PLAN...

1K 62 143
                                    

Saati bir türlü bitmeyen bir gecenin ardından
Doğmayı başarmış güneş ile Başkan dedikleri mendebur bağırmaya başladı

- Kalkın ulan Kim size diyor yatın diye uyanın dedik demi kafanıza mı sıkalım  ilahi

Diyince savaş hafif tebessüm ederek

- sıkabilse üç ay önce sıkmıştı ötlek  herif de beceremiyor

Söylediğine  bende gülümsemiştim ve ona

- sen az daha dayan ben bir bakayım gene ne zırvalıyor

Diyince kafasını onaylar anlamda salladı bende kendimi dışarı attım gecenin keskin soğuğu ardından sabah güneşinin acımasız sıcaklığı  tenime değerken ben göz zevkimi bozan herife doğru adımlıyordum beni görünce ellerini iki yanına açarak

- oo sabah şeriflerin hayır olsun erkencilik maşallah

- ee Başkan sen bağırınca

- heç olur mu sen misafirsin her dinlen

Olmaz ya ne dinlenmesi daha ne b*k çevirdiğini anlamam lazım dedim içimden sonra aklıma gelen ilk bahaneyi söyledim

- yok ben daha fazla o asker bozuntusu ile aynı alanda kalamam dışarısı daha iyi

(Off vallahi sallamadın direk fırlattın be sevde cırtlak sesinle bağırmasan çirkin yüzünü görmek zorunda kalmazdım dua et görevdeyim diyeceğine )
Diyen iç sesime kendimce defalarca hak vererek konuşmaya devam ettim

- hem sen dün yarın büyük dedin ya valalhi heyecandan uyuyamadım ee hadi açıkla neymiş bu güzel haber

- hıhıhı tabi uyuyamazsın tam tahmin ettiğim gibi

Dedi ( ne pis gülüyor be bu herif )  az bir sus da konsantre olayım rolüme be iç ses diye isyan ettim ve dinlemeye devam ettim

- şimdi bu heyecanını dorukta bırakmayalım getirin siz kütüğü ve kadim dostumu

( kadim dost mu) ne anlamsız neydi bu herifin planı böyle  derken kütüğü getirim ayak ucuma indirdiler sonrasında küflü bir yastığın üzerine konmuş keskin bir kılıç getirdiler ben olayı kavramaya çalışırken bir anda tekrar konuşmaya başladı

- sizde gidip şu eskeri getirin küflenmesen yiyelim de çöp olmasın yazım Günah

Son söylediği ile kafamda taşlar oturmuştu ve olduğum yerde deli gibi etrafımda ne yapabilirim gözetimi yapıyordum bir anda pis mendebur yanıma gelerek

- bu eskerin yaşadığını anlamım olabilir diyorum o yüzden onlar gelip almadan paket yapma kararı aldık nasıl bahsettiğim kadar güzle bir gün olacak değil mi

- ya çok iyi düşünmüşsün Başkan

Dedim sahte sahte gülmeye çalışarak ardınadan abartmıyorum beş kişi savaşı tutup güçlükle yanımıza getirdiler uzun zaman sonra zorla alı konduğu o delikten çıkınca yüzüne çarpan güneş onu etkilemiş hata ortamı bile garipsemişti

Sonrasında o herif bağırarak

- diz çök bakalım asker bozuntusu yeter artık çenenin açılmadığı zaten konuşmuyorsun ee bende gebertme kararı almışım bari diz çöker ölümün çok acı olmasın

Dedi savaş başını zorlandığını aşka belli etmeden doğrulttu bu gereksizin tam gözlerinin içine baktı ve konuşmaya başaldı

- asla akıllanmayacaksın demi lan ben senin önünde diz çökmem p*ç herif gel gücün yetiyorsa diz çöktür

Dedi sesinde en ufak bir titreme yoktu korkusuzca bakıyordu sonrasında kızaran ya da moraran demek daha doğru olur bu mıymıntı herif etrafındakilere sinirle baktı ki savaşın başında dört kişi toplandı ikisi omuzları ikisi kafasından yere eğmeye çalıştılar ama savaş asla boyun eğmedi karşımda gördüğüm manzara elimdeki namlunun buradaki tüm şerefsizle karşı doğrulmadı için sabırsızlanıyordu burası bugün bir köpek mezarlığına dönecekti and içmiştim

Savaş direndi direndi en son arkadan birisi bacağına tek el ateş etti çıkan kurşun sesi ile karşımdaki şerefsizin beynini delmemek için gözlerimi kapamamıştım kimliğimi açığa vermiycek ve sakin kalacaktım ( tabi çok başarılısın devam et sen tabi )
Diyen iç sesime aldırış etmeden derin bir nefes aldım ve az ötemde duran herifin yanına giderek

- ne var kafanda böyle Başkan

Dedim bana sırıtarak baktı ve elindeki kılıcı ellerime uzattı

- al hadi bu şeref senin ayır şunun kellesini vücudundan

Dedikleriyle içsel bir şok geçiriyordum neydi neydi onu - bilerek yaptı it herif test ediyor aklınca beni
Dedim ve sert gözlerle etrafımı gözetledim nerdeydi bu destek tim ...

Çok bekletmeden elindeki kılıca uzandım ve kavradım savaşın başını kütüğe yaslamış on kişi kaldırmaması için mücadele veriyordu bense zoraki adımlar ile körüğün başına geçtim silahımı elimden almışlardı zaten o sırada sanki çok sabrım kalmış gibi konuşmaya devam etti bu herif

- hadi bakalım güzellik hallet bu işi

Dedi sonra yanındakine

- sende bu anları iyi Çek kameraman

Dedi ben elimdeki kılıcı havaya kaldırmıştım sonra biraz daha sonra biraz daha ...

O sırada gözlerim etrafı kolaçan ediyordu minicik bir iz derken gözüme çarpan dürbün ışıkları ve kayalıklar arasında sıra kadem basmışçasıba gizlemiş bir Türk bayrağı gördüm elimde ki kılıç dahada havalanırken gözlerim kestirdiği bölgeyi bir daha tarafı Ordalardı evet içimden Allah'a binlerce kez şükür ederek Başkan döndüm bana tiksindirici bir gülümsemeyle bakan herife tebessüm ettim

- hadi güzelim bitir bu işi

Diyince daha da gülerek

-memnuniyetle dedim

Ve havada asılı kalmış kılıcı hızla indirdim tam boynuna değmek üzereyken durdurdum ve bir kez daha baktım o noktaya ...

Sonra kılcın keskin tarafı ters yöne çevrildi ve hızla bu Başkan olan meymentisizin boynunu kellesınden ayrıdı savaş başını hızla kütükten kaldırdığı an bize gelmeyecek şekilde tek kurşun tek hedef mermi yağdı bense savaşı güvenilir bir alana çekerek elimdeki tabancayı kavradım time destek verdim ...

SOLDİERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin