💮 5- OLAYLI VALSE

170 16 11
                                    

🔒 NEW EPİSODE UNLOCKED 🔐

Yıldızı parlatmayı unutma.
Keyifli okumalar balım...

__________________________________

{Bu bölümden kesitler sizlerle}

⚔{Bu bölümden kesitler sizlerle}⚔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 5:
GURUR KIRIKLIKLARI

Elimi kaldırıp küstah söylemlerinin haddini bildirerek yüzüne sert bir tokat attım. Sağ tarafa savrulan başını doğrultarak sinirle bana baktı
Bense başımı dikleştirip üstten üstten ona baktım.

"Hayatı öğrenmeye haddini bilmekle başla!"

Benden beklemediği bir hareket olduğu için büyük bir şokla suratıma bakarken sinirli nefes alışlarını umursamadan kapıya yöneldim.

"Alaz'ın umrunda bile değilsin! Seni kullanıyo. Bu saçma sapan şeyi aşk falan mı sanıyosun sen? Çok yazık."

Söyledikleri ve benimle böyle konuşması sinirlerimi bozsada susmadı.

"Bir gün onunla eskisi gibi olucaz ve sen olmayacaksın. Doğduğuna pişman edeceğim seni."

Sakin bir şekilde arkamı dönüp avazı çıktığı kadar bağıran kıza baktım. Yüzüme şuh bir gülüş takınıp söylediklerini umursamazcasına konuştum.

"Belli ki burada kullanılan kişi sen olmuşsun. Ayrıca bi' psikiyatra da görün, beyninde çok kuruyosun.
Son bir şey daha; Alaz'la aramıza kimse giremez. Deneme bile!"

Onu arkamda bırakırken tekrar kapıya yönelip kilidi açarak dışarıya çıktım. Çıkarken kapıyı sertçe kapatmayı da ihmal etmemiştim. Derin bir nefes alıp insanların içine karışarak yeniden masaya geçip Alaz'ın yanına oturdum.

Masadaki koyu muhabbet ilerledikçe benim de çenem düşmüştü. Ayrıca Faruk Bey'i güldürmeyi başarabilmiştim. Ot gibi yaşayan samimiyetsiz insanları gergin ortamdan kurtararak masadaki kahkahaların sebebi olmuştum.

Alaz'ın babası Halit Bey'de sert duruşuna rağmen çok sevecen biriydi. Sohbet ilerledikçe köşede kıskançlıkla bakan Erdem dışında herkesle konuşmuştum.

Nadir Bey'in kızının oturduğu koltuk hâlâ boştu. Tuvaletteki kavgadan sonra masaya gelmemişti. Benden birkaç dakika sonra yokluğu anlaşılınca Halit Bey merakla sordu.

"Serra hâlâ gelmedi, bi' problem mi oldu?"

Demek adı Serra'ydı. Nadir Bey elindeki kırmızı kadehi masaya koyup cevap vermek için masaya yaklaştı.

"Eve geçeceğine dair bir mesaj atmış. Mazur görün bu gün toplantıda oldukça yoruldu."

Masadakiler saygıyla karşılarken Alaz düşünceli bir hâle büründü. İkisi arasında daha önceden ne olduğunu deli gibi merak etsem de sorma cürretinde bulunmadım.

BEYOĞLU  |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin