-2-

664 36 10
                                    

Lord Voldemort ve kızı Sabrina gece yarısına kadar sohbet edip hasret gidermişlerdi.

- Artık evimize gitmeye ne dersin?

Diye sordu adam. Sabrina'nın yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. O kadar özlemişti ki evini.. O gizli geçitleri, kocaman yatağı, yemek salonunu. Kısacası Riddle Malikanesini özlemişti. Çocukluğunun geçtiği yeri.

Adam kızın yüzündeki gülümsemeyi görünce ayağa kalktı. Sabrina da onu takip ederek ayağa kalktı. Babası koca evin bahçesinde onu bekliyordu. Sabrina dışarı çıkınca o eve arkasını dönüp baktı. O ev ona bir yıl boyunca kâbusu yaşatmıştı. Sonra evin yanına gidip eve asasını doğrulttu. Asasının küçük bir hareketi ile ev alev aldı. Sabrina bir süre öylece evin yanmasını izledi.

Lord kızı için gerçekten üzülüyordu. Onun daha fazla bu görüntüyü izlemesini istemedi. Birkaç adım atıp kızının omzuna dokundu ve hadi dercesine başını salladı. Sabrina sadece olur anlamında gözlerini kapattı. Lord kızına elini uzattı. Sabrina babasının elini tuttu ve birlikte cisimlendiler.

Sabrina kendini ezbere bildiği bahçenin içinde buldu. O kadar özlemişti ki evini.. Adımlarını hızlandırarak girise doğru yürüdü. Giriş kapısına geldiğinde görmeye alışık olduğu yazıyı tekrar okudu
"Riddle Malikanesi" Kapıya doğru ilerlemeye devam etti. Kapı varisin yaklaştığını anlayınca kendiliğinden açıldı. Sabrina biraz yürüdükten sonra koca salona ulaşmıştı.

Ardından Lord Voldemort da içeri girdi. Kızına baktı ve konuşmaya başladı.

- Artık hediyeni verme zamanı geldi.

Sabrina şaşırdı.

-Hediye mi? Ne hediyesi?

Adam biraz şaşırdı ama alaycı bir tavırla devam etti.

- Doğum gününü hatırlamayacağını düşünmemiştim.

Sabrina kendine kızdı. Kendi doğum gününü nasıl unutabilirdi. Lord konuşmaya devam etti.

- Artık 11 yaşındasın. Ve senin bunu kaldırabileceğine inanıyorum. Sana bu yıl ki hediyem güç. Benim gücüm.

Sabrina şaşırdı. Babası ona gücünü verecekti! Adam onun donup kaldığını görünce tepki vermedi. Yavaşça kızına ilerleyip asasını doğrulttu. Uzun bi büyü mırıldanmaya başladı. Sabrina babası büyüyü mırıldanırken nasıl ezberlediğini düşünmeden edemedi.

Lord'un asasından kırmızı göz kamaştırıcı bir ışık çıktı ve Sabrina'yı tam göğsünden vurdu. Sabrina acı içinde inledi. Ve dizleri üzerine düştü. Nefes alamıyordu. Ne kadar nefes almaya çalışsa sanki akciğerlerine kesikler atılıyor, defalarca bıçak saplanıyordu. Birkaç dakika sonra acı birden kesildi. Sabrina yavaşça ayağa kalktı. Kendini çok farklı hissediyordu. Kalktıktan sonra odayı boydan boya kaplayan aynanın karşısına geçip kendine baktı. Gözleri artık zümrüt yeşili değildi. Babasının gözlerine sahipti. Önce babasına baktı. Lord kızının gözlerini görünce yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi. Sabrina tekrar aynaya döndü. Kalbi delice atıyordu. Kendini sakinleştirmeye ve kalbini duymazdan gelmeye çalışarak gözlerini kapattı. Açtığında gözleri tekrar zümrüt yeşili olmuştu. Lord konuşmaya başladı.

- Düşündüğümden daha hızlı öğreniyorsun Sabrina. Artık kendini her zaman kontrol altında tutman gerektiğini biliyorsun.

Sabrina elbette biliyordu. Bu gözlerin insanlara neler yapabileceğini görmüştü. O gözler karşısında aklını kaçıran onlarca insan.. Başını salladı. Çok yorgundu. Babasına iyi geceler dileyip bir yıldır hasretini çektiği odasına gitti ve uykuya daldı.

SABRİNA RİDDLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin