Sabah zil sesiyle uyandım.Saat 8.05'di.Ve ben okula geç kalacaktım.Hemde ilk günden.
Okuldan nefret ediyordum.Aslında sınavlar olmazsaydı çok güzel olurdu.hemen formamı giydim ve banyoya koştum saçımı hızlıca taradıktan sonra kapıya doğru koştum ve bir yandan ayakkabılarımı giyerken bir yandanda saçımı topluyordum.
Hemen dışarı çıktım ve şöför beni okula bıraktı.Nasıl da 3 aylık tatil hemen bitmişti.Hala inanamıyordum.En güzel tatilerimden birisini yaşamıştım.okula girer girmez ders zili çaldı ve sınıfa girdim.Eski arkadaşlarımdan çok yeni gelenler bu sınıftaydı.Hemen 6 senedir tanıdığım Selin'in yanına geçip oturdum.
Yeni gelenler arasında bir çocuk vardı.Hemen arkamızda oturuyordu.Bence çok yakışıklıydı.Aman ya ben ne diyorum ya şu yaşıma kadar aşık olmamıştım bundan sonra da olmuyacaktım.Herkes ingilizce öğretmeni ile tanışmıştı.Ve zil çalmıştı.Sınıfta bir dediko duydum.Şu yakışıklı dediğim çocukla ilgili tüm kızlar ağzı açık ona bakıyorlardı.
Birden sinirlendim.Ama bu öfkenin nasıl ortaya çıktığını anlamamıştım.Duyduklarıma göre bu çocuk yurtdışından gelmiş.Adı da Luke 'muş.Ders zili çalmak üzereydi bende koşarak gittim ve tost ile ice tea alıp aşğı sınıfa gelirken Luke ile çarpıştım.Nasıl olduğunu anlamadım ama birden kendimi çocuğun üstünde buldum.Herkes bize bakarken luke 'un üstünde indim ve pardon dedim.
"Önemli değil"dedi.
Ve sıralarımıza geçtik.Ders matematikti.Diğer derslere göre türkçe ve matematiki çok seviyordum.Hoca yoklama yaptıktan sonra direk olarak konuya geçmişti.Kendimi derse veremiyordum.Çünkü Luke 'u düşünüyordum.