sixteen

26 3 2
                                    


  Hyungwon'un bulunmasından bu yana iki hafta geçmişti. Bu iki hafta boyunca Hyungwon çocukların sorularından hep kaçmış eskiden çok fazla kafaya takıp özür olarak gördüğü konuşamamasını bu sefer kendisine verilmiş bir lütuf olarak görmüştü. Çocuklar da Hyungwon'un bir şey anlatmayacağını anlayınca pes etmişlerdi. Tabii bu süre zarfında çocuklar okula giderken Min Gyu da fırsat buldukça hyungwon'u uzaktan izliyordu. Yine klasik okul günlerinden biriydi jooheon havanın sıcak olması ve erken kalkmanın verdiği mayışmışlık ile yarı açık gözleriyle dersi dinlemeye çalışıyordu. Hyungwon ise çoktan dinlemeyi bırakmış rüyalar alemine dalmıştı. Jooheon hemen önünde oturan arkadaşının sandalyesine ayağıyla birkaç kez vurup uyandırmaya çalıştı. Hyungwon hissettiği dürtü ile kaşlarını çatıp arkasına döndü. Jooheon gözlerini kısıp Hyungwon'un tatlı görüntüsüne gülerken öğretmenin sesi ikilinin bakışmaşını bölmüştü.

-LEE JOOHEON! kendin yetmezmiş gibi hyungwon'u da baştan çıkartıyorsun!

Jooheon gözlerini irileştirip öğretmene şaşkınca baktı.

-A-ama Hyungwon zate-

Öğretmenin bağırışıyla sözleri yarım kalmıştı genç çocuğun.

-Sessiz ol ya da sınıfı terk et.

Jooheon sinirle sandalyeden kalkıp sınıfı bir hışımla terk etmişti. Hyungwon şaşkınlıkla jooheon'ın sınıftan çıkışını seyretmişti. Eğer konuşabilseydim müdahale edebilirdim ve jooheon da böyle azar yemezdi diye düşündü. Derin bir iç çekip elini havaya kaldırdı. Öğretmen hyungwon'u görünce hemen söze girdi.

-Bir şey mi oldu hyungwon?

Sınıftaki herkes öğretmenin sözleri ile Hyungwon'a dönmüştü. Hyungwon üzerindeki bakışlardan dolayı verilmişti  yutkunup kapıyı gösterdi.

-Dışarı mı çıkmak istiyorsun?

Hyungwon kafasını sallayıp beklerken öğretmen ilk defa böyle bir şey isteyen öğrencisini kırmak istememişti.

-Tabi, çıkabilirsin.

Hyungwon tebessüm ederek sınıftan hızla çıkmıştı. Artık yapması gereken tek şey jooheon'ı bulmaktı. Önce kantine sonra revire bakmış ancak hiç bir yerde arkadaşını bulamamıştı. Merakla bahçeye çıkıo etrafa bakınmaya başlamıştı ki omuzunda hissettiği eller ile arkasına dönmüştü. Hyungwon karşısındaki Min Gyu ile hızla geri çekilip yutkunmuştu. Min Gyu Hyungwon'un bu haline kıkırdamıştı.

-Ne o dersi mi ekliyorsunuz bay chae hm?

Hyungwon cevap vermeden arkasını dönüp ilerleyecekken kolundan tekrar tutulmuştu. Min Gyu derin bir iç çekip konuşmaya devam etti.

-Hadi ama bana yardım etmen gerek.

Hyungwon kolunu kendisine çekip min Gyu'yu dinlemeye başlamıştı.

-Senin şu küçük arkadaşın Changkyun'un babası Bay İm onda bana ait olan bir dosya var onu alman ve bana getirmen lazım.

Hyungwon duyduklarıyla kafasını iki yana sallayıp arkasını dönmüştü.

-Eğer getirmezsen ben bizzat kendi yöntemlerimle alırım. Pek yumuşak yöntemlerim yoktur biliyorsun.

Hyungwon yürürken birden durmuş ellerini yumruk yapmıştı. Min Gyu'ya dönüp işaret diliyle;

-Ne zaman istiyorsun?

Min Gyu tatminkar bir şekilde gülümemişti.

-1 hafta içerisinde.

Secret   [Monsta X]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin