"Haechan patateslerimden uzak dur!"
"Ya hani islam paylaşma diniydi. CİMRİ!"
"Taeyong! Bir şey de şuna!"
Taeyong ağzındakini bitirmeye çalışırken mırıldandı. "Bir şey." Haechan kahkaha atarken Doyoung göz devirdi. "İkiniz de aynı boksunuz." Johnny kendi patateslerini sevgilisinin önüne bıraktı ve gülümsedi. Bunu gören Haechan ise yüzünü buruşturmuş yana dönmüştü.
Döner dönmez ona garip bir şekilde bakan bir çift göz ile karşılaştı. "Hey," Bakışlarını yüzünde dolaştırdı. "Yüzümde bir şey mi var?" Oğlan kafa sallamış gülümsemişti. "Taeil dilini mi yuttun söylesene." Taeil sessizce Haechan'ın yüzündeki yemek kırıntısını aldı.
Ten gülümsüyor, Haechan'ın panik olması ile dalga geçiyordu. Ona güzel bakan bir çift gözü fark etmeden. "Sevgilim aç ağzını." Taeyong elindeki patatesi ona uzatırken Ten kısaca bir bakış attı ve gülümseyerek uzatılan patatesi ağzına aldı.
Taeyong ise gülümsemiş yemeğine devam etmişti. Sevgili olmalarının üstünden yaklaşık 2 gün geçmişti. Cicim ayları işte. "Chenle, telefonu bırakıp yemeğini yer misin yoksa telefonunu kırayım mı?" Jisung tehditlerini sıraladığında Chenle telefonunu kenara bıraktı.
"Oh, Taeyong. Boynundaki çizik kanıyor." Taeyong duyduğu şey ile telefonunu almış kapalı siyah ekrandan bile belli olan kırmızı beyaz beze baktı. Ten ise gülümsüyordu.
"Hangi geri zekalı sevgilisinin boynunu kesmesine izin verir ki? Ya damara denk gelseydi?"
"Mark, insanların garip fantezileri olabilir."
Mark yüzünü buruşturdu bilmiş bilmiş konuşan turuncu saçlı bedene. "RENJUN, JENO!" Jaemin bağırdığında herkes ciddileşmişti. "Ne yaptık ya?" Renjun sitemkar şekilde konuştuğunda Jaemin göz devirdi.
"Yemeğinizi yiyin bebeklerim, telefon karın doyurmuyor." Renjun, bilmiş bilmiş anne gibi konuşan bedene baktı. "Beni doyuruyor belki?" Jaemin kaşlarını çatıp ayağa kalktı. Renjun ise ayağa kalktığında verilen mesajı anlamış Jenoyu kendine siper etmişti.
"Koru beni."
"Ya bebeğim şiddet çözüm değil bırak o patatesi."
"Sen sus!"
Renjun cırladı. "Bana kıyacak mısın cidden? Beni beni Renjun'ınını??" Jaemin derin bir nefes verip yerine oturdu. "Üçlü gördüm ilk defa çok şaşkınım." Jisung konuştuğunda Jaehyun mırıldanıyordu.
"Jaehyun da sanırım üçlü istiyor. Sesli konuş aslanım."
Jungwoo konuştuğunda Jaehyun omuz silkti ve yemeğini yemeye devam etti. Ten ise yemeğini bitirmiş kafası sevgilisinin omzunda yatıyordu. "Kun kedilere mama verdik değil mi?" Kun kendine yapışmış olan bedenden zorla kurtulup kafa salladı. "YA LUCAS! DÖVECEĞİM HA."
Kun cırladığında Lucas iyice kollarını sardı. "Çok konuşuyorsun. Nasıl döveceksin göster bakim." Kun sadece göz devirdi. Ne diyeceğini o da bilmiyordu.
"Lunaparka gider miyiz 30 kişi?"
"Olur gideriz, uygun mu size?"
Herkes onayladığında tekrar muhabbete dalındı. Her türlü konudan konuşuluyordu. Yangyang ise hâlâ tanışmamıştı diğerleri ile. Hendery ve Xiaojun niye yok derseniz onları çok önceden Taeyong sinir krizi geçirdiğinde bahsetmiştim. Anyway. Jaehyun dudaklarını araladı.
''Doyoung ve Johnny. Üçlü düşünür müsünüz?''
•
Jungwoo koşuyor diğer eli ile de Markı sürüklüyordu. İstediği oyuncağa binmek için çekiştiriyordu. Ten ise sevgilisinin koluna girmiş onu bir yerlere sürüklüyordu. Kısaca herkes birbirini sürüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Don't Stop - Taeten
Humor"Sen kucağıma düşen şerefsiz değil misin?" "Ben anlamamak seni." Fic eski bir fic cringe sahneler için özür dileriz :(