thirteen

42 5 5
                                    


-Merhaba ben Min Seol bir ihbarda bulunacağım.

Seol yutkunup konuşmaya devam edeceği sırada Min Gyu odaya girmiş, Telefonu elinden çekip kapatmış ardından hızla yere fırlatmıştı. Seol korkuyla geri çekilmişti. Min Gyu alaylı bir kahkaha atıp karşısındaki kadına bakıyordu.

-Cidden Seol bu kadar saf olmanı beklemiyordum.

Seol dolu gözlerle dizlerinin üzerine çöktü.

-Yalvarırım Min yalvarırım sadece Hyungwon için aradım seni ihbar etmeyecektim gerçekten.

Seol göz yaşlarını serbest bırakırken karşısındaki adamda vicdan namına hiçbir şey yoktu.

-Eğer gerçekten Hyungwon'u düşünüyorsan sessiz kal Seol. Aksi takdirde gözümü kırpmadan onu annesinin yanına gönderirim.

Seol ağlamayı kesip gözlerini kocaman açmıştı toplanıp yalvarır gözlerle baktı karşısındaki adama.

-Hayır, hayır özür dilerim lütfen ona zarar verme.

Min Gyu tatmin olmuş şekilde kafasını salladı.

-Şimdi kalk ve eve dön. Artık Hyungwon ile sen ilgilenmeyeceksin.

Seol'un cevabını beklemeden odayı terk etmişti. Seol ise kendini toparlamak için ayağa kalkmış ancak başarılı olamamıştı. Dizlerinin üzerine tekrar çöküp elleriyle kulaklarını kapatıp ağlamaya devam etmişti.

Çocuklar akşam ulaşabildiği kadar şeye ulaşıp Kihyun'un evinin altındaki Bodrum'da buluşmuşlardı. Her biri getirdiği dosyayı diğerlerine gösterip aralarında müzakere yapıyorlardı. Changkyun'a karşı hala öfkelilerdi. Bunu hal ve hareketleri ile belli ediyorlardı her ne kadar Kyun'un canı buna çok sıkılsa da dikkatini başka şeylere vermeye çalılıyordu. Jooheon Changkyun'u kolundan dürtüp dışarıyı işaret etmişti. Changkyun kafasını sallayıp jooheon'un peşinden ilerlemişti. İkili ortamı terkederken Minhyuk derin bir nefes verip ikiliyi seyrediyordu. Kihyun yanına gelip kıkırdamıştı.

-Bu ikisinin arasında ne var?

Minhyuk Kihyun'a dönüp omuz silkmişti.

-En son öpüşüyolardı.

Minhyuk kıkırdamaya başlamıştı. Kihyun da ona ayak uyduruyordu. Ardından Minhyuk'un kolunu hafifçe sıkıp tebessüm etti.

-Yah! Dalga geçme çocuklarla.

Minhyuk kafasını sallayıp önüne döndü. Derin bir nefes alıp verdi.

-Kihyun

Kihyun karşısındaki arkadaşının ani ruh değişimlerine alışmıştı. Kafasını kaldırıp usulca dudaklarından dökülecek olan kelimeyi beklemeye başladı. Minhyuk yutkunmuştu.

-Sence Hyungwon yaşıyormudur?

Kihyun yutkunup iç çekti.

-Tabi ki de yaşıyor Minhyuk bu ne biçim soru.

Minhyuk omuz silkip önündeki kağıda tekrar baktı.

-Bay Chae'yi polise ifade verirken duydum artık cesedi bile olsa oğlumu bulun diye yalvarıyordu.

Kihyun Minhyuk'un omuzuna dokundu.

-Bulucaz Minhyuk Şu anda Hyungwon bizi bekliyor eğer biz ümidimizi kaybedersek o da kaybeder.

Minhyuk tebessüm edip önüne döndüğünde Hyun-woo ikilinin yanına gelip omuzlarını dürttü. İkili Hyun-woo'ya döndü.

-Hoseok bir şeyler buldu sanırım hadi gelin.

Secret   [Monsta X]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin