1.BÖLÜM

33.3K 897 1K
                                    

Günlerden Çarşamba günüydü.
Aylardır ertelediğim ve bir türlü yapamadığım işleri yapmak için ayırmıştım bugünü kendime.
Erkenden kalkıp güzel bir kahvaltı yapmıştım,çok oyalanmadan siyah dar kot pantolonu ve siyah bir tişört giyip
Odamdan dışarı çıktım.

Salonda duran deri ceketimi alıp hızla evden çıktım.
Binanın merdivenlerinden inerken deri ceketimi giymiştim.

Binanın önünde duran motosikletime binip kaskı kafama geçirdiğimde
Heyecanlıydım.
Bu ay hayatımın en güzel geçen ayıydı.
Sonuçları o kadar güzel olmuştu ki
Bana hiç almayacağım kararlar aldırmıştı.

Motosikletimi çalıştırıp şehrin merkezine doğru sürdüm. Ara sokaklardan hızla geçerken etrafı incelemeyi ihmal etmiyordum.

Sonunda Arel'in bahsettiği dövmeci mekanını bulmuştum.
Motosikleti kenara parkedip kaskımı da yanıma alarak içeri girdim.
Kendi mahallemde olsa kaskımı motosikletin üstünde bırakıp giderdim evime,mahallede kaskımı çalacak biri çıkmazdı asla.
Ama buraya güvenememiştim.

İçeri girip mekanı incelemeye başladım.
Tamamiyle kırmızı temalarında dizayn edilmiş bir yerdi.
Deri koltuklardan kapılara kadar her şey kırmızıydı.

Etrafı incelerken hiç bir insanla karşılaşmamıştım. Girişte kimse yoktu
Biraz daha ilerlediğimde kapalı odalardan birinden sesler duymaya başladım.

"Bu yeri senin başına yıkarım çocuk!"

İçerden gelen sert ve erkeksi bir ses
Bağırarak konuşuyor du.

"Bakın,ne dediyse onu yaptım.
Neden anlamak istemiyorsunuz?"

Bu sesin sahibi ise kendini korumaya çalışan fakat korkudan sesi titreyen genç bir çocuğun sesiydi.

"Hayır! Ben böyle istemedim!"

Duyduğum tiz bir cırlama sesiyle gözlerimi yumdum.
Bu ne biçim bir ses tonuydu böyle!
Kulaklarıma elimi götürüp konrtol ettim her an kanamaya başlayabilirdi.

5 dakika daha sessizce içerde kagva eden gerizekalıları bekledim.
Fakat kavgayı bitirip çıkmak bir yana dahada hararetli bir şekil almıştı herşey.

"Beceriksiz salak! Abi öldür şunu rahatlayayım!"

Bu sabrımın ve kulaklarımın son noktasıydı. Daha fazla şu kızın cırtlak bağırışlarını duyarsam kendimi vuracaktım.
Hızla kapıyı açıp içeri girmemle
Tüm gözler üzerime dönmüştü.
Odada sandığım gibi 3 kişi yoktu,
Sessizce olayları izleyen 10'a yakın takım elbiseli adamlar da vardı.

Sarışın mavi gözlü zayıf bir kız gözleri kızarmış bir şekilde bana bakıyordu.
Ağladığı çok belliydi.
1.60 boylarında bir kızdı zayıf olduğu için mi yoksa etrafındaki hödüklerden dolayı mıdır küçük bir kız çocuğu gibi görünüyor du.

Hemen karşısında korkmuş gözlerle etrafına bakınan bir çocuk hemen yanında da bir herif daha vardı.
Kızıla çalan saçları koyu yeşil gözleriyle bir ahenk yakalamış,tahminen 25 yaşlarında bir gençti. Çatılmış kaşları ile bana bakıyordu.

"Kusura bakmayın böldüm o güzel kavganızı ama acelem var buranın sahibi kimse bana yardımcı olabilir mi?"

"Şey benim buranın sahibi"

Çocuğun sesi hâlâ titriyor ve kekeliyordu. Tamam kavga ettiğin kişi arkadaşlarıyla yada sülalesiyle gelmiş olabilirdi ama yinede sesinin titremesine sahip çıkıp dik dursa bir şey kaybetmezdi kendinden.
Ne kadar korkak bir tipti.

LİDER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin