Boş alanda yayılan uğultular çoğalıyordu. Sahne değişmemişti. O ikisi ortadaydı ve kalabalık etraflarını çevrelemişti. Biz ise duyduklarımızı atlatmaya çalışarak hala girişte duruyorduk. Adımlar ona yönelip hepsi Honja'ya daha yakından bakmaya çalıştığında bu aptal duruma son vermek için öne doğru adımlamıştım. Bileğim sertçe kavranıp durdurulduğumda ona döndüm.
"Karışma." Dedi sakin bir sesle Namjoon. "Karışma, nasıl başa çıkacağını görelim."
"Onu eziyorlar Hyung." Jungkook arkadan bize yaklaştığında küçük bir küme oluşturmuştuk.
"Seon Ah olsa ona haddini çok güzel bildirirdi." Tae de sohbete dahil olduğunda Namjoon kendinden emin bir tavırla başını salladı.
"Bizimde görmek istediğimiz bu değil mi? O Seon Ah'ın ruhunu taşıyor mu taşımıyor mu? Eğer benim tanıdığım Seon Ah ise buna asla tahammül edemeyecektir."
"Peki ya yüzünü açarlarsa? Herkes onu görüp tanırsa ne yapacağız?" Hoseok haklıydı. Onu görüp tanırlarsa ne yapacaktık? Bunu Honja'ya nasıl açıklayacaktık? Gerçi zaten şu an da açıklaması zor bir durumdaydık.
"O da.." Dedi Jin. Sözünü Qla'nın yüksek sesi bölmüştü.
"Yüzünü açmakta neden bu kadar inatçısın?"
"Sizin hızınıza bağlı." Cümlesini tamamladığında hepimiz onlara dönmüştük. Demek istediği şey... Seon Ah'a saldıracağı sırada müdahale etmeliydik. Onun dışında seyirciydik. Seon Ah'ın, Honja'nın içinden çıkmasını bekleyen bir seyirci...
"Çünkü açmak istemiyorum. Böyle bir zorunluluğum yok. Buradaki tek görevim içecek servisinde bulunmak." Hala sabırlı bir şekilde saygısını bozmadan açıklamasını yapıyordu.
"Ama ben açmanı istiyorum çünkü o olduğunu biliyorum."
"Kimden bahsettiğinizi bilmiyorum." Qla'nın grup arkadaşları da etraflarını sardığında saçmaladığını söyleyip onu kolundan çekiştirmeye başlamışlardı. En azından aklı başında birkaç kişi vardı.
"Kolumu bırakın! Pekala madem sen açmıyorsun o zaman ben sana yardımcı olayım." Honja'ya doğru birkaç adım atıp elindeki kadeh dolusu şarabı onun yüzüne doğru atmıştı. Kalabalıktan da yüksek bir tepki yükseldiğinde hepimiz yerimizde sıçramış ancak kendimizi durdurmuştuk. Jimin, işini sağlama almak istercesine benim koluma dolamıştı kollarını.
"Sanıyorum şimdi o maskeni indirebilirsin." Qla sinir bozucu bir şekilde gülümsediğinde yüzü, saçları ve maskesi sırılsıklam olmuş bir halde yüzünü kaldırdı Honja. Beyaz gömleği ve siyah eteği de batmış görünüyordu.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun?" Dedi boğuk bir sesle.
"Dedim ya, sana yardımcı oluyorum işte."
"Gerçekten saçmalıyorsun! Bunu kesebilir miyiz artık? Herkes dağılsın, sen de uzaklaş!" Soo Bin araya girmeye çalıştığında Qla, onu kolundan ittirmiş ve yanındaki arkadaşının da kadehini almıştı.
"Yetersiz mi geldi? O maskeni çıkarman için seni daha fazla kirletebilirim."
"Buna daha ne kadar tahammül edeceğiz?" Boğuk bir şekilde konuştuğumda hiçbiri gözünü oradan çekmemişti. Hepsi de eminim benim kadar zorlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL | MYG
FanfictionMadem bu Krallıkta yerim yok, kendi Krallığımı kuracağım. Kurduğum bu gizli Krallığın Hayalet Kral'ı olacağım. Ve sen Seon Ah... Seni bulup, içeri girmenin yasak olduğu bu Krallığımın tek Kraliçesi yapacağım. "BİR DE BU HİKAYEYİ BENDEN DİNLEYİN. SI...