16.BÖLÜM

7.8K 495 124
                                    

Medya : ALPARSLAN

Haklısın bende isterdim eskisi gibi olmayı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Haklısın bende isterdim eskisi gibi olmayı.
Ama ne yazık ki
Kelebekler öldüklerinde tekrar tırtıla dönüşmezler.
________________________

Bu geçen zaman içinde hayatın zor ve aynı şekilde kolay olabildiğini görebiliyoruz. Nasıl olursa olsun hayat sizi oradan buraya sürüklerken sizin neler yaptığınız önemli.

Kararlarınızı nasıl alıyorsunuz ?

Seçimlerinizi kendinize göre mi yapıyorsunuz ?

Hayatın bize sunduğu o kadar seçenek arasından yanlış olanı seçmek bazen normaldir. Yanlış insan, iş veya evinizde bulunan lüzumsuz eşyalar gibi. Uzun zamandır giymediğimiz giysiler yada artık bedeni olmadığı için odanın eğer varsa deponun, Bodrum katının köşesinde duran çöp gibi giysiler.

Neden oradalar ?

Mutfağın çekmecelerinde bulunan gereksiz mutfak araç gereçleri, evin köşesinde bulunan gereksiz şeyler gibi aklımızın köşesinde duran, güne başladığımızda olsun, gece yastığa başımızı koyduğumuz an olsun, o bunaltıcı düşünceler.

Neden oradalar ?

Kalp çok kez kırıldığında oradaki kırıntılar birikir. İnsanın kalbi sallandığında sanki tekrar kırılacakmış gibi içi cız eder. Bu endişe verici. Gözler aynı görüntüleri izler. Haksızlığın çirkin renklerine bakarken yakalandığımızda aslında, kirlenen gözlerimiz olmaz.

Bizim saf inancımız, umudumuz, hayallerimiz olur...

Yanlışa şahit olurken ister kendimiz olalım, ister başkası; bize tek seçenek bırakır. Doğru olanı yapmak.

Zamanın içinde kaybolmak vardır. Bu zaman iyi ise kaybolmak güzeldir, sevdiğimiz insanlar yanımızdaysa, o bile değil hayatımızda seven, değer ver bir kişi bile varsa bu iyi zamanın parlayan ışıltının bir parçasıdır.

Kötü zaman ise ne kadar ışıltılı olursa olsun, gözler karanlığa çekilmiş vaziyette olanları öylece izler. İnsan zamanın içinde kaybolup gider, çünkü elinden bir şey gelmediğini görür. Küçüklüğümde bir hayalim vardı;

Dünyadaki tüm kötülüğü birkaç kitap yazarak bitirmeyi düşünüyordum bu yaşım arttıkça dibi görünmeyen bir kuyuya bakmaya dönüştü. Tüm dillerde, tüm dünyadaki insanlara tüm doğruları söylesek bile, bir doğrunun ona ne kadar doğru olduğunu bilmek onun yaşadıklarına yetmeyebilir.

Yanan bir ateşe değilde artık küllere dönüşmüş bir aleve su dökmeye benzer bu. O yüzden insan doğruyu yapmaya çalıştığında doğru zamanada gereksinim duyar. İnsanın burada anlaması gereken ise bir yolda kaybolduğumuzda nasıl çok yönlerimiz oluyorsa;

*GERÇEK AİLEM*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin