"Savaş meydanında teksin."
SOBE
Gian Marco Castro-Perspectives
Ölümün kıyısına doğru kulaç atıyordu durmadan hızlıca. Soluğunu gömdüğü göğüs kafesi sıkıntıyla dolup taşmış her an patlamaya hazır bir bomba gibi bekliyordu bir sonraki işareti. O kapıya doğru adım adım yürümek, ölümün kıyısında parmak uçlarında gezinmekle aynı şeydi. Ya azrail alacaktı canını ya da babası. Aralık kapıdan içeri sızan ışık, daha önce hiç uyandırmadığı o merak ve huzursuzluk hissini yattığı yerden kaldırmıştı bu gece; korkuyordu yine de pes etmeyip yürümeye devam ediyordu parmak uçlarında.
Bir adım.
İki adım.
Üç adım.
Korkuyordu ancak bununla başa çıkmayı en acı şekilde öğrenmişti. Babası puslu silahı parmaklarına bıraktığında korkusuna ilk defa bu kadar yakın olmuş, hayatta kalmayı tetiğe basa basa öğrenmişti.
Talepkar fısıltılar ve karanlığa çalınan sarı bir ışık. Binlerce mum...
Gecenin karanlığı, binlerce kibritin çakıldığı o evin üzerine düştü. Pusuya yatan kurtlar inine gelen avlara açtı pis ağızlarını. Ay, o gece kanlı bir gecenin sabahına yumdu gözünü. Güneş bir daha hiç doğmadı. Her yer karardı; içinde söndürdüğünde ışıklarını, bir daha gözün görmez hiçbir sabahını.
Küçük kız biriken yüklerin altında son nefesini verdi. Gözlerini açtığında aynı bedene bürünmüş farklı bir ruhtu. Celladının elinden tutup koşturan o kızın yerini pusuda bekleyen bir kurt almıştı.
"Şu ilerideki noktayı görebiliyor musun?" dedi, babası bir elini omzuna bırakırken. Boşta kalan diğer eliyle de grileşmeye başlayan ince sakallarını karıştırıyordu. Göz ucuyla epey uzağında ve tam karşı hizasında olan kırmızı noktaya baktı küçük kız. Uykusuzluktan ağırlaşan göz kapaklarını açık tutmaya öyle çok direniyordu ki farkında olmadan sıktığı dişlerinin arasından ince bir kan sızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE
ActionAden Anka Kuvartez, namı diğer Medusa. Dokuz yaşında bir yangın sonucu babasını ve çocukluğuna dair her şeyi kaybeden Anka, sahte inşa ettiği hayatıyla babasının intikamını almak için bir akademiye katılır. Amacı babasının ölümünden sorumlu olan ünl...