11. Bölüm"Ondan hoşlanıyorsun."
Açıklama sürpriz değildi. Yoongi defterine bir şeyler karalarken başını kaldırmadı. Pek kurnaz olmadığını sanıyordu, evet ama Namjoon her zaman onun içini görebilirdi. Çok akıllıydı. Lanet olası derecede zekiydi.
"O da senden hoşlanıyor, biliyorsun," diye devam etti Namjoon, sessizlikten etkilenmeden. Kitap okur gibi insanları okumaktan, sadece gözlemle onları birbirinden ayırmaktan ve canı istediğinde merakını gidermekten hoşlanırdı.
Evet, diye düşündü Yoongi, kalemi kâğıdı çizip koyu çizgiler bırakırken. Elbette Jimin'in de ondan hoşlandığını biliyordu. Daha önce belli değilse bile, Jungkook'un evindeki o sabah kesinlikle belli etmişti. Hem de birden fazla şekilde.
Yoongi dişlerini gıcırdattı, o anın sıcaklığını günler sonra şimdi bile hissediyordu.
O anı düşünüyordu; hem de çok. Bunun için kendinden nefret ediyordu. Buna hakkı yoktu ama düşünmeden de edemiyordu. Jimin'in çıkardığı nefes kesici sesler, yanaklarının pembesi, koyu renk gözleri, yanan- Kahretsin. Yoongi onu istemişti.
Şimdi de istiyordu.
"Ne yapacaksın?" Namjoon masanın karşısından sordu.
"Bilmiyorum," Yoongi yanıtladı.
Sanki boğazından aşağı asit gibi bir şeyler iniyordu. Delikler bırakıyor, köpürüyor, onu boğuyor, kendi ciğerlerini pençelemek istemesine neden oluyordu.
Hissetmemek isterdi. Böyle olmamak isterdi. Bir gün veya bir saat için. Sadece bunu isterdi.
"Ya önce o bu konuda bir şey yaparsa?"
"Bilmiyorum."
Eğer bu konuda önce Jimin bir şey yaparsa -eğer o sabahki gibi bir şeyse- bu onun yakın, yoğun olması ve ona böyle bakmasıysa... Yoongi onu uzaklaştıracak kadar güçlü olmayabilirdi.
Ama güçlü olmak zorunda kalacaktı.
Yoongi kağıda bir şeyler çizdi, kalemi kağıttaki çizgilerin üzerinde sürükledi, bir süredir içinde bulunduğu karanlığı sarmalamaya çalıştı. Uzun bir süredir hem de.
"Hyung," dedi Namjoon. "Hyung, bana bak."
Yoongi, çaba sarf ederek kalemin ucunu bir noktaya çok fazla bastırarak yukarı baktı. Namjoon'un nazik, sabit bakışıyla karşılaştı ve Namjoon nazikçe gülümsedi.
"Jimin iyi bir insan," dedi. "Senin için iyi olacak. O seni umursuyor."
Yoongi, işitme duyusunu kapatabilmeyi dileyerek hemen bakışlarını kaçırdı. Hayır, onun için iyi değildi; Jimin fazlasıyla iyiydi, fazlasıyla iyi, neşeli ve iyimserdi, Yoongi bunu hak etmiyor-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
petals and ink | yoonmin ✓
FanficJimin yeni sokağını, yeni dairesini ve yeni çiçekçisini seviyordu. İşleri düzeliyordu, günleri güneş ışığı ve lezzetli keklerle doluydu. Genel olarak endişelenecek hiçbir şey yok gibiydi. Sadece yeni komşuları biraz tuhaf görünüyordu. Sorun değildi...