Evet, en sonunda uçaktan inebilmiştik. Bavulları bekliyorduk. Neyse en sonunda alabildik. Zaten en son biz bindiğimiz için en önde bizim bavullarımız vardı. Çok zor olmadı. Eveet artık yeni bir hayata başlıyoruz sanırım. İkimizde telefonu kapatma, yani hatları değiştirme kararı aldık. (Çünkü başta takım arkadaşlarımız olmak üzere herkes bizi arıyordu. Onları çok seviyoruz ama burda olduğumuzu bilmeleri hoş olmaz.) herkes neden böyle bir şey yaptığımızı öğrenmek için bizi arıyordu. Tabii ki bu karara Mina hanım uymadı. Ben de zorlanıyordum. Zaten ilk günümüz, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Telefonduz yapamayacağı için Mina, "Ayyy ben dayanamamm, yeni telefon alalım!" dedi. Yeni hayat yeni telefon demek ha?! Hemen "tamam" dedim. Hem telefonumuz açık olacaktı, hem de bizi arayamayacaklardı. Güzel fikir aslında. Ben böyle MANTIKLI fikirleri kendimden bekliyordum ama buradı Mina'ya iyi geldi demekki...
Mina: Allah, Ezel koşşş Hot-Dog var!!!
Sesini duydum, fikrimi değiştiriyorum ama telefon fikri mantıklıydı gerçekten. Tamam alalım dedim. Zaten ikimizinki de Samsung'du. Sıkılmıştık artık. Hemen Iphone 6 Plus bakmaya gittik. Ben silver, Mina da gold aldı. Kap bakmaya gittik. Mina bana "stay weird" yazan bir kap beğendi.
Ben: Hahahahah çok komik. Sensin weird.
Mina: Ya çok tatlıymışş. Hem baktıkça beni hatırlarsın...
Ben: Zaten her dakka yanımdasın allahın cezası.
Mina: Ya alll. Ben beğendim benimkini de sen seç.
dedi ve ına en nefret ettiği, görmeye tahammül edemediği şey olan sigara paketi temalı bir kap aldım. Üzerinde "smoking kills" yazıyordu. Gerçekten İĞRENÇ. Ama kap çok tatlıydı. İkimiz de birbirimizin beğendiği kabı aldıktan sonra Hot-Dog macerasına geri döndük.
Ben: Minaaa! Zaten uçakta hayvan gibi yedik. İlk önce kalıcak yer bulsak. Sonra yeriz.
Mina: Of iyi be. Yesen ölürsün sanki...
Ev bulma kısmı zor görünüyordu ama biz güçlü bir ekibiz. Mina'nın ikna ediciliği ile benim huylarım birleşirse tek bir vücutta birleşip her şeyi hallederiz. Ve en sonunda New York'un çok tatlı bir kasabasında ev tuttuk. İki katlı ve içi de tam bize göreydi. Çok tatlıydı. Alt katta salon, mutfak, tuvalet falan; üst katta da iki oda vardı. Ev sahibiyle konuşmaya gittik. Mina'dan aldığım derslerle konuşmaya başladım. Beni ufo görmüş masum köylü gibi dinliyordu. Sonra Türkçe konuştuğumu farkettim. Mina omzumu okyaşıp yavruummm dedi. Olayı anlayınca konuşmaya başladık. DÜZGÜNCE...
Ben: Hi, we came from Turkey and we want to buy this house. Can we just have a look?
Adam: OK. Here are some....
Mina: Okey, okey. We decided. We will buy it. Hadi hayırlı ossunn.
Ben: He o kadar kolaydı canım.
Biz kendi aramızda konuşurken adam birşeyler karaladı ve thanks diyip bize imzallattı. Gerçekten o kadar kolaymış. Sonra adam dizaynı kendiniz yapın diyince benim tepem attı. Yine konuşmaya başladım ve 10 saniyede 100 kelime söyledim. Adam onaylayıp dolapları falan yerleştirtti. Mina "KİMİN KARDEŞİ BEE" diye anırarak beni sırtına aldı ve eve geçip odaları düzenlemeye başladıkk. 💕🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gecelik Hata
Teen FictionMerhaba arkadaşlar ben ve en yakın arkadaşım bu kitabı yazacağız. UMARIM BEĞENİRSİNİZ