[ 3 ]

2.5K 332 660
                                    

KARAKTER HATIRLATMASI

Wang Jian: Yoongi

Wang Won: SeokJin

Wang Ye: Jungkook

Wang Nam: Özgün Karakter (Prens)

Wang Ho: Özgün Karakter (Prens)

Cheng: Özgün Karakter (Yoongi'nin yardımcısı)

Kang Dae: Taehyung

Jung Ah: Namjoon ve Seon Ah'ın abisi (Görünüşleri Namjoon ile aynı değil.)

Alim Jali: Jimin

Joon: Özgün Karakter (Seon Ah'ın kuzeni)

*Hoseok ressam olarak önceki kitapta yer almıştı. Prens Jian ile zamanları uyuşmayacağı için o olmayacaktır.*

                                                    _________________________________________

Savaş borularının ve  savaş davullarının sesi yankılandığında hızlıca ayaklarımı uzattığım yatağımda doğruldum. Gelmişlerdi. Sonunda Kraliyet ordusunun askerleri gelmişti. Şimdiye kadar en habersiz kaldığımız savaş bu olabilirdi. Kazanılıp kaybedildiğine dair hiçbir bilgi almamış, aylarca habersizce beklemiştik. Bunun tek sebebi olabilirdi. Haberci askerlerimiz ya da çoğunluk askerimiz savaşta ölmüştü. Belki de kaybetmiştik!

Hızlıca kalkıp pelerinimi omzumdan geçirip bağladığımda yanımda duran kılıcımı belimdeki kemere bağlayıp odamdan ayrılmıştım. Hızlı adımlarla koridordan ilerlediğimde benimle birlikte sarayda olan tüm görevliler, devlet adamları ve aile üyeleri teker teker çıkıyordu. Benden önce merdivenlerin başlangıcına gelen Wang Ye'nin arkasından geldim ve kalabalığın arasında durdum. Benim gelmemle Wang Ye ve Wang Nam geri çekilmiş, yerlerini bana bırakmışlardı. Babamın yanına yerleştiğimde gittiği halinden oldukça eksik gelen ordu ise karşımızdaki yerini almıştı.

Hepsi perişan görünüyordu! Ölmemişlerdi ama yine de bir ölüden farkları yoktu. Savaş böyle bir şeydi ve ölüme şahit olmak böyle bir şeydi. Neredeyse gittiği sayının çeyrek sayısında olan ordu yerini aldığında en öndeki komutanlar dizlerinin üstüne çökerek kılıcını kendi önüne serdi. Güçlü bir sesle savaşın sonuçlarını söyleyip bağırdığında Majesteleri ellerini arkada bağladı ve ona yukarıdan bakmaya devam etti.

"Majesteleri! Bu savaşı kazandık! Moğolların istila ettiği o kaleyi ele geçirdik ve tüm orduyu büyük bir yenilgiye uğrattık! Bununla birlikte askerlerimizin yarısını ve çok önemli komutanları bu yolda kaybettik!" Karşımdaki bu asker hem büyük bir coşku hem de büyük bir üzüntüyle başarısını söylediğinde gözlerim saray askerlerinin kalabalığında gezinen Cheng'i aradı. Ona verdiğim görevi başarıyla yerine getirebilmiş miydi? O çok güvendiği asker bu işi bitirebilmiş miydi?

"Belki de savaşın en büyük kahramanı Majesteleri! Onun planları ve cesareti sayesinde size burada bu müjdeli haberi veriyorum. Komutan Kang Dae! Öne çık!" O ismi duyduğumda görevin başarısız olduğunu çoktan anlamıştım. Cheng ile göz göze geldiğimizde tedirgin ve şaşkın görünüyordu. 

Kang Dae daha fazla önce çıktı ve eğilerek bizi selamladı. Güçlü olduğu her halinden belli olan bir askerdi ve ne yazık ki bu asker Wang Won'un yanındaydı. En başta ortadan kaldırmam gereken kişiler bunlardı. Güçlü yardımcılar... Benim gözlerimden alevler çıkıyormuş gibi hissettiğimde babamın diğer tarafında gururla gülümseyen Won'a baktım. Başı dik, oldukça memnun bir şekilde sırıtıyordu. Ben ise içimde büyüyen bu öfkeyi dizginlemeye çalışıyordum.

KRAL | MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin