MUTLULUĞUN PENÇELERİ

MUTLULUĞUN PENÇELERİ-6

Aşk'ı klavyemle anlatmam zordur. Aşk, bütün duyguları içine barındıran girdaptır. Aşk, büyülü bir dünya'ya açılan bir kapının anahtarıdır. Aşık olduğunuzda kalbiniz o zaman başka atar. Bir hoş olursunuz. Kendinizi aşkın büyülü dünyasına bırakırsınız. Aşık olduğunuz zaman aklınızdan çıkmaz, her zaman konuşmak istersiniz. Ona kavuşmak, sarılmak, kokusunu içine çekmek istersiniz. Aşk sizi öyle güzel baştan çıkarır ki yerçekimine meydan okursunuz. Dünya'dan uzaklaşıp sevdiğiniz insanın dünyasına gidersiniz. Hayatınız değişir, herşey çabuk geçer, doyamazsınız.

Aşk ne mesafe, ne de engel tanır. Tanıdığı tek şey sevdiği o kişidir. Aşk psikolojisi o kadar değişik ki sizi seli de eder harap da...

Hayatta çoğu şey psikolojiktir, buna inanın. Mesela, masaj yapan yerlerde 40 derece ısıtılmış taşların insan vücuduna yerleştirilerek insanların ruhsal terapi yaptığı söyleniyor. O taşların hiçbir özelliği yoktur. Normal, yontulmuş ve şekil biçimi verilmiş "kayaçlardan" çıkartılan taştır. İnsan bedenine hiçbir sağlığı veya zararı yoktur sadece sıcağı vücuda temas ettirmek dışında. Farkındaysanız müşterileri hoş karşılarlar ve masaj öncesinde taşlardan bahsedip güzel şeyler söyledikten sonra masaja geçerler. İnsana gevşemesini ve gözlerini kapanasını ister. Gözler kapandığında beyin rahat işlev gördüğü için herşeye "Tamam" dercesine rahatlar. Sıcaklık kasları gevşetir ve sizin daha rahat bir şekilde "Terapi (!)" yapmanızı sağlar.

Psikoloğa gittiğinizde çoğumuz rahatlamış biçimde çıkarız. Beynimiz "O doktor ve işini iyi yapar." dediği için herşeyimizi anlatıyoruz. Sonra ne mi oluyor ? Psikiyatr susar ve dinler, konuşma sürsün diye soru sorar ve analizini açıklar. Hâlbuki psikiyatr, onun zaten farkında olduğu rahatsızlığı dile getirir. Zafer kimindir burada ? Tabii ki psikiyatr açık ara yarışı kazanır. Kafanızı ellerinizin arasına alın ve düşünün ; "Ben ne yapıyorum ?". Sadece tek bir soru ve biraz düşünceniz sizi doğru rotaya yöneltir...