Mina: E-E-Ezel ne işin var senin bu-burda ?!
Ben: Noldu canım arkamdan çevirdiğiniz işleri mi böldüm? PARDON !
Mina: Ezel şurda konuşabilirmiyiz LÜTFEN...
Annem: Ya ben sizin aranızı bozma istem-
Ben: Evet evet, belli ANNECİM...
Mina: Ezel nolurr!
Ben: Gel Mina gel. Bakalım nasıl savuncaksın kendini.
Mina: Ezel gerçekten nerden öğrendi bilmiyorum ama beni bulmuş aradı. Ben de seni o yüzden tersledim yine kavga çıkmasın diye Akın Makın saçmaladım. Ben senin iyiliğini düşünüyorum, gerçekten. Ben de ne istediğini öğrenmek için tamam dedim. Hemen başımızdan atalım da kurtulalım her şey güzel gidiyorken keyfimiz gitmesin diye şeyettim yani.
Ben: Evet evet evel. Böyle boş konuşcağını bilseydim gelmezdim hiç.
Mina: Bana mı yapcaksın bunu Ezel ? Napcan Amerika'da bana seni düşündüğüm için atar yapıp ev mi bulcan?
Ben: Aaa iyi fikir. Saol. Bak nasıl da hevesli beni göndermeye.
Mina: Özür dilerim. (ağlayarak)
Ben: git şu annemi gönder benim sinirim kaldırmicak bunu. Ha bu aradaa, hani diyodun yaa, bu sefer sen yoksun her zaman yanımda mı olcaksın diye, işte lütfen bugün beni yanlız bırak.
Mina: Ama...
O sinirle anneme bir bakış attım ve hemen eve gittim. Kapıyı tam açıcaktım ki anahtarı bulamadım. Mina'ya verdiğimi hatırladım. Al işte Amerika'da kapıda kaldım. Ooo fırsat bu fırsat Rüzgar'lara gidiyim.
...
Kapıyı çaldım ve Rüzgar açtı. Akın içeride tıkınıyordu.
Akın: Ooo ben kaçar. SEVENler bölünmez. Çünkü yedi asal sayıdır. Puhahahahahha.
Ben: Kes Akın !
Akın: Tamam tamam.
Ben: Koş Mina'ya kooş. Küstük sevgilinle. Ağlıyo hüngür hüngür.
Rüzgar: Nolduu ? Gel şu içeri konuşalım.
Ben: Ya annem gelmiş buraya bulmuş bizi nası becerdiyse... İşte Mina'yla konuşmak istemiş. Mina da beni daha fazla üzmesin diye onunla konuşmaya gitti ama bana kızmiyim diye Akın arıyo ona gitcem falan dedi kızdım ona, kızın da bi suçu yok aslında. Beni düşünüyo o da. Hepsi o kadının suçu. Off napcam ben?!
Rüzgar: (gülerek) ya kızım bi sakin ol. Benim gördüğüme göre sizin aranız kolay kolay bozulmaz. Siz çok bağlısınız birbirinize bişey olmaz takma sen. dedi ve sarıldı. Bunları kapının önünde konuşuyorduk. Hemen oturduk. Bana birşeyler verdi.
Ben: Akın için falan da sıkıntı yoksa bugün sizde kalabilirmiyim?
Rüzgar: Tabi canım ne demek. Toparla biraz kendini sonra gidersin ikizinin yanına.
Ben: Saol. Iıı bide şey var ben böyle süslü süslü mü uyicam?
Rüzgar: Ben veririm birazdan...MİNA'NIN AĞZINDAN
Of yaaa napcam ben? Bare Akın'ı ariyim evin içinde mal mal yürüyerek olmaz bu işler. E mantık olarak Ezel'de Rüzgardadır. Akın da evden çıkmıştır. (aradım)
M: ya Akın şey ben dicektimki....
A: Biliyorum sizin ordaki kafeye gel.
Oha lan bu ne heryere yetiyo çocuk. Gittim ve konuştuk olayı. Bana mantıklı mantıklı anlattı ve Ezel'in sakinleşince beni affetceğini söyledi. Biraz da olsa rahatladım. Afeetceğini biliyodum ama böyle duymak daha iyi geldi. Akın da onları yanlız bırakalım Rüzgar onu sakinleştir mesajını verirken anlamıştım bir şeyler olduğunu...
Akın: E artık bende dışarda soğukta yatarım. (Yaz olduğunu unuttu mal)
Ben: Evet artık napalım demi ? Tamam tamam biz-
Akın: Bana kıyamicağını biliyodum.
Ben: Aaa noluyo be! Bizden battaniye alırsın dicektim, şaka şaka kalırsın napalım.
Akın: Gel üstüme bişeyler bakalım. Siz bizim pijamaları giyince tatlı oluyosunuz ama sizinki bize olmaz.
Ben: (bakış atma karışımlı gülerek) tamam hadi...
---
EZEL'DEN
Ben: Ya ben hep bunlardan giycem çok tatlııı.
Rüzgar: Tamam uzatma da film seç gelenek oldu artık.
Ben: Tam- dur telefon çalıyo.
ARAYAN: "Mina'mmm ❤️✌️😍"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gecelik Hata
Teen FictionMerhaba arkadaşlar ben ve en yakın arkadaşım bu kitabı yazacağız. UMARIM BEĞENİRSİNİZ