2

5.9K 621 733
                                    

2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


2. Bölüm

Jimin, geçen gece gördüklerini anlattıktan sonra Jungkook, "Evet, bu Yoongi-hyung," dedi.

İkisi ve Taehyung, Jungkook'un tamirhanesinin zemininde oturuyorlardı, aralarında Jimin'in tanımlayabildiği kadarıyla sökülmüş bir CD çalar vardı; zeminde aynı zamanda her tarafa dağılmış teller, yonga setleri ve tornavidalar da bulunuyordu.

Jimin, aklında yarısını kurduğu mesajlarla birlikte birkaç gününü telefonunun kilidini açıp kapatarak geçirmişti. Bunu nasıl yapması gerektiğini bilmiyordu; Taehyung'u veya Jungkook'u (ya da ikisini birden?) aramalı mıydı yoksa onlara mesaj mı göndermeliydi kestirememişti. Beraber yedikleri barbekülü akşam yemeğinden bu yana ne kadar zaman geçmişti, ya onlara mesaj attığında sinir bozucu ya da muhtaç biri gibi görünür–

Ama sonra Taehyung kapanış vaktine yakın saatlerde ona mesaj atmış ve başka bir planı yoksa Jungkook'a gitmeyi önermişti - Jimin, mutlu bir şekilde küçük bir sevinç çığlık attığında dükkanındaki son iki müşteriyi korkutmuş olsa da şimdi buradaydılar.

Jimin'in göremediği bir hoparlörden yumuşak bir müzik sesi yükseliyordu - hiç şüphesiz tamirhanedeki diğer teknolojik aletlerin içinde bir yerlere gömülüydü - ayaklı vantilatör köşede tembelce dönüyordu, ama sıcaklığı bir nebze de olsa engellediği söylenemezdi.

"Kim?" Diye sordu Jimin.

"Min Yoongi," dedi Taehyung, müzik çaların önemli gibi görünen bazı parçalarını yere doğru atarak. "Dövme dükkanının ortak sahibi. Belki de şimdi tek sahibidir, işin sonunda orada ne olduğunu gerçekten bilmiyorum."

Jimin'in tek söyleyebildiği küçük bir "Ah," mırıltısı oldu, başkalarının işine burnunu sokmaması gerektiğini söyleyen bir hisse kapılmıştı.

Min Yoongi'nin kapalı bir dövme dükkânının zifiri karanlığında oturmasının nedenini öğrenmeyi deli gibi istiyordu, ama aynı zamanda bunun kendisini ilgilendirmediğini de biliyordu.

Jungkook, müzik kutusunun üzerine eğilmiş bir vaziyette aynı anda birden fazla renkli kabloyu ustalıkla elinde tutuyordu.

"Evet, o..." diye konuşmaya başladı, ama eline kalem gibi bir şey aldığında sesi giderek azaldı, Jimin daha bugün, aslında eline aldığı şeye el havyası denildiğini öğrenmişti. "Son günlerde biraz zor zamanlar geçiriyor."

Jungkook, elindeki teli bir suntaya bağlamak için yanmış demir ucunu kullanırken gözlerini kıstı. Keskin yanık kokusu havayı doldururken burnunu kırıştırdı Jimin.

petals and ink | yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin