Jimin yeni sokağını, yeni dairesini ve yeni çiçekçisini seviyordu. İşleri düzeliyordu, günleri güneş ışığı ve lezzetli keklerle doluydu. Genel olarak endişelenecek hiçbir şey yok gibiydi.
Sadece yeni komşuları biraz tuhaf görünüyordu.
Sorun değildi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
8. Bölüm
Her şey, Namjoon'un Jungkook'un çalan kapısına bakmak için kalkması ve karşılığında Yoongi'nin göğsüne altı paket birayı ittirmesiyle başlamıştı.
"Bu geceyi ayık bir şekilde atlatmamın imkânı yok," diye mırıldandı Yoongi. Namjoon biraları memnuniyetle kabul ederken gülümsüyordu.
Yoongi'nin içeri girmesine izin verirken, "Seni gördüğümüze biz de sevindik, hyung," dedi.
"Yoongi hyung!" Jungkook mutfaktan ışınlanarak içeri gelmişti. Ama gelirken patlamış mısırların olması için mikrodalgayı tekrardan çalıştırmayı ihmal etmemişti. "Bir de giyinmişsin!" Koyu gözleri yaramazlıkla parlarken Yoongi'nin standart siyah kapüşonuna ve siyah kot takımına işaret ediyordu. "Siyahın üstüne siyahı seviyorum. Gerçekten çokkk ileri bir moda."
"Hyung gerçekten ışıl ışıl," Taehyung Yoongi'yi kontrol ederken Jungkook'un dediklerine katıldığını açık bir şekilde belli etmişti. Hatta Yoongi topuğunun üzerinde geriye dönerken sesli bir şekilde kıkırdıyordu.
"Fikrimi değiştirdim," dedi Yoongi, tekrar kapıya doğru giderken. "Buna değmezmiş. Bir daha asla görüşmeyelim."
Ama Namjoon, Yoongi'nin yolundan çekilmedi; omzuna yerleştirdiği bir eliyle onu nazikçe geri çevirdi ve oturduğu yerden izlediği sahnenin tadını çıkaran Jimin'in oturduğu kanepeye doğru sürükledi.
"Hayır, hayır, geldiğine gerçekten çok sevindik, hyung," dedi Namjoon, Yoongi'yi Jimin'in yanındaki yere düşmesi için hafifçe iterek. "Eğlenceli olacak."
Daha sonra birayı buzdolabına koymak ve Jungkook ile Taehyung'a yardım etmek için mutfağa yöneldi. Yoongi, mısır patlama sesleri altında Jimin'in duyabileceği kadar yüksek sesle şunları söyledi:
"Bunların hepsi senin hatan, biliyorsun değil mi?"
Jimin istifini bozmadan, "Seni seven ve önemseyen insanlarla sosyalleşmeni sağlamam benim suçum mu? Sanırım öyle," dedi. Kendini azıcık bile suçlu hissetmiyordu; Yoongi yapmak istemediği bir şeyi konuşacak türden bir insan değildi.
Öyle ki bakışları açıktı ama yüzündeki gülümsemeyi saklamak için yanağının içini ısırıyordu. Jimin bunun yerine, ikisi için de samimi bir şekilde genişçe gülümsedi.
Yoongi gözlerini devirerek, "Neden seninle konuşuyorsam, sonuçta her şeye acı biber ezmesi süren birisin," dedi.
Bu, Jimin'in Yoongi'ye gönderdiği son kısa mesaja bir atıftı:
kırmızı biber ezmesi tanrıdan bir armağan
Aslında bunun Yoongi'nin son mesajına uygun bir cevap olması gerekiyordu.
kahve benim hayatımın nektarı demek
Jimin kahveyi sevmiyordu ve Yoongi acı biber ezmesinden anlamıyordu, ki ona göre bu kıçımızı patlatmak için tasarlanmış kırmızı renkli yapışkan bir şeyden başka bir şey değildi.
