3. Bölüm: Dövüş

918 38 1
                                    

#Zeli
“Neredeyim!..”

Beynimde yankılanan sinirli ses gittikçe çoğalınca gözlerimi araladım. Bulanık gördüğüm görüntüyle gözlerimi yumup tekrar açtım. Net bir şekilde karşımda sapasağlam gördüğüm adamla rahatlıkla yerimden doğruldum. Adam öfkeli bakışlarla beni süzerken yanına yaklaştım.

“Sen kim-”

Sorumu bitirmeme izin vermeden boğazıma yapışan parmaklar, az önce geldiğim yere ışık hızıyla beni ittirilip duvara yapıştırdı.

“Sen kimsin? Ben niye buradan çıkamıyorum!?”

Adamın bağırışı odada yankı bulurken acaba sıktığı boğazımla sorduğu sorulara nasıl cevap vermemi bekliyor!? Elini boynumdan çekmek için uğraşsam da sonucu boynumu daha sert bir şekilde sıkan adamla alıyordum. Daha fazla dayanmayıp gücüm tükenmeye başlayınca bacağımı bacak arasına geçirdim. Sıkılan boğazımın etkisiyle tekmem istediğim gibi sert olmasa da adamın boynumu serbest bırakıp iki büklüm olacak şekilde benden ayrılmasını sağlayacak sertlikteydi.

Boğazımı tutup bir kaç defa kuru kuru öksürdüm. Boğazımda hissettiğim yanmayla yerde kıvranan adam döndüm. Parmaklarımla boynuma mesaj yapmaya çalışırken “Bir daha bana dokunmaya cesaret edersen bu kadar ucuz kurtulmazsın sinirli bey!” dedim.

Adam eliyle penisini sımsıkı kavrayıp okkalı küfür savururken “Abartma o kadar sert vuramadım!” dedim.

Konuşmam üzerine adam daha çok sinirlenirken saçımı elimle arkaya iteleyip arkamı döndüğüm gibi bacağımdan çekildim. Ani çekilmenin etkisiyle kendimi yerde bulurken “Çatal’ın adamısın değil mi!?” diye bağırıp beni sürüklemeye başladı. Bacağımı ondan kurtarmak için diğer bacağımı hareket ettiremeden diğer bacağımı da kavramasıyla sabırla bir yerde durmasını bekledim. Göt kadar evde boşuna efor harcayıp kendimi yoramam değil mi? Beni mutfağa doğru sürükleyip etrafına bakınmaya başladı.

Ecza dolabına bakıp beni ecza dolabın önüne doğru sürükledi. Ecza dolabının kapağını açmak için bir bacağımı serbest bırakmak zorunda kalınca “Sonumda!” dedim.

Adamın bakışları beni bulduğunda gülümseyip “Sen kaşındın!” dediğim gibi ani bir refleksle bükülerek kendimi yan tarafa yatırıp aynı anda serbest kalan ayağımı kullanarak adamın karnına güçlü bir tekme attım. Bu beklenmedik hamleyle adamın dengesi bozulup geriye doğru sendeledi. Anı yakaladığında ise, her şeyin hızla geliştiği o andı.

Adam bozulan dengesini kurmaya çalışırken bir adım geri çekildim. Kalp atışlarım kulaklarımda çınlıyordu, adrenalin vücudunu sardıkça sardı. Hızla sol ayağımı havaya kaldırırken, dengemi ve koordinasyonumu sağlamlaştırdı.

Ayak hareketim ani ve kesindi. Sol ayağımın ucu, adamın yüzüne doğru hızla hareket etti. Havanın şiddeti, ayağın havayı yarıp geçişini müthiş bir gerçeklikle hissettiriyordu. Gözlerim hedefini tam olarak tespit ederken, kalbimin ritmi adeta bir saniyelik bir sessizliğe büründü.

Sol ayağım, adamın yüzüne keskin bir şekilde çarptı. Etkisiyle birlikte hafifçe geri çekilen ayağın teması, tıpkı bir şimşek çakması gibi aniden ışıldadı. Adamın yüzünde hafif bir titreşim hissedildi, ardından da tekmenin vuruşunun yarattığı sarsıntı.

Adamın gözleri aniden büyüdü, yüz kasları kısa bir anlığına donup kaldı. Tekme, onun denge duygusunu tamamen sarsmıştı. Bedeni geriye doğru adım atarken, elleri savunmasız bir şekilde havadaydı. Bu ani vuruşla birlikte gülümseyerek ayağım yere bastı.

Adam başını sağa sola sallayarak kendime gelmeye çalışırken “Kimsenin adamı değilim!” dedim.

“Hayatını sikerim kadın!” diye kızgın bir boğa edasıyla bağırıp üzerime gelen adamla yüzüme yumruğun inmesi bir oldu.

41 Günlük AŞK Güncellemesi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin