2

125 11 0
                                    


herkese selam

keyifli okumalar 

satır arası yorum yapmayı ve yıldıza dokunmayı unutmayın:)

düzenlendi

.........

Asrında bir çok hikaye anlatılırdı, bunlar yatmadan önce bize anlatılan masallardı ,bu hikayeler mum ışığında dillendirilen efsanelerdi.En çok bilineni de göz yaşı ustası masalıydı, kimsenin ağlayamadığı bir dünyada geçiyordu.İnsanlar duygulardan yoksun, içi boş kabuklar gibi yaşarlarmış ama bu dünyada yanlızlıkla sarılmış bir göz yaşı ustası varmış

karanlığa gömülmüş,solgun görünen,kambur duran ve cam gibi berrak gözleriyle kristal gözyaşlarıdöken biriymiş insanlar bir zerre duygu hissedebilmek için ona gidip ağlamasını isterlermiş, ve gözyaşı ustası da gözyaşlarını o insanlara verirmiş.Böylece insanlar ağlarmış 

çağresiz kalınca,acı ve ızdrap içinde,alev alev tutkularla dolu acı hayal kırıklıkları ve gözyaşlarıyla birlikte...

böyle bir yerin var olabileceğini düşünmemiştim. Ailemi annemi bu kadar özleyeceğimi düşünmemiştim .Ama hepsinden önemlisi o hikayeyi kendim yaşayacağımı düşünmemiştim.Benimki sadece bir masal olmayacaktı

çünkü ben asrında gözyaşı ustası ile tanışacaktım

ağlamak kaybettiklerimi geri getirmez miydİ?

Yıllarca her günümü  biri beni alır ümidiyle bekledim,gözlerimin içine bakıp diğer çocukların arasından beni seçsinler istedim.Özel olmasam bile beni ben olduğum için isterler ümidiyle ama kimse beni seçmedi 

beni kimse fark etmedi ,beni kimse istemedi..

ben her zaman görünmez oldum.

zihnimde yankılanan melodi ,sessizlik çınladı kulaklarımda gözümün önünde canlalan o eller,dizilmiş rotaların üzerinde duyguyla kaynayan o pürüzsüz,beyaz eller işte asrın'ın gururu ve neşesi o bir altın çocuktu

herkesin istediği çocuk

ben hariç herkese kibar ve nazikti 

çocukluğumdan geriye kalan pürüzlü anılar zaman zaman zihnimi meşgul ediyordu.  Vlad Biran bir yanım ona o kadar çok alışmıştı ki  dilediği o kökten kopuşu hissedememiştim.Biz talihsiz bir zamanda tanışmıştık yine olduğu gibi her şey için savaştım,savaşacağım.

elimde kaçıncı olduğunu bilmediğim  ok ve yayı yerine bıkrakıp tahta kavaldan çıkan yumşak müziğe kulak verdim.burada zaman hep böyleydi , görevlerini yerine getir ve gerekmedikçe başını belaya sokma. 

her ne kadar bu sahneleri rüyamda da yaşamış olsam da

 saniyeler dakikaları kovalayarak nerdeyse aradan bir saat geçtiğinde boynumu ovalayarak başımı geriye attım, omzuma değen el ile ilkilerek arkamı döndüm 

"sakin ol"

 o kadar dalmıştım ki sesiz adımlarla yanıma gelen wiiliam'ı bile duymamıştım,rahat bir nefes vererek yüzüne bakmaya devam ettim

"gelirken birkaç hindi gördüm,sanki orda değilmişim geçip gittiler."

"ne kadar da kabalarmış "

"haftanın altı gününü ormanda odun kesmek ile uğraşırsan böyle olur işte" 

"aptal kuşlar kendilerini buranın sahibi sanıyorlar" kıkırdayarak arkamı döndüm yarım kalan yayı elime alıp üzerinde  kalan son talaşları de temizleyerek wiiliama uzattım

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SON KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin