Canan
sadece biraz huzur istiyordum hepsi bu. dinlenmek istiyordum . dünün yorgunluğunu hala üzerimden atamamıştım. ellerime baktım mosmorlardı. özellikle parmaklarımın elimle bağlandığı kemikler, sızım sızım sızlıyordu. dün kurutmaya üşendiğim saçlarım dolaşmışlardı. elime tarağı alıp taramaya başladım. ne yapacaktım ben istanbulda? ne yani sürekli teomanı mı bekleycektim .
saçımı taradıktan sonra telefonu elime aldım . rehberden görkemi bulup aradım
" canan.?" nasıl da özlemişim
" görkeem , çok özledim senii" sıcacık çıkmıştı sesim
"bende güzeliim bendee, naptın yerleştin mi?" o da özlemişti ses tonundan belliydi
"evet ,yerleştim "
"nasıl ya bu kadar kısa bi sürede sen istanbula gideli 5-6 gün oluyo " şaşırmıştı
"babam sağolsun" diyip geçiştirdim .
kapı çalmıştı , telefonda konuşmaya devam ederken kapıyı açtım , direk içeri giren teomana afallarcasına baktım. iyi alışmıştı bu . "ben seni sonra arasam olur mu görkem?" teoman burnundan kıkırdadı. alaylı gülüşüydü bu . "tamam güzelim " dedikten sonra kapattım .
" pat diye girilirmi" sesim yüksek çıkmıştı
"girebildiğime göre " dedi elleriyle kapıyı gösterirken
ukala dallama. "pekala, neden gelmiştin?" kollarımı göğsümde kavuşturdum.
mutfağa ilerledi . kendi evi gibi davranmayı çok seviyordu anlaşılan.
masanın üstündeki kaseden bir elma aldı." seni bir yere götüreceğim "
"nereye?"
"biriyle tanıştıracağım , eminim çok seveceksin" derken elmadan bir ıstırık aldı.
birşey söylemesini bekledim . " ne duruyorsun git giyin" dedi sertçe . gözlerimi devirip odama gittim. dolabı açıp içinden siyah pantolonumu ve beyaz askılı bluzumu giyinip mutfağa gittim. teoman ben gelene kadar elmayı bitirmişti. bana göz ucuyla baktıktan sonra "hadi gidelim" dedi . evden çıkıp muhteşem üstü -belki ben abartıyorumdur- arabasına binip ilerlemeye başladık.
istanbul trafiğini atlattıktan sonra dövüş klübüne geldiğimizi farkettim . söyleseydi ona göre giyinirdim. arabayı park ettikten sonra arabadan indik . teoman da antreman yapacak gibi giyinmemişti. siyah bodysi altında siyah pantolon ve siyah deri montu vardı. hava bu kadar dengesizken bende askılı giyinmiştim. allahtan üzerimde deri montum vardı.
bunları düşünürken adamlar teomana selam vermiş ve bizde içeri girmiştik. buraya ilk geldiğimdeki gibi patırtılar duyuyordum . ama bu sefer patırtılar fazlaydı biraz daha ileryince içeride 10 a yakın adam olduğunu farkettim. hepsi teoman yaşlarındaydı. birkaç tanesi daha küçük duruyordu benim emsalim gibi.
salonda ilerlerken adamlar durup teomana baktı. "devam edin" dediğinde , antremanlarına kaldıkları yerden devam ettiler. biraz yürüdükten sonra etraf sakinleşti ,sağa döndüğümüzde bir kız kum torbasını profösyonel derecede iyi yumrukluyordu , turuncu at kuyruğu yapılmış saçlarından bazıları lastikten kurtulmuş yüzüne doğru geliyordu,ama kızın umrunda değildi, yüzünde öfke vardı
kız bizi -teomanı- farkedince yumruklamayı bırakıp eldivenlerini çıkardı.
"heeey ,teo" diyip teomana sarıldı, cidden mi terliyken sarılmak ha . dudaklarımı birbirine bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kumar
RomanceGeçmişten gelen bir intikam tutkusu oyun için her şey den vazgeçen bir baba karanlığa bürünmüş acımasız bir adam ve kumarda kaybedilen bir kız ...