0.2

254 29 3
                                    

Sabah'

Gözüme giren güneş ışıkları ve evden gelen süpürge sesleriyle gözümü açtım. Huzursuzca komodinimde duran telefonumu alıp saate baktım. 09.32? Şaka mısınız ya? Bu saatte ev mi süpürülür uyuyorum ben burada!

Üstümdeki örtüyü bir kenara atıp sırtımı yatak başlığına yasladım. O sırada odaya annem girdi. Elinde süpürgeyle ;)

"Günaydın uykucu, kalk hadi kahvaltı hazır."

"Ya anne sen nasıl bu kadar enerjiksin? Sabahın köründe hem kahvaltı hazırlayıp hem de ev mi süpürüyorsun?"

Başını onaylarcasına sallayıp elimden tutup kaldırdı. Annem çok enerjik bir kadındı. Sabahtan akşama kadar iş yapsa bile yarım saatlik dinlenme ona yeterdi. Fazlasıyla güzeldi, bakımlıydı.
Böyle bir anneye sahip olduğum için gerçekten çok şanslıydım.

Babam ise biraz daha farklıydı. Çok eğlenceli biriydi aslında. Ama yeri geldiğinde de fazla ciddi. Bir de çok kıskanç bir adamdı. Annemi ve beni herkesten korumaya çalışırdı. Bazen beni arkadaşlarımdan bile kıskanırdı. Ama fazlasıyla iyi kalpliydi. Sadece annem konusunda değil, babam konusunda da çok şanslıydım.

"Kumsal, daldın gittin kızım. Ne düşünüyorsun?"

"Bir şey düşünmüyorum annecim. Siz kahvaltı yapmadınız değil mi?"

"Yapar mıyız sensiz canımın içi? Seni bekledik. Ama kalk artık baban açlıktan her şeyi yiyecek gibi görünüyor."

Sesli bir şekilde gülüp ayağa kalktığımda annem de benimle birlikte gülmüştü. Dolabıma doğru ilerlediğimde süpürgesini de alıp odamdan çıktı.

"Ee geldik en zor kısma. Ne giyeceğim ben şimdi ya?"

Bir süre kıyafetlerime göz gezdirip güzel bir kombin yaptıktan sonra banyoya doğru ilerledim. Kısa bir duş alıp bütün işlerimi hallettikten sonra
üstüme az önce seçtiğim kıyafetlerimi geçirip hızlı adımlarla aşağıya indi. Annem ve babamın kahvaltı masasında oturmuş beni bekliyo Daha doğrusu babam pek beklemiyordu. Çatalına zeytinleri batırmaya çalışırken annem de onu durdurmaya çalışıyordu.

"Ya bıraksana Selma karnım çok acıktı gelmeyecek bu deli kız."

"Ya baba geldim işte. Ayrıca deli falan çok ayıp ediyorsun."

Karşımda huysuzca homurdanıp kahvaltı tabağını doldurmaya başladı. Bu haline gülüp ben de tabağımı doldurmaya başladım.

"Kumsal, dün kaçta geldin kızım sen? En son dayanamayıp uyuduk valla."

"Kızı sıkboğaz etme Murat. Genç kız oldu artık o."

"Ya tamam da ortalık tekin değil ki canım. Hırlısı var hırsızı var. Allah korusun, ya bir şey olursa?"

"Babacım haklısın ama kızlarlaydım zaten, ayrıca ben kendimi korurum sen güven bana :)"

"Tamam tamam sen nasıl istersen öyle olsun. Ama sen yinede çok geç kalma bir dahakine, olur mu ?"

"Olur olur sen merak etme. Kahvaltımı yapıp çıkayım ben de. Okula geç kalmayım."

"Tamam güzelim güzelce ye sonra çıkarsın."

Hızlıca tabağımdaki yiyecekleri yemeye başladım. Bir süre sonra hepsini bitirip, anneme de sofrayı toplamasında yardım ettikten sonra ayakkabılarımı giydim. Derslerimin başlamasına az bir zaman kalmıştı. Yürümeyi bırakıp koşmaya başladığımda çevremdekilerin bakışları deli görmüş gibi garipti. Ne yani? Hiç mi koşan insan görmediniz?!

Üstümdeki bakışları umursamadan koşmaya devam ettim. Karşıdan karşıya geçeceğim sırada çok yakından gelen fren sesiyle çığlık attım. Dibimde duran motor fazlasıyla korkmama yetmişti.

"Yavaş olsana hayvan!"

Kim olduğunu bile görmemiştim. Yere  eğilip düşen çantamı aldığımda kafamı kaldırıp az önce bana çarpacak olan motorluya baktım. Kafasında kaskı vardı ve kim olduğu anlaşılmıyordu. Kafasındaki kaskı çıkardığında ağzım açık kaldı.. Tabii yaa, Bora Kılıç!

"Düzgün konuş!"

"Konuşmuyorum! Hayvansın işte. Çarpacaktın az kalsın gerizekalı herif!"

Birkaç adımda yanıma yaklaşıp bileğimi sıkıca kavradı. Gözlerini gözlerime dikip tıslarcasına konuşmaya devam etti.

"Benimle düzgün konuşacaksın! Yoluma koşa koşa atlayan sensin. Dikkat et, acımam!"

"Hadi ya, acımazmış (!) Sana acı diyen oldu sanki. Bileğimi bırak ve önümden çekil!"

Bileğimi sertçe bıraktığında elimle ovmaya başladım. Kızartmıştı ve fazlasıyla acıyordu. Beni baştan aşağıya süzdükten sonra sırıtarak arkasını dönüp motoruna bindi.

"Allah'ım sen bana sabır ver."

"Allah'ım sen bu çilliye sabır değil akıl ver 🤲"

Söylediği cümleye sinirlenip hızlıca ona doğru yürümeye başladım.Sonra
saçmaladığımı farkedip geri döndüm. Çillerimi sevmiyordum. Genelde makyaj yapıp kapatmaya çalışırdım ama çevremdekiler çillerimin bana yakıştığını söyleyip kapatmaya çalıştığım için kızarlardı.

"SİKTİR GİT! Sanane benim çillerimden?!"

Sırıtışı daha da genişlerken hiçbir şey söylemeden motorunu çalıştırıp yanımdan uzaklaştı. Ben sinirden kızarmış bir haldeyken gülüşme sesleriyle daha da sinirlenip hızlıca yürümeye başladım. Bu çocuk gerçekten iticiydi.

Okulun önüne geldiğimde kızlar bir banka oturmuş sohbet ediyorlardı. Saçlarımı düzeltip yanlarına doğru ilerledim.

"Günaydın."

"Günaydın Kumsal'cım. Hat aldın mı kendine?"

Başımı olumsuzca sallayıp ellerimle yüzümü kapattım.

"Unuttum ben onu yaa. Ama Melis bence vazgeç. Gelirken de tartıştım zaten. Ben o çocuğu çekemem."

"Melis bence de vazgeç. Gerek yok böyle bir şeye."

"Dolunay karışma sen. Ayrıca o kadar da zor değil. Bak konuşmaları bana atmanı da istemedim. Güveniyorum sana."

"Yok bir de onu isteseydin!"

"Ders başlayacak hadi sınıfa çıkalım artık."

Ayağa kalkıp sınıfa doğru hızlı adımlarla yürümeye başladık. Dersin başlamasına yaklaşık 5 dakika kalmıştı. Sınıfa girip sırama doğru ilerlediğimde Bora'nın da sınıfta oturduğunu gördüm. Gözlerimiz kesiştiğinde yine sırıtmaya başlamıştı. Bir arka sıramda oturuyordu. Normalde yeri orası değildi ki?

"Sen niye burada oturuyorsun Bora?"

Doruk'un sesini duyduğumda yavaşça ona döndüm. Allah var taş gibi çocuktu. Sarışın erkekleri pek sevmezdim ama Doruk çok yakışıklıydı. Tek eksisi Bora'nın en yakın arkadaşı olmasıydı.

"Canım burada oturmak istedi bugün.
Siz geçin yerinize."

Homurdanıp yerime geçip hocayı beklemeye başladım. 2-3 dakika sonra elinde kitap ve kalemleriyle gelip ders anlatmaya başlamıştı. Not defterimi çıkartıp not alacağım sırada sırtımda hissettiğim kalemle arkama döndüm.

"Ne var be?"

"Ne saldırgansın kızım sen? Hemen havlıyorsun :)"

"Kes sesini. Ders dinlemeye çalışıyorum şurada. Ayrıca şu kalemini de çek!"

Önüme dönüp dersi dinlemeye devam ettim. Ben buna nasıl anonimden yazıp konuşacağım ya? Odunun teki!

***

Helloo😼 Bölümü beğendiniz mi acabaa?

İg bölümleri yapacağım orada karakterleri de görebilirsiniz ama sanırım 2 bölüm sonra :/

Hadi görüşürüz😉👍




Portakal | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin