✨
Eve girdiğimizde Naruto anahtarını bir köşeye attı. Geçmem için açık bıraktığı kapıdan girip kapıyı arkamdan kapattım. Çantasını yere bırakıp üst kata yöneldiği sırada onu takip ederken dağınık salonda gözlerimi gezdirdim.
"İhtiyar yok mu evde?"
Naruto merdivenleri çıkmaya devam ederken elindeki içki dolu poşet sallanıyor ses çıkartıyordu.
"O sapık yine bir yerde karı kız peşindedir gelmez bugün"
Kendi kendine gülerek söylediği şeyin ardından sonunda odasına girmiştik. Burası da evin her köşesi gibi darmadağındı. Yerdeki kıyafet ve defter yığınını bir köşeye iteleyerek bize oturmamız için yer açtı. İkimizde yere çöktüğümüzde poşeti ortamıza bırakarak içindeki şişeleri çıkarttı.
Gözleri solgundu. Yinede gülümseyerek bana şişeyi uzattı.
"Uzun zaman oldu birlikte içmeyeli?"
Başımı sallayıp aklıma gelen anılarla güldüm.
"En son içtiğimizde ağlayarak şarkı söylüyordun..."
Naruto ellerini yüzüne kapatıp kendini sırt üstü yere bıraktı.
"Sus sus sus duymak istemiyorum!"
Ben gülerken o yavaşça geri yerinde doğruldu. Şişesini açarak dudaklarına dayadığında onu izliyordum. Hızla içmeye devam etti. Durdurmadım.
Dağılmak istiyorsa onu toplamak için burada olacaktım.
Sonunda şişeyi ağzından ayırdığında sırtını yatağına yasladı. Gözleri duvarında dolanırken ona bakıyordum sadece.
"Yakışmıyoruz dedi diye içmeye gelmedik biliyorsun dimi?"
Sırıtıp başımla onayladım.
"Aslında ona bile içecek kafar enayi görünüyorsun ama..."
Yerdeki bir kıyafeti suratıma attığında güldüm.
Kıyafeti suratımdan çekip kucağıma bıraktım.
"Arada bir topla şu odayı mikrop kapıp öleceksin"
Suratıma yediğim ikinci kıyafetle çenemi kapatmam gerektiğini anladım.
Bir süre sessizlik oldu bende içkimi açmış birkaç yudum içmiştim. Naruto sessizliği bozan ilk kişi oldu. Kafası geriye yaslanmış tavana bakıyordu.
"Kaç yıl oldu peşinden koşmaya başladığımdan beri? 10 mu?"
Kendi kendine Umutsuzca başını iki yana salladı.
"Bazen boşa bekliyorum gibi hissediyorum. O sadece beni görmezden geliyor."
Sessizliğimi koruyordum. Sadece anlatmak istiyor gibi görünüyordu. Zaten ona teselli verecek son adamdım. Dinlemekten başka bir şey yapamazdım.
"Yinede ona hiç kızmıyorum. Beni sevmemek onun suçu değil sonuçta değil mi?"
Cevap bekleyen mavileri yüzümü bulduğunda modum düşmüştü çoktan.
"Değil..."
Biraz durdum ardından nefes vererek devam ettim.
"Ama sevilmek istemen de senin suçun değil..."
Ne kadar Naruto ya söylüyor olsamda bunları aslında kendimle de yüzleşiyordum.
"Ah doğru... Peki ne olacak böyle? Nereye kadar gidebilirim ki? Ya bir gün başkasını severse?"
Gözlerim sarı saçlarında dolaşırken yüzü rahatsız olmuş görünüyordu.
"Düşünsene bana gelip sevdiği kişiyi anlattığını... Ölmekten beter olurdum..."
Ben birçok kez ölmekten beter oldum.
Ve sen hiçbirini görmedin.
Aynı Sakura'nın seni görmediği gibi.Durumun ironikliğiyle histerikçe güldüm.
Saat ilerledikçe Naruto yeni bir şişeye geçiyordu ve iyice bilinci gitmeye başlamıştı. Ayağa kalktığında onu tutmak için bende kalktım.
"Nereye? Tuvalete falansa-"
"Salona i inelimm"
Durduk yere garip istekleri olmasına alışıktım sarhoşken bebek gibiydi. Kafamı sallayarak onayladığımda kolunu bana atmasını sağlayarak belinden tuttum. Zar zor yürüyorduk. Naruto çok fazla sallanıyordu dengesini kaybedip duruyordu.
Merdivenin başına geldiğimizde böyle inemeyeceğimizi anlamıştım.
Yerimizde durduk.
"Naruto... Bu şekilde düşeriz. Odaya dönelim bence?"
"Ya lütfen inelimmm. Düşmeyiiz sen tutarsın biziii"
Mızıkçı bir çocuk gibi kaşlarını çatıp mırıldandığında gözlerim kızarmış sevimli görünen yanaklarında dolaşıyordu.
Ona nazaran daha az içtiğim için kendime şükür ettim. Yinede bu haline itiraz edemeyecek kadar aşıktım.
Omuz silkip pes ettim. Biraz eğilip sarhoş bedenini kucağıma aldım. Naruto anın şokuyla mavilerini kocaman açmış bana bakıyordu.
"Saske??!"
"Amma ağırsın ya"
Naruto kahkaha attığında gülümsedim. Dikkatlice merdivenlerden indiğimde bedenini yere bıraktım. Başta biraz sendelese de elimi beline atarak onu tuttum.
"Vuu düşüyorduumm"
Yanımda kısa kalan vücudunu sabit tutabildiğine emin olduktan sonra elimi ondan çektim.
"Aptal, git otur bayılacaksın şimdi"
Kafasını sallayarak onayladı. Ayaklarını pata pata yere çarparak sarhoş bedenini koltuğa attığında mavileri tavanda dolaşıyordu.
Bende yanına giderek koltuğa yattım.
"Beni hiçbir zaman sevmeyecek..."
Kısa bir iç çekip kafamı dizlerine yaslayıp onun gibi tavana bakarken mırıldandım.
"Aynı senin beni hiçbir zaman sevmeyeceğin gibi..."
Devam edecek.