Dört buçuk yaşına kadar Black'larla büyümüş. Ama sonra Weasley'lerle yaşamış, gerçek ailesini bilmeyen Y/N'in Hogwarts'a gitme yılı gelmiştir... Yılın ortalarına doğru Hogwarts karışmaya başlamış ve acı bir gerçek ile ailesinin kim olduğunu öğrenmiş...
Michelle telefonu kapatıp bulunduğu tozlu dolaba baktı. Evet, o şuan Black Hanesindeydi. Regulus Black'ın dolabında. Dolaptan çıktı, Regulus'un tozlu masasında parmağını gezire gezdire istemsiz adımlarla odadan çıktı. Ama gözüne yemyeşil parlayan üstünde bir yılan olan madalyon çarptı, yılan "S" harfini oluşturuyordu. Gözlerini güzel madalyondan ayırıp bir zamanlar onun olan odaya geçti. Üstüne daha rahat bir şeyler giyip, Regulus'un odasına geri döndü. Madalyonu, biraz daha inceleyip boynuna takmaya karar verdi. Yavaşca madalyonu alıp, boynuna taktı ve kendini garip hissetti.
"Gözlerim tekrar mı kızardı?.."
Hemen hole koştu, karşısına bir aynayı alıp kendine baktı. Gözleri normaldi, her zaman ki gibi yeşil.
*Dip not; kitabın kapağındaki kız resmi Y/N'nin yani Bella Michelle Black'in gerçek görünüşü*
Ama hala o garip hissi hissediyordu. Sanki daha da güçlenmiş, gücüne güç katmış gibi.... Bunları bir kenara atıp, Sirius'un odasının yolunu tuttu. Kapı kolunu kavradı ve...
- PUFF! (ÖZEL EFEKT PATLAMA SESİ BSKDBKDBF)
Karşında duran silüetler -Draco, Pansy, Blaise, Tom ve Pansy'nindi- Pansy yere düşen Michelle'i kaldırdı. "Üzgünüm,"
"Sorun değil"
Draco aniden "Hey! Boynundaki da ne?!" diye bağırdı. Michelle "H-hiç." diyip madalyonu içine sakladı.
Draco'dan... Önce büyük bir şokla Y/N'nin kuzenim olduğunu öğrendim. Önceden ona yaptığım herşey için üzgünken, sinirlerine hakım olamayan babam, onun kaçmasından beni suçladı. Ve şuan Bella'yı bir hortkuluk takarken buluyorum.
Bella Michelle Black'tan... (Y/N) Draco bağırınca hemen madalyonu içime sakladım. Ve Pansy konuşmaya başladı
"Seni Malfoy malikanesine götürmemiz gerek."
Eh, Michelle'in diyebilecek bir şeyi yoktu. Ne de olsa onlar annesi ve babasıydı. Ama onları sevdiği pek de söylenemezdi. Zaten sonsuza kadar kaçamazdı. Onun yerinene neden gitmem gerektiğini sordum.
"Ah, Bella onlar senin anne-baban. Sonsuza kadar kaçamazsın. Ama eğer istemezsen senin saklanmana yardım ederiz."
"Pekala, ben bilmiyorum."
"Neyi bilmiyorsun! Malikane kocaman Mic, hem birbirimizi sık sık görebiliriz." dedi Theo, evet o da ölüm yiyendi.
Aile zoruyla...
Buradaki herkes öyleydi, kimsenin seçme şansı yoktu. Ne Pansy' nin ne Tom'un. Pansy ailesini gururlandırmak için ve onların zoruyla ölüm yiyendi. Tom abisine destek vermek ve onun baskısı yüzünden ölüm yiyendi. Blaise annesine onur kaynağı olmak için ve ölen babasının ona yaptığı baskı yüzünden ölüm yiyendi. Theo ailesi yüzünden ölüm yiyendi. Draco babası yüzünden ölüm yiyendi. Kısaca kimsenin seçme şansı yoktu.
"Tamam. Gidelim."
Michelle'in kararını duyunca hemen buharlaştılar. Ve bunduğukları yer Malfoy malikanesiydi.
Arkadaşlar bu yazdığım en uzun bölüm. Gizli okuyucularım var ayrıca. Lütfen gizli kalmayın ve oy verin☆☆☆ (Bu arada; Theo ve Michelle eskiden beri arkadaş)
