Haunted

5.4K 270 32
                                    

Sabah güneşi odanın büyük pencerelerinden içeri vururken gözlerimi yeni aralayabilmiştim. Harry'nin boğuk sabah sesi bana tüm neşesiyle günaydın derken bilincim tam olarak açılmıştı. Başımı ona çevirip gülümsedim. Günlerdir uyumadığını biliyordum. Ancak bugün gözleri uykudan uyanmışlığın verdiği hafif şişlikler barındırıyordu.

"Güzel bir geceydi, değil mi Leigh?" dedi dudakları gamzelerini ortaya çıkaracak şekilde yukarı kıvrılırken.

Uykudan bahsetmediğine eminim. Ah... Utançtan yanaklarımın kızardığını hissedebiliyorum.

Üstümdeki yorganı uçlarından tutarak başımın üstüne çektim ve sanki mucizevi bir şekilde ortadan kaybolmuşum gibi alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.
Yorgan birden ellerimin arasından çekildiğinde Harry'nin parıldayan yeşilleri görüş alanıma girdi.

"Utanıyor musun?"

Alaylı ve şaşkın bir gülümsemeyle kaşları çatıldı.

Omuzlarımı kaldırıp indirdiğimde yüksek sesli bir kahkaha atmıştı. Bu benim için istisnai bir görüntüydü. Onu bu kadar keyifli, neşeli ve yaşına uygun bir şekilde görmek beni mutlu etmişti. Kahkahasından sonra yüzünde kalan gülümsemesi bulaşıcıydı. Parmağımı dudaklarının kenarlarındaki çukurlarda gezdirdim. Ona dokunmam her zamanki gibi onun kaskatı kesilmesine sebep oldu.

"Çok güzelsin Harry..." diye mırıldandım sesimin büyülenmiş gibi çıkmasına engel olamayarak.

Yeniden şaşkın ifadesiyle sırıttı. Yanağındaki elimi tutup dudağının üstüne götürdü ve parmak uçlarıma minik birer öpücük bıraktı. Tanrım... Bunu yaparken gözlerini bir an olsun benden ayırmamıştı ve bu... Kahretsin romantikti.

Kapının tıklatılmasıyla kaşları çatıldı ve üstümden kalktı. Bizim odamıza kimse gelmezdi. Kimse kapıyı çalmazdı. Ve saat sabahın sekizi. Harry yerden baksırını alıp geçirdikten sonra kapıya doğru giderken hızla dolabın bir çekmecesini çekip pijama altı da alıp giymişti. Ben iç çamaşırlarımı yorganın altından giymeye çalışırken Harry kapıyı açmadan bana döndü.

"Banyoya gir."

Kendimi birilerinden gizlenen bir suçluymuş gibi hissederek yataktan fırladım ve banyoya yöneldim. Ah tabiki çıplak olduğum için gizleniyordum. Konuşma seslerini rahat duymak için hafif aralık kapıya yaklaştım.

Harry'nin kahkahası kulaklarıma dolarken bunun kesinlikle az öncekiyle aynı olmadığını biliyordum. Alaylı ve öfkeliydi. Nedense sabah ziyaretçilerimizin Styles ailesiyle bir ilgisi olduğunu düşünmeye başlamıştım.

"Asla. Şimdi defolun gidin!"

Gülme sesi kesilip birden bağırmaya başladı. Bir süre kısık sesle konuşan karşı tarafı dinlemeye çalıştım ancak bir sonuç alamadım. Kapı kapandı ve Harry'nin adımları banyonun önünde durdu.

"Sorun ne?" dedim gizlendiğim yerden çıkarken.

Odada üstüme giyecek bir şeyler arıyordum.

"Çok değerli babacığım bizi aile yemeğine davet etmiş."

Bunu söylerken elleriyle havada hayali bir tırnak işareti çizdiğinde kıkırdamama engel olamadım. Ve sonra söylediği şeye odaklanıp aniden durdum.

"Bizi?"

"Seni ve beni."

"Neden seni? Yani şey... Beni? Benim ne işim var ki? Baban benden nefret... Yani Bay Christopher benden nefret ediyor."

Dar jeani bacaklarımdan geçirip fermuarıyla uğraşırken Harry kollarını çıplak göğsünde birleştirdi.
"Zaten o kadar vampirin arasına taze kan götürecek değilim Leigh."

CIPAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin