12. Bölüm

173 34 0
                                    

Yorum

Keyifli Okumalar❤

"Daha iyi misin?"

Dera kolumu okşarken yanıma eğildiğinde kafamı salladım ve elimde ki sudan bir yudum daha aldım. Ellerim ve ayaklarımın titremesi geçmişti ancak neler olduğunu tam olarak anlayamadığım için gözüm hala dışarıdaydı.

"Seokjin geleceğim demişti. Noldu?" diye mırıldandım içimde ki merakı daha fazla tutamayıp.

Benim gibi bakışlarını dışarıya çeviren Dera dudaklarını bastırdı. "Min Joon'u hastaneye kaldırılmasına sebep olacak şekilde dövdüğü için Spor hocasıyla konuşuyor olmalı şu anda." Dayanamayıp ayaklandım. "Gidip bakayım bir."

"Yujin hala yüzün bembeyaz, otur oturduğun yerde." 

Dera kolumdan tutup beni yeniden oturttuğunda keskin bakan gözlerine bir şey diyemeyip ellerimi önümde birleştirdim. 

İçeriye girdiğim gibi saçımın dağınıklığı, omzumdan aşağıya kayan askılığım ve ağlamaklı olan yüz ifademi fark eden insanlar müziği durdurup ne olduğunu sormuşlardı. Kaba taslak olanları anlatırken dışarıdan Min Joon'un acıklı inleme ve ahlama sesleri geldiğinde Hoseok yanında ki Taehyung ve Jungkook'u alıp dışarıya koşturmuştu. Aslında meraktan mıdır nedir partide ki herkes dışarı damlamıştı.

Sadece Dera ve üniversite de tanıdığım bir kaç kız yanımda kalıp beni oturtarak su vermişlerdi. Seokjin ise geleceğim demesine rağmen yarım saattir ortada gözükmüyordu. Ve sevgili arkadaşım dışarıya çıkmama izin vermediği için beklemekten başka çarem yoktu.

Gelince ne konuşuruz bilmiyordum ama konuşacağımız gerçeği yüzünden tek odağım onun yanıma gelmesiydi.

Gözlerim yeniden kapıya kaydığında Seokjin'in içeriye yüzünde bir tane bile çizik olmadan girdiğini görmemle ayaklandım ve ona doğru koştum. Yanıma vardığında ağzını açıp bana ilgiyle, "Daha iyi misin?" derken hızla kollarımı beline dolayıp başımı göğsüne bırakmıştım.

"Asıl sen iyi misin? Bir yerine bir şey oldu?" dedim endişeli sesimle sarılmaya devam ederken. Hava da kalan elleriyle sarılmamı engelleyeceğini sansam da yapmadı. Kollarını aynı ona yaptığım gibi belime doladı. "İyiyim ben, pezevenk o kadar sarhoştu ki iki üç vurmama bayıldı. Yorulmadım bile." Keyifsizce homurdandığında sesinde ki sinirli ve asabi tonun arasında bulunan çocuksu isyan dudaklarımı kıvırmama sebep oldu. 

İçten içe beni umursuyordu ve bu beni kör bir cesaretle doldurmuştu.

"Özür dilerim," dedim biraz geri çekilip. "sen izin vermedin bana açıklama yapmama ama haklıydın. Sana haksızlık ettim, güvenmeliydim."

"Yujin bunları konuşmayalım şimdi-"

Kafamı hızla sağ sola salladım. "Hayır konuşmamız lazım....Bak Seokjin," Dera diğerlerini alıp dışarı çıkarken gözüm kısa bir an onlara kaysa da hızla bakışlarımı Seokjin'e çevirdim. "benim babam hiç bir zaman ilk aşkım olacak kadar bana ilgiyle yaklaşmadı, hiç sevgisini göstermek için uğraşmadı ve bir gün aşık olursam lafını kullandığımda kıskanmayı bırak evlen de biz de rahat edelim dedi. Ve diğer insanların yaşadıklarını haberde veya yakınımda duymam derken aşık olma işlerinden hep uzak durdum."

Daha sonra bana yazdığı ilk mesajları hatırlayınca hafifçe gülümsedim. "Ama sen hiç beklemediğim bir anda mesaj attın bana ve takdir edersin ki ben, birileri benimle dalga geçiyor sandım. Fakat sen oldukça ciddiydin. Bu beni şaşırttı ve korkuttu."

"Neden korktun bu kadar?" dedi sakin bir sesle. Belimde ki ellerini çekmediği için karnımda kelebekler uçuşmaya başlamıştı. Onun dokunuşundan bu kadar hoşlanacağımı bilmezdim ama şimdi beni hiç bırakmasın istiyordum.

Bu aşk mıydı?

"Çünkü beni bırakırsan ayağa kalkabilecek kadar güçlü bir kadın değilim ben Seokjin. İddia olayı saçma ve lise aklıyla yapılan bir şey olabilir ama biz seninle sana hisler beslememle çıktıktan sonra ayrılsaydık," Derince gözlerine bakıp bütün samimiyetimi görmesini göstermek istedim. "ben yıkılırdım."

Yüzü yumuşadı ve yerimizide hafifçe sallanmamıza sebep oldu. "Senle daha sevgili olamadan ayrıldık ve bu bile zor oldu Yujin. Hayal edemeyeceğin bir zorluk." diye kırıkça mırıldandığında dudaklarımı ısırıp, "Yeniden deneyelim o zaman?" dedim utangaç bir şekilde.

Bir şey söyleyeceği sırada onu durdurup elimi dudaklarına götürmüştüm. "Güvensizlik yok, yalan yok Sadece sen ve ben...birde birbirimize olan duygularımız."

Dudaklarında ki elimi yavaşça eli arasına aldı ve kaşlarını kaldırdı. "Duygularım-ız?" Sesinde büyük bir sorgulama mevcuttu. Ona takıldığımız süre boyu hep inkar ettiğim için bir anda böyle bir şey demem şaşırmasına sebep olmuş olmalıydı.

Kollarımı yukarı çıkartıp boynuna sardım. Utançtan kırmızıya dönmem an meselesiydi ancak Seokjin'i kaybetmek istemiyordum. Yumuşak ve parlak bakan gözlerini bir daha yakalamışken olmazdı.

"Kavga ettiğimiz gün ki mesajlarda görmedin mi? Sana karşı hisler beslememi sağladın yazmıştım." 

"Evet ama sadece etkilendiğini de belirttin." 

Pekala böyle bir şey demiştim ama bir kaç gün önce kendini iyice hissettiren duygularımla artık sadece etkileniyorum demek aptallık olurdu. Ki ben o aptallığı bir kez yapmıştım ve sonuç ortadaydı.

"O zaman şimdi düzgünce belirteyim," diyerek yanağına yükseldim. "seni seviyorum Kim world wide handsome Seokjin. Acaba bu aptal World Wide Beautiful ile yeniden ilişkiye başlamak ister misin?"

Dudaklarım yanağına konuşmam bitene kadar sürterken pürüsüz tenini hissettiğim için yüzüde dolaşmak isteyen elim karıncalanmıştı. Ama cevabını duymadan bir şey yapamayacağım için merakla konuşmasını beklerken Seokjin birden kıkırdadı ve anlıma dolgun dudaklarını yaslayıp keyiflice mırıldandı. 

"Seni kendime benzeteceğim demiştim güzelim.... Ve teklifin kabul edildi."

BÖLÜM SONU

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir bebelerim

Vote❤

𝐖𝐖𝐇 𝐯𝐞 𝐖𝐖𝐁 ✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin