SONUNDA...

171 4 1
                                    

Mina ağlamaya başlamıştı. Hem Eymen'i bir kere daha gördüğü için hem de Akın'ı bulamadığı içindi sanırım. Ben Mina'ya belli etmeden Rüzgar'ın yanına koştum. Babasıyla konuşuyordu.
Rüzgar: Baba biz geliriz akşam o zaman. Hadi görüşürüz. (dedi ve telefonu kapadı.)
Ben: Bok gidersiniz canım, Eymen var o odada, Akın kayıp!!!
Rüzgar: Haklısın!
Haklı olmanın mutluluğunu yaşıyordum ki Mina beni çağırdı. Ona doğru gittim ve hemşireyle konuştuğunu gördüm. Hemşire onu göremiyeceğimizi söylüyordu, zaten görmek te istemiyorduk.
Hemşire: Başka bir hastaya bakmam lazım. (i)
Mina: Ne diyon ya burda Mina var MİNA.
Ben: Diyon değil diyorsun...
Hemşire: Ama Akın Beyle de ilgilenmem lazım. (i)
Mina: Allahım her ismi Akın olarak duyuyorum. Noluyo bana.
Ben: Sanırım gerçekten Akın dedi.
Rüzgar: Valla ben de öyle duydum.
Türkçe konuştuğumuz için hemşire bizi anlamıyordu. Mina "onu görebilir miyiz?" Bakışı atınca hemşire onayladı ama "Only one!" dedi.
Mina: (anırarak) Beeenn!
Onayladık çünkü Rüzgarın da benim de Akının iyi olduğundan şüphemiz yoktu.
...
İçeri gizlice girmeye karar verdik ve Akın ile Mina'yı sarılırken bulduk. Kıskandığımı herkes anlamıştı ama belli etmemeye çalıştım. Rüzgar hafif bir kahkaha attı ve elini omzuma attı. Bu sırada Mina Akın'a sarıldığını farkederek odunluğunu yaptı.
Mina: Fırsatçıııı...
Akın: Ne ya sen sarıldın. sözünden sonra Mina bir bakış attı ve ben araya girdim.
Ben: Sen iyi misin? Nasıl oldu?
Akın: Onu boşverin sadece Eymen'e dikkat edin. Bak kıskançlığından Amerika'ya gelmiş.
Mina: Yok ya bir zararı yok biraz önce kuzu gibi yatıyordu.
Akın: Nee o da mı burda?
Rüzgar: Tamam o konuyla ben ilgilenirim. dedi ve gitti.
Ben: Akın bişey sormuştum.
Akın: Boşver ya piskopatın teki işte. Bu arada o olay kendimi savunmaya çalışırken oldu haa beni öyle biri sanmayın.
O arada Rüzgar da geldi herlde para falan ödemişti Eymen için. Bu da çok vefalı çocuk haa....
Mina: Hadi bi kafeye falan gidelim. Öldüm açlıktan.
Ben: E Akın?
Mina: (Akın'ın sırtına vurarak) O turp gibi maşallah! dediğinde hakikaten iyi olduğunu anladım.
Ben: E hafi gidelim o zaman Dedim ve Akın'a yardım etmeye çalıştık. Neyseki bıçak ona gelmemişti yani pek bişeyi yoktu.
Yarım saat sonra...
Mina: Oh sonunda geldik. Ölüyorum açlıktan. Hadi oyalanmayın inin arabadan.
Arabadan indik ama pek iç açıcı bir sahneyle karşılaşmadık. SONUNDA herşey yoluna girdi derken bir de bu çıkmıştı. Annem ve bir adam karşı masada oturuyordu...
###
Duyurular bölümüne bakmayı unutmayın.

Bir Gecelik HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin