Tom gözlerini gezdirerek "Anlarsın ya hani-"
"Senin bir Weasley olmadığını söylüyorlar. Crabble ve Goyle bunun için iddaya bile girdi."
"Ne!?"
"Pat diye söylenir mi Draco!?" diye çekişti pansy. Kimse konuşmadı, herkes Y/N'ye baktı. Özellikle de o sustu
❁2 gün sonra❁☆
➹Altın üçlü➹
"Y/N 2 gündür konuşmadı. En son dediği şey "Ne!?" diye bağırması oldu. Şu saçma gerçek bir Weasley olayı hepimizin canını sıktı. Hermione, defalarca Y/N ile konuşmayı denedi. Ama boşa... Hey, Hermione nerede?"
"Tekrar konuşmaya gitti. Ron Y/N çataldili'mi biliyor?"
"Bu nereden çıktı Harry?"
"Ben, Draco pansy ve Tom'a söylerken duydum."
Ron düşünceli şekilde Harry'e baktı. Konuşmak için ağzını açmışken Lavender ve Parvati çıkageldi. Lavender Ron'a sarılarak konuştu "Bon bon kız kardeşinin çataldili'mi konuştuğu söyleniyor."
"Onu zaten pek gözüm tutmamıştı!" diye çıkıştı parvati. Ron ve Harry öfkeden kudurarak baktı onlara. "Haklısın, Parvati. Bende ona pek-"
"Yeter! Lavender sende mi? Eğer kız kardeşim hakkında konuşucaksanız bitti! Ayrıldık!"
"Bon bon?!"
Ron ve Harry arkasına bakmadan ilerledi. Lavender ise koşarak kızlar tuvaletine kaçtı
☆Y/N'in anlatımıyla☆
Y/N tuvalette elini yıkarken, ağlayarak içeri giren Lavender'i ve Parvati 'İ gördü.
"İyi misin Lavender?"
"SENİN YÜZÜNDEN RON BENDEN AYRILDI!"
"Ben birşey yapmadım..."
Diyip tuvaletten ayrıldı Y/N. Ne şans ise biçim değiştirmede yanına Hermione oturdu. Profesör Mcggonagal biçim değiştirme tüyolarını anlatırken Hermione "Y/N moralini düzelt biraz," diye konuşmaya başladı. Yaklaşık 10 dakika sonra Y/N dayanamayıp "Hermione 2 gündür saatlerce dinledim seni, tamam, iyiyim. Yeter artık!"
"Pekala..."
15 dakika sonra Profesör Mcggonagal'ın
"Ders bitmiştir!.." sesi geldi. Y/N hızlıca çantasını toplafı kitaplarını eline aldı ve Slytherin binasına girdi. Gerçekten şanslı günündeydi ki karşısına Draco çıktı. "Ee, Y/N saçların neden kızıl değil?""Off, sana ne?"
"Ama Weasley'ler gibi kızıl değilsin."
"Fransızca da duymak ister misin?"
Y/N koşar adımlarla Draco'dan uzaklaştı. Artık karşısına çıkan herkes bıkmadım aynı soruyu soruyordu. Ve bu can sıkıcı. Şu aralar sıksık yaptığı gibi odasına gidip yılanı Mike ile konuşmaya başladı. Gün o kadar berbat geçmişti ki, konuşmaya ihtiyacı vardı. Ve ona yardım eden tek kişi Mike'di.
"Hey, Mike."
"Kimse yok, dönüşebilirsin."Yılan buharlar içinde bir insan oldu. Kahve saçlı, zümrüt gözlü çocuk konuşmaya başladı. "Sürekli üzgünsün, Weasley'ler seni neşelendirmem için aldı beni." dedi, etrafı süzerek. "Yapma, Mike 'aldı' kelimesini kullanma." Mike dik dik bakan Y/N konuşmaya başladı. "Biz neredeyse 5 yaşından beri arkadaşız. Ve sana bir şey sorucam, Lord Voldemort-"
Mike tısladı, "Üzgünüm, ismi-lazım-değil onun bir yılanı var Nagini ve o da senin gibi yani sen-""YETER Y/N KES ARTIK! AİLENİ BULMAYI ÜMİTLEMEYİ KES! ONLARI ASLA BULAMIYCAKSIN!"
Mike buharlar içinde yılan oldu ve camdan sürünerek çıktı. Y/N göz yaşlarını zap etmeye çalışırken telefonuna bir bildirim geldi.
*Selamm, okuyan herkese teşekkürler💖 Bu arada bir kitap keşfettim ismi "instagram/Harry Potter" Çok güzel bir kitap. Ayrıca komikti, gene bir fan kurgu ama okumanızı öneririm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin Prensesi {Harry Potter}
FanfictieDört buçuk yaşına kadar Black'larla büyümüş. Ama sonra Weasley'lerle yaşamış, gerçek ailesini bilmeyen Y/N'in Hogwarts'a gitme yılı gelmiştir... Yılın ortalarına doğru Hogwarts karışmaya başlamış ve acı bir gerçek ile ailesinin kim olduğunu öğrenmiş...