"Kumsal, şunlar sana mı bakıyor bana mı öyle geldi?
Melis'in gösterdiği yere döndüğümde Bora ve grubu bana bakarak bir şeyler konuşuyorlardı. Kaşlarım anında çatılırken gözlerim Bora'nın gözleriyle kesişti. Değişik bakıyordu. Soğuk ama bir o kadar da sıcak. Garipti, bakışlarındaki duyguyu bile anlamakta zorlanıyordum. Birkaç dakika sonunda gözlerimi kaçırıp tekrar Melis'e döndüm.
"Niye öyle bakıyorlar?"
"Ne demek niye öyle bakıyorlar? Ben nereden bileyim kızım bir şey falan mı yaptın?"
"Yoo hiçbir şey yapmadım ben ya. Yaptım mı acaba? Yoo yapmadım."
"Valla hi-"
"Selam, bir saattir sizi arıyorum ya."
Sinirli bir şekilde Dolunay da yanımıza geldiğinde bütün bakışları üzerimize çekmiştik. Birkaç saniye sonra herkes önüne dönüp yarım kalan sohbetini etmeye devam etti.
"Buradaydık Dolunay, Kumsalla hava alalım dedik biraz bahçeye çıktık."
"Keşke beni de çağırsaydınız. Merak ettim sizi."
Bakışlarımı yere dikip ellerimle oynamaya başladım. Gerildiğim ya da utandığım anlarda genellikle ellerimle oynardım ve kimseye verecek bir cevap bulamazdım. Bu huyumu ikisi de çok iyi biliyordu.
"Sınıfta değildin ki, nasıl bulsaydık seni? Uzatmasak mı acaba?"
"Tamam uzatmayalım. Ne konuşuyordunuz peki?"
"Boralar Kumsala bakıyordu ama neden baktıklarını bilmiyoruz. Onu konuşuyorduk."
"Bora mı?"
Başımı onaylarcasına sallayıp tekrar Boraların tarafına döndüm. Bakışlarını benden çekip kendi aralarında sohbete dalmışlardı. Gözlerimi Bora'nın üzerinde gezdirdim. Bir yandan arkadaşlarıyla konuşuyor, bir yandan da gülüyordu. Bakışlarım gülüşünde takılı kaldığında istemsizce ben de gülümsedim. Bir anda kolumun dürtülmesiyle yerimde sıçrayıp kendime geldim.
"Kumsal, daldın gittin?"
"Ha şey ben dalmışım."
"Onu anladık zaten. Bir şey mi oldu?"
"Yoo, bir şey yok. Sınıfa çıkalım mı artık? Fazla hava aldık sanki."
"Dersin başlamasına daha çok var. Sen çık biz biraz daha takılalım geliriz."
"Tamam görüşürüz."
Yavaş adımlarla okulun girişine doğru ilerlemeye başladım. Bora ve grubun bakışları yine bana dönmüştü. Okulun kapısından içeriye girip sınıfıma doğru yol aldım. Sınıfımız 6.kattaydı ve benim asansör korkum olduğu için bütün merdivenleri tek tek çıkmak zorundaydım. Merdivenleri çıkarken nefes nefese kalmıştım. Allah'tan sınıfta hiç kimse yoktu. Sırama geçip birkaç dakika soluklanmaya çalışırken sınıftan içeriye Bora girdi.
"Selam."
"Niye geldin?"
"Kumsal senin sorunun ne?! Daha doğrusu şöyle sorayım. Benden nefret etme sebebin ne?"
"Bunu sana kaç kere söyledim!"
"Ben neden hatırlamıyorum peki?"
Aklıma gelenlerle oturduğum yerde donup kaldım. Ondan neden nefret ettiğimi anonim olarak birkaç kez söylemiştim. Çok yüz yüze gelmediğimiz için normalde söyleme fırsatım olmamıştı. Hiç bozmadan birkaç cümleyle durumu toparlanaya çalıştım.
"Ben nereden bileyim? Hafızanda bir problem olabilir. Hatırlatmak için tekrar söyleyim istersen. Çok soğuksun, iticisin. Seni sevmem için hiçbir sebebim yok. "
"Soğuk falan değilim. Sana öyle geliyor."
"Bana karşı soğuksun o zaman?"
"Değilim Kumsal değilim."
"Ya bana niye böyle davranıyorsun o zaman? Ben ne yaptım sana Bora? Senden beni sevmeni ya da herhangi bir şey beklemiyorum. Beni gördüğünde neden suratın asılıyor mesela?"
"Suratım asılıyor, öyle mi?"
"Öyle! Garip garip tavırlar, donuk bakışlar. Çevrendeki diğer insanlara bu kadar kötü değilken bana karşı neden böylesin?"
Sesimiz git gide yükseliyordu. İkimiz de sınıfın içinde birbirimize bağırıyorduk resmen. Sinirden kıp kırmızı olduğuma emindim. Ama gerçekten dolmuştum. Her zamanki gibi yine gözlerim dolmuştu ve biraz daha devam edersek büyük ihtimalle ağlayacaktım. Okula geldiğim ilk zamanlar sürekli tartışırdık, her şeyim dalga konusu olurdu. Derslerde, ders aralarında fırsat bulabildiği her yerde bana sataşırdı, laf sokardı. Ama son birkaç aydır dalga geçmeyi ve laf sokmayı bırakmıştı. Sadece soğuk davranıyordu, fazlasıyla uzaktı. Ben bunları düşünürken arkasını dönüp hızla yandaki sıralardan birine tekme attı. Korkuyla yerimden sıçrarken ağzımdan ufak bir hıçkırık kaçtı. Tekrar bana dönüp bağırarak konuşmasına devam etti.
"Bana diyorsun da, sen bana ne zaman sıcak bir şekilde yaklaştın Kumsal?Ne zaman? Tamam geldiğin andan beri tartışıyorduk, kavga ediyorduk. Ama bunların hepsi karşılıklıydı. Sen her zaman bencil davrandın, hep beni suçladın. Söylesene, sen bana çok mu iyi davrandın? Arkadaşlarına ne kadar iğrenç bir insan olduğumu söyleyip iftiralar atarken çok eğleniyor muydun bari? Ama aptallık bende. Kaç aydır kendimi kandırıyorum, ne sanıyordum ki? Sana sıcak davranmam için tek bir sebep bile sunmamışken benden bunu bekleme. Şu ön yargılarını bir kenara bırak ve gözlerini aç!"
"Ben sana iftira atmadım!"
"Hadi ya, öyle mi? Disipline gitme sebebim neydi peki benim? Okuldan atılacaktım lan ben. Senin iftiraların yüzünden okuldan atılacaktım!"
"Bora ben hiçbir şey yapmadım. Sana iftira atmadım. Disipline neden gittiğini bile bilmiyordum. Bak sanırım bir yanlış an-"
"Kumsal.. Yalan söylemeyi bırak olur mu? Gerçekten yoruldum. Sana bazı zaman aralıklarında nasıl davrandığımı aklına getirirsen şuan neden soğuk davrandığımı anlayabilirsin."
"Ne demek bu şimdi?"
"Bilmem, anlarsan bana da anlatırsın :)"
Burukça tebessüm edip sınıftan çıktı. Ne dediğini anlamamıştım. O kadar karışık konuşuyordu ki kafam patlamak üzereydi. Üstüne oturup uzun süre düşünecektim sanırım.
"Kumsall daldın gittin kızım buraya bak."
"Hı?"
"İyi misin sen? Yüzün bembeyaz olmuş."
"Değilim.. Melis! Bu akşam bize gelebilir misin? Konuşmamız gereken konular var. Ben tek başıma düşünürsem kesin kafayı yerim."
"Tamam gelirim de bir sorun mu var?"
"Sanırım çok büyük bir sorun var."
***
Selam ya😝
Bugün aşırı kötü bir gündü özel hayatımda birkaç sorun yaşadım o yüzden sabah atamadım bölümü :/
Zaten kitabın okunması çok iyi değil o yüzden şuanlık çok sorun olmaz diye düşünüyorum.<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal | Texting
Humor05** *** ****: Bak bunları söylemek benim için çok zor. 05** *** ****: Kendime bile itiraf edemezken sana söylemek daha da zor. 05** *** ****: Ama ben galiba sana alışmaya başladım..