İyi okumalar💜💙
.
.Saat: 19:32
Gün sonunda kendimi yine tek başıma odamda oturur şekilde bulmuştum. Akşama kadar aklımda dönüp duran sözleri düşüncelerimi meşgul ediyordu. Söylediği nasıl geldim hatırlamıyordum. Öyle sinirliydim ki sakin kalmak zaman almıştı.
Hala büyükannemi çok tanırmış gibi konuşuyordu. Geçmişi ayrıntısına kadar hatırlıyordum, yalan söylüyordu ve ne hikmetse farkına olmasına rağmen yalanını sürdürüyordu.
Göğsümdeki taş onunla ne zaman aynı ortamda veya bir arada olsam tenimi yakıp geçiyordu, tehlikeliydi o adam. Fakat elini kolunu sallayarak kasabada öylece dolaşıyordu. Istediği gerçekten burası mıydı? Neden yıkıp geçmedi o zaman? Neden bir anda her yeri darmadağın ederek kurulmadı buraya? Yalan söylüyordu.
O geçmişimde değildi hah, birde büyükannemi kullanarak beni inandırmaya, ona karşı doldurmaya çalışıyordu.
Sıkıntılı bir nefes bırakarak tekli koltuğuma daha çok gömülürken aniden gözlerimin kamaşmasına neden olan bir ışıkla elimle gözlerimi kapattım.
Neydi bu?
Bir anda böylesine göz kamaştırıcı ışık nerden gelmişti?
Hızla oturduğum yerden kalkarak camın önüne ilerleyerek gözlerimle etrafı tararken aynı zamanda göğsüm üzerinde tuhaf bir şekilde parlamayan taşımı avuçlarıma aldım. Evet, bir tehlikeye karşı kendini gösteren taşım hiç bir şekilde tenimi yakmamıştı bu sefer. Bir tehlike yoktu pekâlâ o zaman o ışık nerden gelmişti?
Bir şey olmamış gibi uyuyamazdım bu yüzden ne olduğunu öğrenmek için peşinden gitmeli veya ışığı takip etmeliydim.
Camın pervazına tutunarak bedenimi yukarı kaldırıp bacaklarımı camdan sarkıtmayı başardığımda hızla zemine atlayıp o ışığın bulunduğu alana doğru ilerlemeye başladım. Başıma bir iş gelseydi görebilirdim değil mi? Göremesem bile hissederdim.
Karanlığın çökmüş olduğu etrafta bir ışık arıyor belli olmayan her bir yere iyice bakmaya çalışıyordum. Fakat pek bir şey belli değildi. Sıkıntıyla nefesimi verirken gözüme çarpan parlaklıkla hızla başımı sağ tarafa çevirdim. Yan yana dizili tek katlı evlerin olduğu şu küçük kasabada birinin kaybolması imkânsızdı. Çünkü bulunması sadece birkaç dakika alırdı fakat tuhaf olan şey... kaybolan bir çocuk veya herhangi bir insan değildi. Hatta insan bile kaybolmamıştı.
Sadece fark edilmek isteyen bir canlı dolaşıyordu ortalıkta.
"Bana kendini göstermen daha iyi olmaz mı?"
Sesimi oldukça stabil tutmaya çalışarak seslendiğimde birkaç saniye sessizce beklemeye başladım. Fakat bekleyişim kulaklıklarıma dolan incecik bir sesle son bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Power: Dangerous |namsoo|
Novela Juvenil"Yardımına ihtiyacım var." Dudaklarından bıraktığı titrek bir nefes adamın dikkatini çeken tek şey oldu. "Kötü şeyler olacak, bana yardım et."