Erzincan'a Gelme Evresi

66 1 2
                                    


        
               Erzincan da üniversite kazanmıştım ve Erzincan'a gelmiştim. Erzincan'a gelişim sürpriz olmuştu. Her öss öğrencisinin yapmakta olduğu o saçma sapan tercih safhasındaydım.Fakat ben Tercih yapmayıp bir daha ki seneye yeniden sınava girip daha yüksek bir puanla istediğim yere gitmek için hazırlanacaktım ama kader, tercihlerin son yarım saatinde tercih yapmaya zorlamıstı beni. İşin ilginç tarafı normalde telefona kontör yükleyen, internete girmeyi seven birisi değildim. O zamanlar evde internet falan da yoktu. Ne hikmetse sim operatörüm o gün gece yarısına kadar internet paketi hediye etmişti. Tercih süresinin bitmesine yarım saat kala çevremdekilerinde boş konuşmalarının canımı sıkması neticesiyle tercih yaptım.  Sadece 3 tercih yapmıştım.  Bursa, Adana ve Erzincan... Erzincan ın gelmesi en büyük olasılıktaydı ve tercihler açıklandı. Erzincan gelmişti.  İçim burukta olsa bir yandan da sevinç vardı. Üniversiteyi kazanmıştım sonuçta, istemediğim bir sonuç olsa da...
      Yaz tatilini çok güzel bir şekilde geçirmiştim. Kayıt zamanı Erzincana geldim ve kayıtlarımı yaptırdım. Özel bir yurda yerleştim ve Memleketime geri döndüm.

         Okulların açıldığı zaman değilde, bir hafta sonra gelmiştim Erzincana. Pek kimseyi tanımıyordum. Okulda iyi bir arkadaşım vardı. Sürekli onla takılırdık ders zamanları. Ders bittikten sonra da yurda gelirdim.  Yapacak fazla birşey yoktu burada. Okula git, gel ve uyu... Sıkıcı bir hayat beni bekliyor diye düşündüm. Ta ki bir gün akşam yürüyüşe çıktığım da yurtta ki o tanımadığım çocuğu görüp selam verene kadar...
      Adı Osmandı, yalnız bir çocuktu benim gibi... Selam dedim kardeş, hayırdır napıyorsun böyle? Öylesine yürüdüm yurda dönüyorum dedi. Yüz ifadesinden belliydi günlerdir kimselerle konuşmadığı, ki ben de öyleydim, kimselerle konuşmuyordum. Beraber yürüyelim dedim Osmana, gittik Erzincan'ın bir parkına ve dizi seyreden teyzeler gibi çekirdek çıtlıyorduk.  Bir yandanda muhabbet tabi. Neyse ertesi gün, ertesi gün, ertesi gün derken, hep, beraber takılmaya başladık. Iki sağlam dost olmuştuk, bunu bir aptal bile anlayabilirdi! Sanki yıllar sonra karşılaşmış iki eski dost gibiydik... Şairdi Osman, her gece yazardı, karalardı birşeyler. En çokta bu hoşuma gitmişti. Çünkü; bende şair olmasamda, karalamayı çok severdim. Sağlam imgeler kuramasamda, kafiyelerim iyiydi. Okula pek uğramazdık. Gündüz uyur, gece muhabbet ederdik. Sabaha kadar sigara içme odasında paketlerin anasını aglatırdık. Kapak resminde ki o ev de, işte bu gecelerde içtiğimiz sigara paketlerinin bir kısmından yapılmış küçük bir gece kondu... O zamanlar Istanbul da okuyan bir kız arkadaşımla sürekli telefonda konuşurduk adı Gonca, severdim onu da. Çok güzel günler geçirmiştik dersanede, kafa dengi, harika bir kızdı.  Herşeyleri konuşurdum onunla. Birgün bana Mabel Matiz-Yaşım Çocuk şarkısını dinle dedi. Telefondan indirmek için sayfaya girmek üzereydim ki, Osman, yani biricik kardeşim, can yoldaşım, biladerim odaya girdi. Ooo biladerim uyanmışsın dedi,  nabiyorsun? Hiç dedim arkadaş şarkı önerdi onu dinliycem, indirmek için arıyorum, dedim. O da hangi şarkı? dedi. Mabel,  Yaşım Çocuk, dedim. Biladerim o bende var, hadi sigara içmeye inelim o arada da dinleriz beraber dedi. Aşağıya indik sigara içmek için, müthiş bur yağmur yağıyordu. Çatının altında ki sandalyelere oturduk ve yaktık birer sigara. O arada hadi biladerim şarkıyı aç dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BiladerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin