyor ama benimle yarışamaz. Aras ve Damla düğün hazırlıkları hakkında konuşurken Aras’ın yüzündeki mutluluk gözle görülür cinstendi.

“Eskiden benimle de böyleydin!”

İçim sıkılınca sakinleşmek adına gözlerimi yumdum. Gözlerimi açıp son defa masalarına baktım.

“Sana öyle bir ders vereceğim ki Aras, feleğin şaşıracak!”

Gözlerimi masalarından ayırıp garsondan hesabı isteyip kalktım. Mekandan kendimi dışarı atarken aklımda tek bir düşünce vardı. O da yaptığım plana sadık kalıp Aras’ı düğün olmadan önce kaçırmak. Valenin arabamı getirmesi üzerine anahtarı aldım. Hızlıca araca binip şirkete doğru süratle sürdüm...

Yarım saatin ardından şirkete vardığımda arabadan inip valenin gelmesini bekledim. Bana doğru gelen valeye anahtarı fırlatıp “Bir daha ki sefer burada hazır bulun!” diye uyardıktan sonra şirkete doğru yürümeye başladım. Beni gören çalışanlar başlarıyla selam verirken hafif gülümsemekle yetindim. Asansöre varıp düğmeye bastım. Açılan kapıyla asansöre giriş yapıp on beşinci kata bastıktan sonra asansörün hareket etmesini bekledim. Bir iki dakikanın ardında varmak istediğim kata gelince asansörün açılan kapısıyla dışarıya çıktım.

“Hoş geldiniz Zeli Hanım. Bugün KİMKOM şirketiyle saat 15.00’de toplantınız var.”

“İptal et.”

“Ama-”

Samet’in itirazla başlayan cümlesi duraksayarak ona dönen keskin bakışlarım neticesinde kesintiye uğradı.

“Siz nasıl isterseniz efendim.”

“Kimse beni rahatsız etmesin.”

“Tamam efendim.”

Odama girip kapıyı ardımdan kapattıktan sonra yorgunlukla kendimi koltuğa bıraktım.

★★★★★

#Yağız
Koltukta sinirle dönüp dururken o manyak kadını bir kaşık suda boğmak istiyordum. Kafasına göre nasıl hareket eder?

“Her şeyin bir raconu olduğunu nasıl bilmez!?” diye bağırıp öfkeyle elimi masaya indirdim.

“İmzayı atmış olsaydık ben ona ne yapacağımı bilirdim de dua etsin imza için parmaklarına ihtiyacı var!”

Gereğinden fazla alttan aldığım için sesimdeki öfke katlanıyordu! Kapının tıklatılmasıyla “Gir!” diye bağırdım. Kapı açılıp Cafer başı önünde içeriye girince “Söyle!” dedim emir verici sert bir sesle.

Saygıyla başını kaldırıp gözlerimin içine korkuyla baktı. İşlerin yine ters gittiğini hissederken “Yine ne oldu?” diye bağırdım.

Elini yakasına götürüp gömleğinin düğmesini açtı. Sabırla Cafer’i beklerken sonunda işini halledip konuşmaya başladı.

“Patron, Aras Bey’e ulaştım ama parasını ödemeyeceğini ve senden korkmadığını söyledi!”

Dişlerimin arasında “Aras mı!?” diye emin olmak istercesine konuştuğumda Cafer başını salladı. Öfkeyle yerimden kalkıp “Ne demek benden korkmuyormuş!” diye bağırdım.

Öfkeli sesimle Cafer iki adım geri gitti.

“Patron emir ver alıp getirelim.” dedi korkuyla.

Sinir bedenimi çepeçevre sararken “Hayır!” diyerek yerime oturdum.

Merakla bana bakınca “Çık dışarıda emrimi bekle!” diye bağırdım.

Cafer başını sallayıp hızlıca odadan çıktı.

“Demek benden korkmuyormuş! Bakalım beni görünce de yine aslan kesilecek misin Aras Bey!?”

★★★★★

#Zeli
Tam sekiz aydır bu şifreleme sistem üzerinde çalışıyorum. Gece mi gündüzümü birbirine katıp her şeyi en ince ayrıntısına kadar sarhoş bir kafayla tasarladım. Bahçe yüksek aşılmaz duvarlarla çevrilmiş ve dışarıdan da etrafı yeşilliklerle kaplanmıştı. Duvarın dört bir yanına ağaçlar dikip evi küçük bir ablukaya almıştım. Ev dışarıdan sadece gökyüzüyle iletişim kurabiliyordu o da Aras yıldızları seyretmeyi sevdiği için açık bıraktım. Evin ahşap merdivenlerini tırmalayıp eve girdim. Gözlerim iki artı bir evde gezinirken Aras’la burada geçireceğim kırk bir gün, bana olan aşkını yeniden alevlendirecekti. Buna inanıyordum!

Evde eşya niyetine sadece bir yatak, yorgan, yastık vardı. Aras yanımda uyumak istemese ahşap zeminde uyumayı göze alacaktı. Fakat Aras rahatına düşkün biri olduğu için ahşap zeminde uyumayı asla kabul etmeyecekti! Odayı geçip büyük kilere girdim. Kilerdeki yiyeceklere göz gezdirip bir eksiklik olup olmadığına baktım ama yoktu. Tam takır kırk bir günlük yiyeceklerimiz hazırdı. Kileri geçip banyoya girdim. Kırk bir gün boyunca yetecek su ve temizlik ürünleri düzgün bir şekilde yerleştirmiştim. Banyodan çıkıp mutfağa girdim. Mutfağın temizliğiyle gülümsedim. Biraz mutfak takıntım var da. Ocağın hemen karşısındaki büyük ecza dolabına göz gezdirdim. Ne kadar tekvando birinciliğim olsa da her ihtimale karşı evde kesici aletleri Aras’ın öfkesi dinene kadar birkaç günlüğüne etrafta bulundurmamaya karar verdim. Ecza dolabını kapatıp salona geçtim. Televizyonun yanındaki film ve müzik plaklarına gülümseyerek baktım.

“Sevgilim merak etme aşkımız yeniden alevlenecek...”

Evden çıkıp güneş gözlüğümü taktım. Evi baştan aşağı inceleyip mutlulukla gülümsedim.

“Hiç kimse bu sık ağaçların arkasından geçilmez bir duvar olduğunu ve bu duvarın ardında bir ev, evin içinde iki sevgili olduğunu asla tahmin edemez.”

Gözlerimi şehrin dışında kalan aşk yuvamdan kısa bir süreliğine ayrıldım...

41 Günlük AŞK Güncellemesi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin