Eftalya Hanzade'den
Hastaneye varınca randevu alıp bekleme sandalyelerinde oturduk. Fazla sıra yoktu şükür. Bir kaç kişi.
+ Almancan vardır umarım.
- Buraya nasıl geldim acaba?
+ Nereden bileyim ben?
- Dön önüne ya.
Birden midemin bulanması ile elimi ağzıma sıkı sıkı bastırarak lavaboya koşmaya başladım. Lavaboya gelince boş bir kabine girip önünde eğildim. Öğürmekten başka bir şey yapamazken ayaklarım titriyordu. Zar zor ayağa kalkıp kabinden çıktım ve tezgahın önünde ellerim omuzlarımın hizasında bir şekilde aşağı bakıyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynadan son kez kendime baktım. Kapıdan çıktığım an karşıma geçen Dora ile korkmuştum ve istemeden ağzımdan küfür çıktı.
+ Ananın amı!
- Ne diyorsun kızım!
+ İnsanın karşısına böyle bir anda çıkılır mı be adam!
- Ne yapayım? Bir anda kalkınca bir şey oldu sandım.
Göz devirip bekleme sandalyelerinin olduğu alana tekrar oturmuştum. 2 kişiden sonra benim sıram vardı. Önce kontrolleri yapıp sonra DNA testi yaptıracaktık. Beyefendi inanmıyormuş! Haspam! Sıra bana gelince yerimizden kalkıp kapıyı çalıp girmiştik.
* Hoş geldiniz!
Sabahın köründe bu ne enerji be doktor Bey?
+ Hoş bulduk.
- Hoş geldik, hoş geldik.
* Geçin böyle Eftalya Hanım.
Gösterdiği hasta yatağına yatıp göbeğimi yeterince açmıştım. Karnıma sürdüğü jel huylandırsa da tepki göstermedim. Karnıma koyduğu cihazı bir sağa bir sola çevirmesi ile ben de minik siyah beyaz ekrana bakmıştım.
* Bakın, gördünüz mü?
- Bu neden bu kadar küçük?
Doktorun kahkaha atması ile ben de kıkırdamıştım.
* Normal Beyefendi. Daha 1.5 aylık.
* Kalp atışlarını duymak ister misiniz?
Kafamı anında sallamıştım.
Siyah beyaz ekranlı cihazda bir şeylere basıp karnımda ki cihazı da belirli bir noktaya koydu ve odayı ses doldurmuştu.
Bebeğimin kalp atış sesleri.
Gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. Bu.. bu çok farklı bir histi. Tarifi imkansız, yaşanılması gereken bir duyguydu.
* Daha fazla radyasyona uğramasın minik fare.
Kafamı salladım ve verdiği peçeteyle karnımı sildim. Üstümü düzelip ayağa kalktım ve Dora'ya baktım. Karnıma bakıyordu. Sanki 'dokunsam acaba bir şey olur mu?' der gibi bakıyordu. Umurum dışıydı.
* Mide bulantılarınız ne durumda Eftalya Hanım?
+ Fazla sık. Her sabah uyandığım da soluğu lavabo başında alıyorum. Gece uyurken lavabo başındayım. Üstelik fazla da bir şey yemiyorum da.
* Anladım. Size bir ilaç yazacağım. Sadece sabah 1 kere tok karnına için. Rahatlarsınız.
+ Peki.
Yazdığı reçeteyi alıp ayağa kalktım. Uzattığı eli sıkıp Dora'nın doktorla fısır fısır konuşmasını beklemeye başladım.
* İyi günler size.
+ İyi günler.
Dora'da gelince laboratuvar'a girmiştik. Görevlilere olayı anlatınca karnımdan, daha doğrusu bebeğimin kesesinden su alacakları biraz korkutmuştu.
Aldıkları suyu bir başka kaba aktardıklarında onları beklemek yerine bahçeye çıkmaya karar vermiştik.
- Ne zaman belli olur sonuçlar?
* Yarım saate.
- Tamamdır.
Bahçede ki çardaklardan birine oturup beklemeye başladık. Telefonumu çıkarıp internete bağlandım ve sosyal medyada gezmeye başladım. 20 dakikayı böyle geçirdikten sonra oyun oynamaya karar verdim. Yanınca oyunu ve telefonu kapatıp arka cebime attım. 3 dakika kalmıştı. Dora'ya bakınca onunda oyun oynadığını gördüm.
+ Hadi kalk. Gidelim içeri.
Beni duymamış gibi davranması sinirimi bozmuştu. Kolunu deşercesine çimçiklemiştim.
+ Kalksana be ayağa!
- Ne yapıyorsun kızım! Kafan mı iyi?
+ Üf kalk. Saat geldi. Bir an önce senden kurtulmak istiyorum.
- Sana meraklı olmadığımı kaç kere daha söylemem gerekiyor?
+ Hadi. Boş yapma.
Sinirlendiğini sert soluklarından anlıyordum. Umurumda mı? Asla!
İçeri geçip tekrar laboratuvar'a girmiştik.
* Sonuçlar da şimdi çıkmıştı. Buyurun.
Dora'nın eline verdiği kağıda Dora merakla bakıyordu. Ben bildiğim için meraklı veya herhangi bir duygu içerisinde değildim. Kağıdı bana da uzatınca aldım ve okudum. '%0.99 Dora Kara'nın' yazısını görünce kağıdı tekrar Dora'ya verdim. Laboratuvar'dan çıktıktan sonra konuşmuştum.
+ Hadi artık git sen tekrar.
- Sabır!
+ Ne sabır ne! Ya sen git ya ben başka ülkeye gideceğim.
- Gideceğim zaten. Yarın akşam uçağım var.
+ İyi.
- İyi.
Ters yönlere yürüyüp arabalarımıza bindik. Kendi evime gelirken zor gelmiştim. Sürekli gözlerim kapanıyordu. Üstümde ki yorgunluk anlatılamayacak kadar fazlaydı. Eve girdiğim gibi ılık bir duş alıp yemek yedikten sonra bornoz ile yatağa yatmıştım. Fazlasıyla yorgunluktan gözlerim çabucak kapanmıştı.
03.07.21
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAMİLEYİM /TEXTİNG
סיפור קצר🍀 0545****: Senden hamileyim. Bebeğimin Babişkosu: Ne saçmalıyorsun lan? 0545*****: Senden hamileyim, diyorum. Bebeğimin Babişkosu: Çizik plak gibi tekrarlama amk! •••••••••••••••••••••••••••• Bebeğimin Babişkosu: Adın Eftalya Hanzade mi? -11.09- ...